olası bir zirvesi oldugunda sevgili sozluk yazarlarının elıne vermekten cekınmeyecegım dunyanın en hızlı 2. sporu. Ayrıca zihinsel gelişimi en çok etkileyen spor dalı. kısaca sporun babası.
hep steril bir alandı basket sahaları bu ülkede, hep naifti, seçkindi futbola göre, stadyumlara göre. hani belki kaba bir benzetme ama futbol ibrahim tatlıses ise basket bülent ortaçgil'di.
çoğunuzun hatırlayamayacağı beyaz gölge vardı. sevdirmişti basketi bu ülkeye. nirvana'ya ulaşmış budist rahip modunda koçları vardı, oyuncular desen hepsi okumuş çocuktu.
basketbol sokaklara düşmemişti, çocuklar sadece iki taşı karşılıklı dizip kale yapar futbol oynarlardı, basketbolun yeri salonlardı.
efes pilsen'ler, eczacıbaşı'lar, itü'ler vardı. furbolda üç büyükleri tutanların basketbolda bir başka takımları olurdu.
kız arkadaşla basketbol maçına gidilirdi mesela, bak ne kadar nezihim havası vermek için, operaya gitmek gibi bir şeydi.
küfür, kavga yoktu ki basketbol sahalarında.
sonra ne oldu, üç büyüklerin gölgesi düşmeye başladı salonlara. para girmeye başladı işin içine, ve en kötüsü futbol seyircisi girmeye başladı salonlara. çekirge sürüsü misali girdikleri her yeri tahrip ettikleri gibi basketbol sahalarını da
mahvettiler.
ama umursamadık ki biz bunları. her sene aynı filmi seyretmeye başladık mesela. basket sahasına taşan aslında futbol sahalarındaki kavganın rövanşlarının yaşandığı sözde galatasaray fenerbahçe derbileri.
hani der ya şarkı, biz büyüdük de kirlendi dünya, potalar da o hesap, büyüdükçe kirlendiler.
beyaz gölge'yi elbirliğiyle ettik mi kara bir gölge? vallahi ettik.
ailelerin çocuklarını mümkünse bir klup ya da okul takımında oynaması için teşvik etmesi gerekn spor dalı. basketbol egoist olmamayı, paylaşmayı öğretir. basketbol takım çalışmasını, disiplini öğretir. basketbol çocuğun özgüven ve sosyal yönünü geliştirir. basketbol insanın el göz kordinasyonunu geliştiri. yani geliştirirde geliştirir. kombine, müthiş bir spor dalıdır.
(bkz: oynadım ordan biliyorum.)
kendisi güzeldir de, iş bahis yapmaya gelince kendinizi "orroooooooooooooooopsu çocuğu" demekten alamazsınız takımlara, maçlara. oynayın, izleyin ama bahis yapmayın.
yapılan tetkiklere göre en yorucu spor dalı. irdelendiğinde haklılık payı var gerçekten bu önermenin. sürekli aktiflik, olağanca çeviklik ve fizikli olmak gerekiyor. zıplama, sıçrama ve diğer çeşitli atraksiyonları söylemiyorum bile. işte bu yüzden oyuncu değiştirme sınırı yoktur bu oyunda. ''zaten adamın partalı dikiliyor, biz de daha fazla zorlaştırmayalım'' diyerekten bu avantaj sağlanmış zannımca. ne kadar fazla enerji, o kadar yüksek verim.
muhteviyatına inildiğinde, şölen havası olan bir spor. bu yüzden her an akrobatik bir hareketle karşı karşıya kalma şansınız yüksek.
bu sporun futboldan farkı fiziki mücadeleden öte boy daha önemli hale geliyor ve saha da tam bir taktik savaşı veriliyor. futbol da akıllar bulanmaya başladı mı ne taktik kalıyor ne bir şey..
basketbol sadece bir oyundur.ama bazen daha fazlasıdır.farklı dilleri konuşan insanların oynadığı evrensel bir oyundur.ve benim tek tercihim.benim yaşam felsefem.benim geleceğim.benim herşeyim...basketbolu bulan adamın alnından öpmek istiyorum.