Hazırlık : Başkomutan Mustafa Kemal, Anadolu'yu işgal eden ordulara kesin darbeyi indirmek istiyordu. Doğu ve Güney cepheleri tam anlamıyla güvenlik altına alındığından buralardaki birlikler gizlilik içinde Batı Cephesine kaydırıldı. Ordunun eksiklikleri giderildi. 29 Mart 1922'de Ilgın manevraları yapıldı. Rus heyeti Mustafa Kemal'in Yunanlıları yenebileceğini Rusya'ya rapor etti. Rusya'dan bir kısım malzeme yardımı geldi. Bu manevralara Mustafa Kemal, inönü, Rus büyük elçisi, Azerbaycan büyük elçisi katıldılar. Suvari Kolordusunun komutanı Fahrettin Altay Paşa'ydı. Ilgın'da her yıl gençler gölle gecesi yaparak 29 Mart manevralarını kutlarlardı. Bu geceleri başlatan ve gelenek haline getiren Atilla ispir isminde bir hukuk öğrencisidir.
Mustafa Kemal, Haziran 1922'de taarruz kararı aldı. 6 Ağustos 1922'de orduya gizlice taarruz için hazırlanması emri verildi. Mustafa Kemal Akşehir'e gelerek komutanlarla toplantı yaptı. Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak belirlendi. Taarruz Afyon'un güneyinden Dumlupınar yönüne doğru baskın şeklinde başlayacak ve sonra da meydan savaşına dönüştürülerek düşman kuvvetleri tümüyle yok edilecekti.
Büyük Taarruz : 14-15 Eylül 1921 tarihinden geçerli olmak üzere seferberlik ilan edilerek, 1899, 1900,1901 doğumlular silah altına alınmış, ordunun asker eksiği tamamlanmıştır. Türk kuvvetlerinin araç ve malzeme eksikleri de çeşitli kaynaklardan tamamlanmaya çalışılmıştır. Başta istanbul'daki silah depolarından büyük fedakarlıklarla kaçırılan silahlar, inebolu üzerinden Anadolu'ya nakledilmiştir.
itilaf Devletleri'nden kamaları alınarak işe yaramaz hale getirilen Türk topları, ilkel aletlerle kullanılır hale getirilmiştir. Sıkıntısı çekilen bazı silahlar da Ruslardan, italyanlardan ve Fransızlardan satın alınarak karşılanmaya çalışılmıştır. 6 Mayıs 1922'de başkomutanlık süresi uzatılan M. Kemal Paşa, artık taaruza geçilmesi düşüncesindedir. M. Kemal bu düşüncesini Haziran ortalarında Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa, Savunma Bakanı Kazım Özalp ve Batı Cephesi Komutanı ismet Paşalara açmış ve 15 Ağustosa kadar hazırlıkların tamamlanması kararlaştırılmıştır.
TBMM bu hazırlıkları yürütürken, barışı engelleyen taraf durumuna düşmemek için, diplomatik çabaları sürdürmüş ve Fethi Okyar'ı Avrupa'ya göndermiştir. ingiltere'nin barış yolunu tamamen kapatması, şimdiye kadar ertelenen taarruz kararının uygulamaya konmasını kaçınılmaz kılmıştır.
Mustafa Kemal Paşa, ordunun taarruz hazırlıklarını büyük bir gizlilik içinde sürdürmüştür. Taarruzu gizlemek için Temmuz ayı sonunda ordu birlikleri arasında bir futbol turnuvası düzenleyerek komutanlarla topluca görüşme imkanı sağlamıştır.
Büyük Taarruz'un hedefi Ayfon güneyinde mevzilenmiş 1.(General Frangos) ve 4.(Albay Dimaras) Yunan Tümenleri tarafından savunulan mevzileri yarma harekatı ile geçerek Yunan Cephe Ordusunu (1.,2, 3. Kolordular) geride bir hatta çekilmeden bir meydan savaşı ile imha etmekti. Türk lojistik kabiliyeti orduyu ancak 60 km içerisinde destekleyebileceğinden harekatın esasının taaruz hattından itibaren bu mesafe içinde gerçekleşmesi şarttı.
Afyon güneyindeki Yunan mevzileri en batıdaki Toklu sivrisinden Afyon güneyindeki B. Kalecik köyü doğusuna kadar 40 km kadar uzanıyordu. Taaruzun sıklet merkezi Tınaztepe ile Kalecik sivrisi arasındaki 15 km lik bir saha idi.
1.Ordu (Sakallı Nurettin Paşa) komutasında ver alan 4 Kolordu (1.,2. ve 4. Kolordular ile 5.Süvari Kolordusu) yarma harekatını yapacak birlikleri oluşturuyordu ki toplamda 11 Piyade, 3 Süvari Tümeninden kuruluydu. Toplam muharip mevcudu 88.000 piyade, 12.000 süvari ve 137 Top idi.
1. Kolordu (izzetin Çalışlar)nun 4 tümeni (57.,14.15 ve 23) sırasıyla Çiğiltepe, Kırcaaslan Tepe, Tınaz Tepe ve Belen Tepe'ye taaruz edecekti. Çiğiltepe 5. Yunan Alayı , Kırcaslan ve Tınaztepe 49. Yunan Alayı tarafından savunuluyordu. Taarruz'dan bir gün önce bir şeyler olacağından şüphelenen General Trikupis Tınaztepe gerisine 7. Yunan Tümeni'nden iki alay daha getirtmişti.
4.Kolordu (Kemalettin Sami Gökçen) ise 4 Tümeni (11., 5. 8. ve 12. Piyade tümenleri) ile Belentepe doğusu, Kalecik Sivrisi ve B. Kalecik üzerinden Afyon'a taarruz edecekti. Bu hat 35. ve 8. Yunan Alayları tarafından tutulmakta ve 11. ve 5/42.Efzon Alayları tarafından deteklenmekte idi.
Her iki kolordunun gerisinde 2. Türk Kolordusu-Ali Hikmet Ayerdem- (3. Kafkas, 4. ve 7. Piyade Tümenleri) Sandıklı-Şuhut hattında ihtiyat olarak tutulmakta idi.
5. Süvari Kolordusu-Fahrettin Altay ise (1., 2. ve 14. Süvari Tümenleri) Ahırdağı üzerindeki sarplığı dolayısı ile geceleri Yunanlılar tarafından savunulmayan Ballıkaya mevkiinden bir sızma harekatı ile Tokuşlar köyüne inecek ve izmir demiryolunu kesecekti.
26 Ağustos 1922 sabahı saat 04.30'da Türk topçusunun Kocatepe'den başlattığı taarruzda Türk ordusu, Yunan kuvvetlerinin büyük bölümünü yok etmiş, kaçabilenler de 1 eylül 1922 günü Atatürk'ün verdiği "Ordular! ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emriyle, Türk kuvvetlerinin takibi altına alınmıştır. TBMM bile, taarruzdan savaş başladıktan sonra haberdar edilmiştir. Siklet merkezi 1. Orduda olmak üzere, 1. Ordu güneyden, 2. Ordu kuzeyden taarruzla, harekat kısa sürede başarılı bir şekilde gelişti. Yunan savunma hattı parçalandı. 26/27 Ağustos gecesi Yunan mevzileri ele geçirildi. 27 Ağustos'ta Türk Ordusu Afyon'u Yunan işgalinden kurtardı.
Büyük bir gizlilik içinde başlatılan taarruz Yunan ordusunun geri çekilmesine neden olmuştur. Yunan ordusu kısa bir süre içinde Afyon'u Türk ordusuna bırakmıştır.Yapılan muharebeler 30 Ağustos'ta büyük bir zaferle sonuçlanmıştır. Büyük Taarruz'un 30 Ağustos 1922'de gerçekleşen kısmını Mustafa Kemal Paşa, bizzat ateş hatları arasında "Başkomutan" sıfatıyla yönetmiştir. 9 Eylülde Yunanlılar tamamen izmir'den çıkarılmış, 9 Eylülden 18 Eylüle kadar da Batı Anadolu'nun Yunan istilasından temizlenmesi işlemi gerçekleşmiştir. Böylece 26 Ağustosta başlayan Büyük Taarruz, 15-20 gün gibi kısa bir sürede, itilaf devletleri tarafından en son askeri teknolojiyle donatılmış 250.000 kişilik Yunan ordusunu ne olduğunu anlayamadan kuşatılarak imha edilmiş ya da esir alınmıştır.Böylece Yunan ordusunun yeni bir savunma oluşturması engellenmiştir. Bu muharebede Mustafa Kemal Paşa'nın orduyu bizzat yönetmesi nedeniyle 30 Ağustos Zaferi'ne Başkomuatnlık Meydan Muharebesi adı verilmiştir.
Sonuçları :
Bu zafer, islam dünyasında Hıristiyanlığa karşı bir başarı olarak değerlendirilmiştir.Asırlardan beri Batılıların "Şark Meselesi" adı altında, Müslüman Türkler Anadolu'dan atmaya yönelik hedefleri bu zaferle sonuçsuz bırakılmıştır.
Türk milletinin kendine güven duygusunu yükseltmiş, milli kudret ve yeteneğin yeniden canlanmasını sağlamıştır.
Yeni Türk Devleti'nin temeli olmuştur.
Öldüğü sanılan ve mirası paylaşılmaya yeltenilen Türk milletinin yaşama hakkı ve yeteneği olduğu dünyaya kabul ettirilmiştir.
Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleştirilmiş, bütün düşmanlar Anadolu'dan atılmıştır.
Mudanya Mütarekesi ile Lozan Konferansı'na dayanak olmuştur.
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Anadolu'nun sonsuza kadar Türk yurdu olarak kalacağı bütün dünyaya kanıtlanmıştır.
dumlupınar bölgesinde yapılmış ve yunan ordusunu kılıç artıklarına çevirmiş meydan savaşıdır.yunanlılar daha sonra bu bölgeye "ölüm çukuru" adını vermişlerdir.bu savaştan sonra yunan ordusu,insan sürüleri halinde kaçarak 7-8-9 eylül günlerinde izmire ulaşmış ve buldukları tüm vasıtalarla denize açılarak yunanistana ya da adalara kaçmışlardır.
türk ordusu savaşarak 400 kilometre yolu 14 günde almıştır.türk topçuları da saatte 50 km hızla düşmanı takip etmiştir.bu hızların dünyada eşi yoktur.
bu muharebeden önce ankara'da çıkan milli mücadele yanlısı * gazetede atatürk'e ait demeçte çok ilgiç bir cümle geçmektedir: müslüman kardeşlerim, komünist yoldaşlarım zaman kurtuluş zamanıdır. *