basitleşmek

    5.
  1. Başarmak zordur, kolaya kaçarsan sonuç basitleşir. Kolaya kaçan insan hep basittir.
    11 ...
  2. 6.
  3. çaresiz insanların düştüğü durum olsa gerek.
    2 ...
  4. 1.
  5. basit; arapça kökenli kelime, yapılması ve/ya araştırılması kolay olan, karmaşık olmayan. mecazi anlam itibariyle, süssüz, göterişsiz, sade. aynı zaman da, yine mecazi olarak bilgi görgüsü sınırlı, bayağı; basit adam. bu bağlamda sıradan, özelliği olmayan, sık rastlanabilen.
    basitleşmek; nesne almayan fiil hali, basit duruma gelmek.

    insanın düşebileceği en olumsuz durum, hal. yetiştirilme tarzı, çevre faktörü, biraz da yaradılıştan ötürü olabildiği kadar, içinden çıkamadığı bir hadise karşısında tepkisel, refleks gösterme. durumu hazmedemez, ziyadesiyle bayağılaşır.
    birinci kategoride belki halinden habersizdir, bizatihi. ikinci durumda çıkmazlaşmanın sürüklediği ilave ruhsal vaziyet. bulanık da olsa bilinç hali sezilir. çaresizlik.
    0 ...
  6. 2.
  7. her gün onlarca (çevremizden) insanın yaptığı fiil.
    0 ...
  8. 3.
  9. makyajı akıyor farkının herkesleşiyorsun.
    0 ...
  10. 4.
  11. Farkında olmadan kendimi düşürdüğüm durum-muş.
    Farkında olmadım, çünkü onu geri kazanmaya çalışıyordum. Susarsam her şey daha kötü olur sanıyordum.
    Nerden bilebilirdim hata yaptığımı?
    Konuştum, ısrar ettim, kimi zaman isyan ettim, yalvardım...Sonuç?
    Basit biri oldum.
    kolay oldum.
    Hatta baş belası oldum onun için.
    sonra düzelteyim derken daha da battım.

    şimdiki aklım olsaydı, susup beklerdim. Belki yine düzelmezdi, ama gururum sağlam kalırdı. Kendime saygım kalırdı.
    Şimdi basit olmadığıma ben bile inanmıyorum.
    Tek iyi tarafı, -eğer toparlanabilirsem- hep olmak istediğim gibi 'duygusuz biri' olacak olmam.
    Umarım.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük