mantıkla örtüşmeyen, gerçekçiliği bulunmayan ve sadece ama sadece (tutsa bile) "tesadüf"den itibaren olan inanışlardır. aklıma gelenler;
- geceleri tırnak kesmek(doğrusu; temizliğin her çeşidi sakıncadan uzaktır)
- sigara yandan yandı(yanlış; uğursuzluk ya da uzun bir yol gözüküyor)
- çayda uzun çubuk görmek(yanlış;kalk kalk misafir geliyor)
- nazar boncuğu(doğrusu; nazar vardır, ama boncukla korunulmaz)
- herhangi bir şeyin altından geçmek(yanlış; boyun kısalacak gel üstünden geç)
atalarının tecrübe ve yaşanmışlıklarına güvenilerek öğrenilen doğru ya da yanlış inançlardır. küçükken abuk gelen büyüklerimize güldüğümüz herşeyi, zamanla yapmaya başladığımızda bunun kısır bir döngü olduğunun farkına varırız.
hapşurduktan sonra insanların çok yaşa demesi. önceden insanlar hapşurunca içindeki şeytanı attığına inanılırmış, bu sebepten hapşurduktan sonra ömrünün uzadığı müjdelenirmiş. bu çok yaşa şeklinde ki hitap hristiyanlıktan bize kalan bir miras aslında; god bless you diyerek müjdeler onlar bizde direk onlardan geçirmişiz hayatımıza. kaynaksa; bu ve bunun gibi bir çok şeyin sebebi, nedeni, geçmişi tamer korugan'ın luzümsuz bilgiler ansiklopedisi 1-2-3-4-5 serisinde yeralmakta.
mezar taşı okuma unutkanlık yapar,
çocuğun üstünden atlama boyu uzamaz,
makası masaya bırak elden verirsen kavga ederiz,
bunu on kişiye yaz, inanan zengin oldu inanmayanın evi yandı,
sakallı, mavi gözlü çocuk doğdu, kıyamet kopacak.
ne yazıkki ülkemizde sıkça rastladığımız inançlardır. bu ülkemiz için son derece üzücü bir durumdur. %99'unun müslüman olduğu bir ülkeye bu durum hiç ama hiç yakışmamamktadır.
davranışçı kuramcılardan pavlov un ortaya attığı kavramlardan biridir. meşhur deneyinden örnek verecek olursak köpeğe et verilmeden önce köpek pavlov un yanına gelmiştir ve daha sonra pavlov köpeğe et vermiştir belli bir süre sonra köpek bunu öğrenecek ve sürekli pavlovun yanına gelecektir ve bu davranışın sonunda doyuma ulaştığı sürece bunu devam ettirecektir. ya da sınava annesini aldığı kırmızı kalemle giren birey sınavda başarılı olunca aynı kalmele sınava girmeye devam edecektir. bireyin kırmızı kalem sayesinde sınavdan iyi not aldığını düşünmesi klasik koşullanma bağlamında değerlendirilir ve fakat daha sonraki sınavada kırmızı kalemi ile girmesi edimsel koşullanma kapsamına girer.
hamile iken oksijenli su içen kadının çocuğu sarısın olur.
kazma sapına oturmak uğursuzluk getirir.
ay kamerken büyükapdest yapanın basurları çıkar.
şamrelle denize giren er kişinin züriyeti bol olur.
ıslık çalınmaz, şeytanları çağırırsın.
sabaha bulaşık bırakılmaz, şeytanları çağırırsın.
ilk adım sağ ayakla atılmalıdır.
yeni doğan bebek ilk kez misafirliğe gittiğinde o evden bir hediye verilir, yoksa bebek hırsız olur büyüyünce.
yeniyıla nasıl girersen yıl boyu öyle olursun.
yeni yılda kırmızı don giymek şans getirir.
saate baktığında 21.21 se biri seni seviyordur. (alfabenin 21inci harfi s'dir, 21.21 de s.s demektir.)
kim ve niçin söylemiş sözlerini akla getiren hurafelerdir.
salı günü işe başlanmaz, sallanır.
gece sakız çiğnenmez, ölü eti çiğnemiş olursun.
gelin olan kızın çeyiz hazırlığında kocası ölmüş veya boşanmış bayan bulundurulmaz,gelin kızın akibeti de öyle olmasın diye...