basilma kulturu

entry1 galeri0
    1.
  1. Eskiden 'basıldı' derlerdi, şimdi artık 'yakalandı' oldu moloz paparazzi dilinde, hani çiftleşmeye de 'düzeyli birliktelik' dedikleri gibi.. Tabii ya, 'seviyeli beraberlik' dersen adamın yaşı yetmişe, kadının yaşı altmışa çıkacak, yakışık almayacak!

    Fakat basılmanın tadı tuzu da kalmadı... Hadi elinde fenerle mahalle imamı, belinde kılıçla zaptiye kumandanı falan demiyorum, o Osmanlı baskını ama... Cumhuriyet baskınında bile mutlaka paçalı donlu bir herif, donu kıçında olsa bile iki memesinin iki ucunu iki eliyle kapatmaya çalışan bir karı (ne hikmetse hep çapraz tutarlar, meme de avuç içinden azıcık pırtlayacak), dağınık saçlar, dağınık yatak şart. 'Olmayacak görüntüler' de olaya ayrı bir lezzet katarlar: Kıllı çıplak göğüste kravat, kafada sütyen... Televizyonun üstünde pantalon... Viski kadehinin içinde izmarit... Yanakta ruj lekesi, popoda ısırık çürüğü...

    Yakalanmalar genellikle direksiyon başında cereyan ediyorlar. Ya da eğlence yeri çıkışı... Hem çıkış hem araba olursa daha da iyi. Bu da yirmi birinci yüzyılın 'post-modern' baskını.

    Uygunsuz konum da, alt tarafı bir öpücük! 'Aradan ip geçirme testi' yapmayı gerektirecek bir durum yok. O durum arabanın arkasında belki mümkün de, ön koltukta çok zor.

    Benim merak ettiğim, niçin ille de cip kullandıkları.

    Bu bollukta dikkat çekmeyecek bir Mercedes bile kesmiyor, ille Cherokee ya da Range Rover olacak ki manda gibi göze batsın. En kör magazinci bile atlamasın.

    Ve niçin ille de dön dolaş aynı eğlence yerlerine gittikleri... Ulan belli bir şey işte, kapının önü foto muhabiri kaynıyor.

    Çünkü 'kaçamak adabı' kalmadı, eskiden gözlerden ırak kuytularda yapılırdı, kadını alıp iki yüz metre ötedeki balıkçıya götürsen kimsenin ruhu duymayacak. Hem o, yüz liralık tüketime dört yüz lira hesap geçirdikleri lokantalarda, senin gibi kıroların ayağını alıştırmak için 'acılı balık' falan da yapıyorlar, damak tadına da uyar, daha ne?

    Olmaz, çünkü kadın gitmez. Su koyuverir.

    işi evde de bitiremezsin, eskiden 'eve erkek almak' diye bir kavram vardı, o da ortadan kalktı. Yer sinilerine rakı sofrası kurulur, adam iki tek parlatırken sedirde ud çalınır, sonra da idare lambası püf diye söndürülürdü... Şimdi artık 'çıkmadan', eğlentiye gitmeden ve de orada uzun süre dingildemeden saçının kılını bile koklatmaz. Sabahın beşine kadar içip tepişeceksin ki, değil ilişki kurmaya, kolunu kaldırmaya bile mecalin kalmasın, kadın gözünde gerçek değerin asıl o zaman ortaya çıksın...

    işkembeciyi de unutmayalım, iki buçuk liralık damardan tuzlamaya yirmi beş lira kestikleri lüks işkembecilerden birinde de basılabilirsin, sonuç değişmez.

    Çünkü amaç yakalanmamak değil, tam tersine, yakalanmaktır! Resim çektirmek önemlidir, sonra adamla yatılmasa da olur.

    Siz ne diyorsunuz yahu, ben, o akşam hangi yere saat kaçta hangi herifle gideceğini gündüzden basın bülteni yapıp paparazziye dağıtan orospu bile gördüm televizyon piyasasında... Şarkıcı demedik ha...

    Ben bunların en çok da 'ayol bıktım şu gazetecilerden' muhabbetini severim.

    Resim çektirip, sonra da yazıişlerinde tanıdık aramaktan ve resmi 'koydurtmamaya' çalışmaktan ayrı ve sapık bir zevk alırlar. Telefonu açıp 'niçin benim resmimi koymadınız gene' diye çıkışan namusluları da elbette yok değildir ayrıca.

    Erkeğin yapabileceği sınırlıdır: Ya elleriyle yüzünü kapatmaya çalışmak, ya da ertesi gün Ertuğrul'u, Zafer'i falan arayıp yalvarmak.

    Eğer düzeyin yaşadığın birliktelikten daha da düşükse 'çekmeyin lan şerefsizler' cümlesine de başvurabilirsin tabii, sonuç alamazsın ve de tam tersine, paparazziler bu deyime özellikle gıcık olduklarından 'yayınlanma' şansını arttırırsın.

    Fakat sen de haklısın canım kardeşim, otuz beş-kırk adet motorlu flaş hep birden şakır şakır üzerinde patladığı zaman erkek kendini George Bush falan, kadın da gençse Britney Spears, geçkinse Sharon Stone falan hisseder...

    Buna da burjuvazi diyorlar.

    Eh, ben de böyle burjuvaziyle ancak 'etkin düzeyli birliktelik' kurarım. Türkçe tercümesini siz yapıverin bir zahamet.

    engin ardic
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük