başbakanın faili meçhul bir suikastla değil alenen, ona oy veren %50'lik milletin gözbebeklerine baka baka idam edildiği ve çarşaf çarşaf gazetelerde ballandırılarak resimlerinin basıldığı ve alenen halka "ey millet! siz ne isterseniz isteyin. son söz benimdir." denilen bir ülkedir.
anayasama mahkemesi nin anayasa değişikliklerini sadece sekil yönünden denetleyebileceği 148. maddede açıkca yazmasına rağmen, pervasızca esastan da denetlediği ülkedir.
kendi legalizasyonunu, "anayasa mahkemesinin, anayasanın arkasından dolanıp, değiştirilemez bir ilke olan laikliğin içini boşaltmaya çalışanlara hukuksal hakkını kullanması" gibi müthiş bir zeka pırıltısı üzerine kuran devlettir bu devlet. bu devlet ki hukuk ve adalet gibi iki ayrı kavramı bile götünden anlamıştır.
sen en kutsal şey olan insanın yaşama hakkını çiğne, sonrada onun legalizasyonu için böyle mükemmel bir tespit sıç.
böyle bir refleksle başbakanın asılmasının legalizasyon ortamını hazırla, sonra biri sana darbeci dedi mi bi' de çemkir. "efendim muhalfilere hemen darbeci sıfatı da bik bik te bik bik..."
sen bir ülkenin başbakının asılmasını böyle tanımlarsan ve bunu da hiç vicdanın sızlamadan yazarsan kusura bakma ama darbecinin allahısın.
çoğu entryde de dediğim gibi. bu ülke her türlü darbeyi lanetleyemediği, deniz'ine üzüldüğü kadar menderes'ine üzülemediği sürece adam olmaz. her iki taraftanda insanın yaşama hakkına gölge düşürülmüştür.
ses getiren şairlerinin ve ediplerinin istisnasız zindan hayatını yaşadığı bir ülkedir. işin ilgiç yanı ise bu ülkede sadece şiirleri yazanlar değil okuyanlar da nasibini alır zindandan. *
devletin muhtelif yöneticilerinin ağlama duvarı ziyaretleri pek tabi laik sayılırken,
müslüman olduğunu söyleyen yöneticileri için şeriatçı propogandaları yapılan ülkedir.
hem sağdan hem soldan binlerce gencini amerikanın güdümünde * bir hiç uğruna asan bir ülke. bu ülke şapka giymuyorum diyenlerin de asıldığı bir ülkedir. ne hazindir ki hâla şapka giymemek suçtur.