genel olarak evde bulmacanın paylaşılamadığı pazar sabahları girişilen eziyet verici eylem. ilk tartışma kimin yazacağı konusunda yaşanır:
- ben yazarım
+ alllah allah! niyeymiş? benim elim kalem tutmuyor mu? ben yazcam!
kimin yazacağı konusu karara bağlandıktan sonra hangi köşeden başlanacağı sorun olur. sağ tarafta oturan sağdan, soldaki soldan başlamak ister... yazan kişi kafasına göre kopar gider, önüne gelen soruyu doldurur. yancı konumundaki tedirgindir, olaya katılmaya çalışır sık sık:
- akala
+ ...
- akala şurası
+ ...
- bir pamuk türü, akala
+ ...
- yazsana lan dediğim şeyi!
+ hı, ne dedin ki?
bulmaca çözmek her zamankinden daha eziyet vericidir. kimse ötekinin cevaplarını beğenmez, hep kusur arar:
- al işte, yanlış yazmışsın!
+ senin yüzünden! üsttekini sen yanlış yazdırınca karıştı herşey!
eküri babaysa olay tamamen onun kontrolündedir zaten. gururuna yediremez onun bilemediği şeyleri bilmenizi:
- eskişehir ilçesi mihalıççık baba
+ sen nerden biliyon zibidi? hem öyle ilçe adı mı olurmuş!
tabii tüm bunların dışında, işi zevkli hale getiren hatta geri dönülmez bir geyiğe sürükleyen çiftler de mevcut. kayışı koparırlar
- bir takım, yaz beşiktaş
+ uymuyor ki oğlum, 9 harfli
- uysa da kodum uymasa da, yaz sen. boş kalan son kutuya da k harfini koy. anlayan anlar. ehe ehe...
tam da bulmacanin en tatli yerindeyken ayak sesleriyle irkilirsiniz,ensenizdeki hissedilebilir hava akimi her adimda yogunlugunu arttirmaktadir.en sonunda omzunuzun arkasindan,tatli bulmaca saatinizin sonunu haber veren fisiltiyi duyarsiniz;''fatih kisaparmak! resimdeki turkucumuzun adi fatih kisaparmak!''