analarımızın örttüğü başörtüsü ile idolojik amaclı türban arasındaki farkı anlayamayan irtica zihniyetlilerin ortamı germek için kullandıkları koz.. Kimsenin bu ülkede başörtüsü ile uğraştığı yok kardeşim demek gelir içimizden..bu ülkede kimse başörtüsü ile kapıdan çevrilmiyor beyler...uyanalım artık, kamusal alanda yaşamanın gerekliliğini bilecek kadar aydınlanalım..ve bu işleri çocuklarımızın oynadığı barbie bebekleri türban takıp satmaya, hepimizin çocukluğumuzda seyrettiği çizgi filmleri dini simgelerle doldurup yaymaya taşımayalım, taşıyacaksak ta ayar yemekten rahatsız olmayalım..(bakınız: balans ayarı)
baş örtüsü, geleneklerimizde olan, saçın hiçbir teli görünmemeli gibi bir kuralı olmayan örtüdür. fakat türban, türk tarihinde geçmişi çok olmayan, saçın hiçbir telinin görünmemesine dayalı örtüdür. böyle farklı kavramları birbirine karıştırmaktır.
aşağıdakilerden hangi ikisini birbirine karıştırırsınız? ın cevabıdır. türban: işin kılında olanları engellemek için üretilmiş beyni kapatan bez parçası.*** başörtüsü: "yemek vs. yaparken içine kıl düşmesin, büyüklerime saygılı olayım"ın giysi hali. bir nevi başlık.
bu ülkede, oruç tutmayan insan dövülüyor, uzun saçı, küpesi olan insan dövülüyor, ilk ve orta dereceli okullarda bir hristiyanın haç takması, bütün kamusal alanlarda, yahudilerin kipa takması yasak. fakat eşitlik nedir bilmeyen, azınlık hakkını görmezden gelen zihniyet geleneklerdeki, dinle alakası olmayan örtüyle kıyaslayıp, türbanı "türban neden yasak", "ben dinimi uygulayamıyorum" diye önümüze sunuyor. dinle efendi, bu ülkede herkesin dini serbesttir. öyleyse benim dinimde giysi giymek yasak. ben de çıplak gireyim o zaman kamusal alana. oldu mu?
türban, siyasal islamın simgesidir. (bkz: yeni başlayanlar için siyasal islam). kafayı değil,beyni örter. başörtüsü ise tamamen büyüklere saygı, hijyen gibi sebeplerle kullanılan örtüdür. avrupa insan hakları mahkemesi'nin kararı bu konuda örnek teşkil etmektedir: "türban takanlar, takmayanların takmama özgürlüğüne karşı çıktıkları için, bu bir dini özgürlük değil, siyasal bir simgedir."
bu kararın anayasımızla da uyuştuğu gerçeğini bir kez daha göz önüne alarak, bu iki nesneyi karıştıranları esefle kınıyorum.
baş örtüsü veya türban takan insanın insanlık düzeyine kıyafet-saç-baş gibi kavramlardan degil kişiliginden yola cıkarak ulasmam gerektigini tekrar anlamamı saglayan yegane kavram.
bazı yazarların, sorunu anlamadığı konu;
şimdi efendim, bu ülkede yahudi amcam kamusal alanda kipa takabiliyor mu? hayır.
bir hristiyan, dini bir simgesini görünür biçimde taşıyabiliyor mu? hayır.
budizm'de kutsal olan ineği kesiyorsun. bir şey diyorlar mı? hayır.
peki sen ne yapıyorsun? anlatayım;
kendi dini simgen olan türbanı, ilkokul çağındaki çocuğun çantasına basıyorsun.
cübbeyle sarıkla, devlet dairesinde çalışıyorsun.
türban yasak diye, devlet görevlisine saldırıyorsun.
peki bu ülkede bir tek islama mı inanılıyor? hayır.
o zaman ben ne yapıyorum efendim?
ben insanın kıyafet giymesinin günah olduğuna inanıyorum. eğer günah olmasaydı, tanrı giysi giymemizi isteseydi bizi giysili yaratırdı diyorum örneğin. o zaman soruyorum;
ben de kamusal alana çıplak girebilir miyim?
ben de ilkokul çantalarına çıplak resmimi bastırabilir miyim?
ben de yargıtaya "ben neden kamusal alana çıplak giremiyorum" diye saldırabilir miyim.
önemli olan başının üstündeki değil içindeki dedikleri halde hala başının üstündekiyle uğraşan sanki ülkede başka hiç bir sorun yok, bu ülkede her gün bi asker şehit edilmiyor, her gün açlıktan birileri ölmüyor, hiç trafik kazası olmuyor, esnaf dükkanlarına kilit vurmak zorunda kalmıyor çözülmesi gereken o kadar çok halledilmesi gereken o kadar iş varken hala bir avuç insanın kafanın üstündekiyle uğraşılıyor.
aslında çok karışan bir mesele değil de, insanımız meseleyi çok karıştırmaktadır. gelenek, inanc, siyasi simge vs. kadınların bir bölümü, hani şu demokrasi denilen hedenin ortaya koyduğu kişisel hak ve özgürlükler noktasında başını örtmek istiyor. bunun adının ne olduğu ya da insanların ne manalar yuklediği önemli değil. konu gündem oluşturmak, çığırtkanlık yapmak, insanların kafasını başka yönlere çekmekten öte değil.