dördüncü sezonu ile birlikte sona ermiş dizidir. şimdi ne yapacağız bilemiyoruz. baştan izlemek güzel bir çözüm olabilir.
uzayda geçen bir dizi ne kadar gerçekçi olabilir?
uzayda geçen bir bilimkurgu dizisi ne kadar dramatik olabilir?
bir bilimkurgu insanı nasıl ağlatabilir?
bir dizi insanı sokakda yürürken paranoyaklaşmasına sebep olabilir mi?
birçok dizi insanı ekran başına kitler de, hangileri "insanlığı tanıma" adına kişiye birşeyler katar?
hangi diziler insanın hayatında önemli yere sahiptir?
battlestar galactica izleyenler sanırım yukardaki soruları daha farklı yorumlarlar. neticede bir dizi sadece. uzayda geçiyor evet. ama önyargıları bir tarafa bırakıp izlerseniz durumun çok farklı olduğunu, dizinin mekanının aslında "insan" olduğunu görürsünüz. insanların zor şartlara ne şekilde ve ne kadar dayanabildiklerini tartışıp düşünmeye başlarsınız. gerçek sorunlara karşı gerçek yönetimler nasıl olurlar? yukardakiler düşerse kaos ortamında kimler yukarıya çıkabilir. savaş ortamında arkadan vurmalar, ihanetler, aşklar, hayal kırıkları, yaşama mücadelesi, onur...
insanın rüyasında caprica'da Samuel T. Anders ve diğer isyancılarla saylon senturyonlarından kaçmasına, sonra da kan ter içinde uyanmasına sebep olan diziymiş.
bilimkurgu açısından çok iyi tatmin etmesi dışında iyi işlenen kaliteli bir senaryoya sahip olması, bilim kurgunun yanı sıra içerdiği politik, din, aksiyon, dram gibi etmenlerle kişiyi kendine bağlayarak bağımlısı yapan. izlettiğim herkezin hastası olup bırakamadığı dizi.
izlediğim en akıllıca şeylerden biri olduğunu hergün farklı bir şekilde kanıtlayan yapım..
bir dizi daha nasıl mesaj verebilir, ne kadar başarılı göndermeler yapabilir diye soruyorum kendime. Özellikle leonardo da vinci'nin son akşam yemeği tablosunun yorumlanması ağzımı açık bıraktı.
gerçek anlamda an itibariyle dünya üzerinde gösterilen bütün dizileri anlamsız kılan başyapıt.
battlestar galactica; insanlığa dair bir beyin fırtınası kesinlikle. 3-5 kişinin değil, bütün insanlığın siyasi bakış açısını, toplum yapısını, dini görüşünü, psikolojisini ele alıp bunun üzerine bir takım işlemeler yapıyor.
bütün bunları yaparken de minimale kadar inip, insanların acılarını, aşklarını, tutkularını, vicdanlarını, bireysel olarak hissettiği bütün duygularını inceleyebiliyor.
günle alakalı gündem takibi zayıf, kültürü yüksek olmayan insan; malak gibi bakıp "hani ya nerde lazerler" falan gibi bir yaklaşım gösterebilir. ama bu dizi, gerçekten sadece uzay ve savaştan oluşmuş bir bilimkurgu dizisi değil.
dinler tarihini, siyasi tarihi, insanlık tarihini; önemli noktalardaki insanların kişilikleri ve duygularıyla yoğurup önümüze koyan, senaristlerinin kesinlikle ruh hastası* olduğunu düşündüğüm dizi.
karakter çizimleri, yaratımları öyle epik ki; üstünü kapatmadan, herşeyi ortaya koyarak dahi bir sonraki bölümde ne olacağını merak ettiriyor. şimdi moda ya, gizemli karakterler; onlara isyan edercesine karakter çizimleri var galactica da.
bir gaius baltar, bir kara thrace bile başlı başına başka hiç bir karaktere ihtiyaç duymadan dizi olabilecek dinamiklere sahip karakterler.
ben her hafta bir sonra ki bölümü nasıl bekleyeceğimi düşünüyorum. ocakta son sezon başlıyor. "galactica'nın kaderi aydınlanıyor/sonun başlangıcının nasıl olacağını görün" gibi bir sloganı var.
verdiği sezon arasından sonra maalesef bitecek olan müthiş dizi.
son bölüme değinerek gizli 5nci saylon hakkında bir iki yorum yapmak istiyorum.
--spoiler--
ara vermeden evvel son bölümde insanların en yakınlarının cylon olduğunu öğrendikleri zaman tepkileri oldukça etkileyiciydi.
komutan adama nın, tigh ın cylon olduğunu ilk öğrendiği sahne insan olan herkesin bütün tüylerini diken diken yapmıştır eminim. "seni tanıdığımda saçların vardı saul", "30 yıldır beraberiz" gibi ilk şok ve kabullenememe, akabinden gelen alkolle dağıtma ritüeli; hiç düşünmeden aynaya elini gömmesi, bütün bir dizi boyunca olgunluğuyla tanıdığımız ve insanlığı/filoyu ayakta tutan adamın çatır çatır dağılması insanı derinden etkiliyor gerçekten.
starbucks'ın kocasının cylon olduğunu öğrendikten sonra, sinirlerinin ve duruşunun çelik gibi olduğunu bildiğimiz kadının, tekrar kadın olduğunu anlıyoruz; gözlerinden akan yaşlarla "kontrol et, bir değişiklik var" denilen viper ı kurcalarken.
dünyayı bulduklarında yaşadıkları hayal kırıklığı, lee adama nın önlenemez siyasi yükselişi, cylonlar ve insanların dostluk akdi, karşılıklı rehine krizi ve birbirlerini ölçmeler; bütün o duygu travmaları... hiç birisi 5nci cylon un kim olduğuna dair olan merakı gidermedi.
5nci cylon kim?
d'anna ya güvenirsek; son bölümde 5nci nin galactica da olmadığına dair bir laf ediyor. o zaman; başkan roslin ve gaius baltar ilk olabilirliğe sahip insanlar gibi geliyor.
diğer taraftan tom zarek te 5nci olabilir. çünkü nedense serinin son sezon lansmanı için hazırlanan bu müthiş gönderme de yer alan karakterlerin dışında birisi olduğuna dair bir şüphem var. https://galeri.uludagsozluk.com/r/31578/+
dünya nın hali de oldukça kıllandıran durumlardan bir tanesi; zamanın neresindeler, insanlar ve cylonlar medeniyetin başlangıcı mı? yoksa "dünya" mı medeniyetin başı. bunu da nereye bağlayacaklarını çok merak ediyorum senaristlerin.
--spoiler--
son ve dip not olarak; youtube sayesinde izlediğim bir final szeonu bölümlerinin trailer ında; gözleri, elleri bağlı ve önünde bir kağıt asılı olarak komutan adama yı gördüm; "neler oluyor lan?" modundayım.
"bu cylon'lar nedir kardesim? robot desen degil, biryerleri kanıyor, hamile kalıyor.. baska bir tur, ırk desen degil, olselerde yeniden diriltilebiliyorlar" diye insanı dusunceden dusunceye sevkeden dizi..
ama her cylon hatun birkac insanı kendine asık ediyor ya, izmir'li olduklarından supheleniyorum bu hatunların.
benım icin bir diziden fazlası... insanlar arası ilişkiler ve bu ilişkilerin herseyın kısıtlı oldugu bır yerdekı ilerleyıs seklı buna cylonların dahıl olması ve bu ılıskılere onların gozunden bakmak, gercekten etkileyici.. her guzel sey gibi bitecek ama ben kesınlıkle doymadım.
4*13 ile coşan ve yine muhteşem bi dönüş yapan dizi.
bi bilimkurgudan öte olduğunu 13.bölüm ile kanıtkayan şahaser.
14.bölümün promosunda ise roslin'in coşacağı ve psikopat abağlacağını görülmekte ve işkence dolu bi hafta bizi beklemektedir.
4*14 promosu ile bizlere işkence çektiren, günlerin ağır akmasına sebebiyet veren muhteşem dizi
zira son zamanlardan sümsük takılan roslin promoda feci şekilde coşup, psikopara bağlıyor.
ve belkide dizi tarihine geçecek efsane bi sahne ve repliğe imza atıyor; " no, not now, not ever. i'm coming for all of you.! "
guzıde bir sehrimizin butun baskılı tisort satan yerlerını gezdım hatta toptancısı felan varmıs ta oraya gittim ama battlestar galactica ile ilgili bir tane bile tisort bulamadım. kanıma dokunan ise bsg dedıgım zaman suratlarındakı olusan ifadeydı.
4*14 ile yine ne kadar kaliteli bi dizi olduğunu ispatlamıştır.
Piyasada onlarca diziyi toplasanız bırakın battlestar galactica olmayı şu 4*14 kadar bile etmez, edemez.
karakterlerin işlenişi, o duyguların yansıması, replikler ve o sahneler.
adeta sinema tadında 45 dk.lik bölüm idi.
--spoiler--
o tek bacak gatea'ya bile dizinin sonunda söylediği " kestiler " sözüne binaen insan biran tüm öfkesini bırakıp " hasiktir lan " dedirtiyorsa ben diziyi alnından öperim.
--spoiler--
cnbc e neden two and a half man ve desperate housewives gibi dizileri 2245.kez tekrar yayinlamayip da bu diziyi yayinlamiyor sorusunu defalarca sormama neden olan dizi.
4*15 ile bir çok soruya cevap veren hatta lost ile kıyas yapmak gerekirse lost'un 2 sezonda verdiği/veremediği cevapları bi bölümde vererek beynimizin kısa devre yapmasına neden olmuş ve araya yine bir iki soru sokuşturarak finale doğru heyecan fırtınasının dinmeyeceğini gösteren aşmış dizi.
ek olarak koskoca sözlükte şu diziyi izleyenlerin bu kadar az olduğunu görmek ise epey şaşırtıcı.
--spoiler 4*15--
bu bolumde daniel denen saylondan bahsedıldı kı bence bu saylonun kara ile kesin bir baglantısı var.
hatta danielkara bile olabilir cunku ellendaniel den bahsederken sanatcıydı felan dedı ki izleyenler bilirler kara cocuklugundan beri sureklı bir resim ciziyordu.
hera'nın starbuck için çizdiği ve sonradan notalara dönüşen resim aynı zamanda asıl dünyanın ya da sylon ve insanların yaşayabilmesi için elverişli bir gezegenin haritası ya ne bileyim koordinatları da olabilir mi acaba?
ellen ve tigh'ın konuşmasıyla ne kadar harika bir dizi olduğunu tekrar göstermiştir.
ayrıca saul tigh gibi bir delikanlı kolonilere gelmemiştir. şöyle ki;
--4x18 spoiler--
Tigh [still sitting on the deck]: You want to know who my people are
lady? The ones on this ship! The ones I fought with. Bled with! The
Old Man"! This crew! They're my family! The only family I've known
and the only one I care to!
Ellen: Oh Saul....[crouches down to near his level] You're a pip! You
really are! "Old Man"? Old? [strokes his right cheek and places her
left hand on his shoulder]Compared to who? You were my husband 2,000
years before you even met Bill Adama.
Tigh: Two thousand years that's a number! That's what it means to me,
its nothing! But that man's friendship...Ah FRAK!!
--4x18 spoiler--
bilim-kurgu olmasının yanında, bir sürü konuya değinir. Olayın sadece, iki efektten, bir patlama sahnesinden olmadığını gösteren, seyircisini adam yerine koyan harika dizi.
eğer gerçekten son günlerde sıkıldıysanız hayattan, kavramlar aklını karıştırmaya başladıysa, ben kimim, ne için yaşıyorum, nelere katlanabilirim diyorsanız eğer, kendinize bir iyilik yapın ve hiç üşenmeden bu diziyi(belgeseli) baştan izleyeyin derim ben.
lost'u hiç izlemedim ama güvenilir kaynaklar bana çok kaliteli bir dizi olduğunu söylediler. sebebi çok konuşulması. yeter ulan. izlemiyorum işte sizin yüzünüzden. heroes'i fazla beğenmedim. ama battlestar galactica bir diziden de öte. öncelikle şöyle bir durum var. senaryosu derin bir felsefe üzerine; din felsefesi, ahlak felsefesi, siyaset felsefesi vs gibi... senaryonun asıl teması "insan".
tüm dünyanın bir savaşta yok oluğunu ve geriye bir avuç insan olarak kaldığınızı düşünün. savaşta sizi neredeyse yok edenler, geçmişte sizin yaptığınız robotlar. ama insan gibiler. etten kemikten. kendilerini zamanla geliştirip, insan yapmışlar. ruhları ve hatta dini insançları var. hatta insanları ebeveynleri olarak görüyorlar. her neyse buralar biraz sıradan amerikan bilimkurgu konusu. ama asıl senaryo, geri kalan bir avuç insanın o cylonlara karşı olan savaşını anlatıyor. elde kalan birkaç tane uzay savaş gemisi.. eski gemiler... geriye kalanlar burada yaşıyorlar. yani aslında savaş kaybedilmiş. ne bir yaşama amacı kalmış, ne de cylonlarla tekrar bir savaşa girecek kudret, ne de umut. aslında dizi de burada başlıyor zaten. ilk birkaç bölüm bunları anlatıyor ...dizi sürekli tırmanan bir gerilimle bunları anlatıyor.
kota sınırı olmayan bir internet kullanıcısı iseniz internetten, değilseniz ise, sezon dizi satıcılarından uygun fiyata satın alın. dizi çok uzun sürmeyecek yani. zaten bir başlasanız keşke uzun sürse diyeceksiniz, orası ayrı. oyuncular da şaşılacak derecede oynuyorlar. ben böyle oyunculuk görmedim. sözlükde yazılan yorumları okudum, nedense birkaç saçma sapan useer dizinin erotik hatta pornografik olduğunu söylemişler ki neden böyle bir yorum yaptılar, şaşmakla kalmadım, aynı zamanda bu arkadaşlar kör olmalılar diye üzüldüm de. izlemeden yorum yapmak böyle olsa gerek. şu kadarını söyliyim o bakımdan rahatca ailece izlenebilecek bir film.
bütün bunların yanında kurgusal anlamda en güzel özelliği dizinin, giderek kaliteleşmesi. her yeni bölüm bir öncekine göre daha başarılı. nefesinizi tutarak, ağlayarak, kahkaha atarak izleyeceğiniz bu diziye gelmiş geçmiş en büyük yapımlardan biridir demek sanırım fazla olmaz.
