yıkanmaktan beyni " ak " laşmış müslüman toplulukların aileden başlamak üzere okulda, kursta, seminerde maruz kaldığı ve ümmetçi ve bodrum gümbetçi neslin yetişmesi için kullanılan argümanlardan biridir. işin aslı tabi ki de aydınlanmayı ve hür düşün sistemini kuran batılıların bir bina inşa edercesine medeniyete kavuşmasıdır.
Bir inancsiz olarak katilmadigim onerme. ibni heysem hipotez olusturma kuramini sorgulama mantigini olusturmasaydi muhtemelen hala 19. Yuzyil teknolojilerini kullaniyor olacaktik.
ibni sinanın tıp kanunu (EL-KÂNÛN FiT-TIBB) kitabının bilmem kaç asır yıl batı üniversitelerinde okutulduğunu bilmeden söyleyenlerin açtığı başlıktır.
bu arada türk-islam alimlerinden bilim adamlarının yaptığı buluşlardan bihaberdir.
islam alimlerinin buluşları ve avrupalılar üzerindeki etkilerinden birkaç tanesi efenim. buyrunuz:
*türk islam alimi cabir bin hayyam. zira hayyam kimyasal maddeleri; uçucu maddeler, uçucu olmayan maddeler, yanmayan maddeler ve madenler olarak dört grupta toplar ki kimyanın kurucusu sayılan lavosier e öncülük etmiştir.
*yine El-Kindi, Einstein dan 1100 yıl önce 800 yılında, izafiyet teorisi ile uğraşmıştır. El-Kindi, ' zaman cismin var olma süresidir, zamanla bilinebilen ve ölçülebilen hız ve yavaşlık da hareketin sonucudur. Zaman, mekan ve hareket birbirinden bağımsız değildir, göğe doğru çıkan bir insan ağacı küçük görür, inen insan ise büyük görür' demiştir. burdada gördüğünüz gibi bilime katkısı son derece fazladır efenim.
* Ahmet Fergani,fen bilimlerinde, deneyle sabit olmayan bilgilere itibar edilmemesi gerektiğini söylemiş, enlemler arasındaki mesafeyi hesapladığı gibi, Dünya'nın eksenindeki ekliptik eğimi 23° 27' ilk defa en doğru şekilde hesaplamıştır.
*El-Battani, Trigonometrik bağlantıları bugünkü kullanılan şekliyle formülleştirmiş, 877 yılından 929 yılına kadar sürekli astronomik gözlemler yapar; Tanjant ve Kotanjant'ın tanımını yaparak Sinüs, Tanjant ve Kotanjant'ın sıfırdan doksan dereceye kadar tablosunu hazırlar. ''J.Risler: Trigonometrinin gerçek manada mucidi Battanidir.''
* Ebubekir er-Razi, cerrahide dikiş malzemesi olarak ilk kez hayvan bağırsağını kullanıp; tıp biliminde deney ve gözlemin çok önemli olduğundan bahsetmiştir.
* ibnü-l-Heysem ise optik biliminin öncüsüdür. Roger Bacon ve Kepler onun eserlerinden faydalanmışlardır, Galileo onun eserlerinden faydalanarak teleskopu bulmuştur.
* ibnu'n-Nefis, 1200'lü yıllarda, Avrupalılardan 300 sene önceden küçük kan dolaşımını keşfetmiştir.
*Bursalı Ali Münşi Tıp bilimine yaptığı en önemli katkılardan biri Kınakına' hakkındaki çalışmasıdır. Burada bu ağacın kabuklarının humma, sıtma gibi hastalıklara iyi gelmesi ile ilgili gözlemlerine yer vermiştir.
*Fatih Sultan Mehmetin Hocası *Akşemseddin, Pasteur'den yaklaşık 400 sene önce yaşayan ve ilk olarak mikropların varlığını keşfeden kişidir.
*Gıyaseddin Cemşid,(1429) Ondalık kesir sistemini bulan, Virgülü, aritmetik işlemlerde ilk defa kullanan kişidir.
bu liste daha da uzar gider. bunlara rağmen batılıların islam alimlerinin medeniyetini , ilmini , bilmini almadığını; batılıların üzerinde islam alimlerinin etkili olmadığını geliştirmediğini söylüyorsanız dicek bişey bulamayız.
baslik tamamiyle cahilane bir tabirdir avrupa tarihiyle ilgili belgeseller izlerden tabiki kendi yaptiklari kendilerinden bahsettikleri belgeselleri avrupanin ms.200 dem itibaren ne kadar pislik aşağilik zorluk barbarlik kölelik vahşet kan katliam yasadiklarina şahit olursun ve kendileri belgesellerde hacli seferlerine kadar bi ton pislikten katliamdan bahsederler fakat herşey havli seferlerinden sonra düzelmeye başlar hacli seferlerinde ne oldu diyeceksin bütün eserlerin tercumesi bilim ve felsefi alanda bir çok urun avrupaya tasinda ve bütün gelişmeler kitalarin keşifleri bile bu dönemden sonra oldu ... yeterlimi?(!)
neresi yalanmış anlayamadığım... yahu bize anlatılan safsatalar arasında doğruya en yakın olanı bu. hayır, yanlış bildiğim veya bilmediğim şeyler varsa buyursunlar açıklasınlar, biz kimseyi tutmayız ama o da yok. yalandır denilip bırakılmış.
sadece haçlı seferlerinin etkisi bile başlı başına bir etmen batı aydınlanması için. bunu illa müslüman kaynaklardan duymak zorunda değilsiniz. hatta aslına bakarsanız, ben haçlı seferlerinin batı gelişmesinde ne kadar etkili rol oynadığını bir ingiliz tarihçiden öğrendim. keşke anlattığı anekdotları aklımda tutmuş olsaydım da burada daha detaylı yazabilseydim. kendisinin ismi de ann marie thornton bu arada. bana mevlanayı öğreten de kendisiydi.
şunu iddia etmiyoruz; batı medeniyeti tamamen islami temeller taklit edilerek gelişmiştir. elbette hayır. öyle olsa zaten bugün bizden daha ileri bir medeniyet seviyesine erişemezlerdi. ancak ortalama bir hayat standardı kıyaslaması yaptığınızda orta çağ döneminde avrupalı hristiyanlarla müslümanlar arasında çok ciddi bir fark vardı. bakın kahvenin gelişim süreci bile bu gerçeği gözler önüne sermeye yeter. kahve deyip geçmeyin. neredeyse bugünkü petrol kadar önemlidir keşifler çağında kahve, palmiye yağı, pamuk gibi ürünler. bunlara "cash crops" denilmekteydi. ve batı dünyası tüm bu zenginlikleri müslümanlar aracılığıyla tanıdı. http://en.wikipedia.org/wiki/Coffee#Etymology
bakın ne diyor orada? "...This term and "coffee" both derive from the Ottoman Turkish kahve, possibly by way of the Italian caffè. This in turn derives from the Arabic qahwah ( قهوة)."
avrupalı kavimler, haçlı seferlerine katılmadan önce barbar, vahşi ve medeniyeti düşük bir müslüman toplum göreceklerini sanıyorlardı karşılarında. haçlı seferlerinde gördüler ki islam dünyası batının ilim seviyesinin, kültür seviyesinin ve hayat standartlarının çok çok üzerinde. öte yandan bu zenginlikleri harp ederek onların ellerinden almanın mümkün olmadığını da savaşarak acı bir şekilde tecrübe ettiler. işte yeni kıtaları keşfetmeyi gerektiren durum da bu oldu. yoksa çok afedersiniz de avrupalı kaptanları deli mi s.kti de durup dururken sırf bir macera hevesi uğruna yeni kıtalar, hindistana giden yeni yollar keşfetmek için bunca zahmete katlandılar? elbette hayır.
medeniyete gelirsek. ortaçağ avrupası kitap okuyan bir toplumu kaldırmazdı. "bilmemiz gereken her şeyi biliyoruz zaten" diyordu kiliseler. demiyorum ki orada bunlar olurken biz burada atomu parçalıyorduk. elbette hayır. ama en azından islamda kuranı okumak ve anlamak önemlidir. onun emirlerini yerine getirmek, bir takım gereklilikleri beraberinde getirir. sırf bu yüzden bile islam medeniyeti, en azından avrupaya kıyasla daha fazla okuyan ve ilimle uğraşan bir medeniyetti. savaşlarda muzaffer olabilmek için ve biraz da türklerin eski geleneği olması sayesinde demircilikte iyiydiler. enteresan silahlar kullanılarak düşmanlara korku salıyorlardı.
sonra aristo, platon, sokrates gibi eski yunan filozofları müslüman dünyası tarafından okundu, incelendi ve bu filozofların bizim medeniyetimize ciddi yansımaları oldu. batı dünyası felsefenin temelini atmış olan bu filozofları ve onların okullarını (ekol) müslümanlar aracılığıyla tanıdılar.
şimdi tüm bu tarihi gerçekleri ne yapacağız, çöpe mi atacağız? yapmayın etmeyin derim ben. tarihi kalbinizle, hislerinizle okumayın. aklınızla okuyun.
bugün katıldığım bir aydın ve çağdaş beyinlerin rol aldığı ve ışık olarak çeşitli yol gösterici fikirlerin tutulduğu konferansta tekrardan üzerinde durulan yalan. öyle şeyler anlatıldı ki bu islam batıyı yarattı falan diye kusan cahil ve boş tipler yerin dibine girdi. zaten sayıları az olduğu için salonu terkederlerken herkes kahkahaya boğuldu. zavallılar ya.
