sadece onların deyimiyle "kendi mahallesindeki basın mensupları" için aranan evrensel bir hak...
Olması gereken herkes için basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, eğitim-öğretim özgürlüğü vb...
akabe ile birlikte dünya sıralamasında 149. 151. 154. sıralara kadar gerilediğimiz konu.
zira türkiyede gelişmiş fakat oldukça kirli ve adaletsiz bir medya mevcut. yalan dolan üzerine kurulu, iftiranın dillere plesenk olduğu yandaş medyaya dünyanın kaynağı ve olanakları akıtılırken muhalif medya; kısıtlı maddi imkanlar, haksız yere gelen habire para cezaları, tehdit aracı olarak kullanılan yargı derken varlığını sürdürüyor.
gazetecilerin gezip görme, bir gerçeği ortaya çıkarma hakkı ise değinmek bile istenmeyecek bir husus.
basın özgürlüğü özellikle basın yayın la ilgili akedemik çevrelerce yaptıkları işin onurunu kurtarma amacıyla kullanılan bir kavram. bu gün de tüm dünya da kabul görmüş bir ideal dir. fakat gel gör ki pratikte dünyanın hiç bir basın yayın kuruluşu ve kavram olarak basın özgür falan değildir. bir şekilde finansal yapısı gereği ya büyük sermaye sahiplerinin kontrolü altında ya da bizim ülkemizde ki gibi küçük diktatörlüklerin müdahalesi kapsamındadır. Elbette ki sadece kavram olarak bile özgür olması gerektiği savunulmalıdır fekat bugun basın diye tabir ettiğimiz haber alma ve verme işinin temelini oluşturan yazılı ve görüntülü yayın organları bilgi dolaşımının evrimi içerisinde kendine olan güveninin yitirilmesi sonucu yerini daha farklı bir haber alma ve verme network üne bırakacaktır. işte o zaman diyebileceğiz ki basın bir zamanlar özgür olduğunu ideal ettiğimiz bir kavramdı.
basın dünyanın hiç bir yerinde özgür değildir ama bir derecesi vardır. okuyucu takibine göre hukuk kurallarına göre bağlayıcılığı vardır. ama dünyanın hiç bir yerinde devlet gidip basın kuruluşlarına göz göre göre çökmez...