en kısa yoldan hükümeti nasıl karalarımın yollarını arayan uykusuz dergisinin aşırı derecede marksist yazarı. uykusuz' daki köşesinde ( bkz : n . ş . a ) yazdıklarıyla da ilk bakışta mantıklıymış dedirtir lakin biraz nöronları harekete geçirince hükümeti karalamak için ne kadar saçmaladığını fark edersiniz. 27. 09. 2012 tarihinde yayınlanan uykusuz' daki köşesinde türkiyenin, '' batının ilmini alıp ahlaksızlığını almamak' şeklinde ki resmi hükümet politikasından rahatsızlığını dile getirmiştir. neymiş efendim türkiye' den daha az tezavüz, yolsuzluk, organize hırsızlık vakaları yaşanan coğrafyaları neden ahlaksızlıkla suçluyormuşuz? ahlak kelimesiyle ilgili kulaktan dolma bilgisi olan bir insan dahi ahlak denen kavramın neyin doğru yada yanlış olduğuyla ilgilenen yargı ve ilkeler bütünü olduğunu bilir. doğru ve yanlışların toplumdan topluma değiştiği, her coğrafyanın kendi toplumuna göre ahlak yapısı, doğru ve yanlışları olduğunu çok iyi fark eder ve gidipte ahlakla uzaktan yakından alakası olmayan tecavüz, yolsuzluk, hırsızlık gibi evrensel suçları bi coğrafyanın ahlakını ölçmekte kullanmaz. hele gidip te bunu çok zekice yazmış gibi mizah dergisinde yayınlamaz. tabi düşünürken hangi uzuvları kullanacağımıza karar vermeliyiz önce. karışınca iyi olmuyor.
uykusuz'da yazan ve pek popülaritesi bulunmayan pek değerli, zeki ve saygıdeğer kardeşimiz.
barış uygur çizemez. böyle bir yeteneği yok. ancak yazar. ve "anlayana" gerçekten sağlam yazar. bu adamı okurken hem bilgilenirsiniz, hem de bazen yiğit özgür'den, cihan ceylan'dan bile fazla güldürür sizi. evet hem de çizmeden. sadece yazarak.
en saygı duyduğum yönü şu ki; barış uygur belli etmeden, gözümüze sokmadan, özellikle 15-16 yaş grubundaki kardeşlerimizin merak edip araştıracağı konular, terimler, olaylar serpiştirir yazılarının arasına ve özellikle de açıklamaz anlamını bunların. okur, konunun genelini anlasa da, o arada geçen terimi araştırma isteği duyar. bu yönü beni çok hislendiriyor. her hafta o köşesinde güzel birşeyler de verebilmek için çırpınıyor.
çok gülüyorum ben buna ya baya gülüyorum öyle böyle değil acayip gülüyorum göbeğimi hoplata hoplata gülüyorum.
''gerçekten konuşup sohbet etmek istediğim başlıca hayvanlar sırasıyla kedi, fil ve attır. geri kalanıyla merhabalaşsam yeter. bir de deveye "boynun neden eğri?" diye sorarım. hani 31 aralık günü "seneye görüşürüz" esprisi yaparcasına bir kerelikte olsa sorarım bunu. yalnız kurda "ensen neden kalın?" diye sormam, "ensen kalın" derim uzaklaşırım yanından. kurt ulan bu, nereden baksan adamı yer, suyuna gitmek lazım desen, aynı dereden su içen kuzuyu nasıl yediğini hepimiz gördük. görmediysek de dinledik.''
uykusuzda yazan mizahçı. yalnız her hafta sayfası değişiyor, kafamızda bi yer edinmedi. mesela umut sarıkaya gündem'den sonraki sayfaya sahip uzun zamandır, yanlış hatırlamıyosam dergi çıktığından beri. ama barış uygur'un belli bi yeri yok sürekli değişiyor.
uykusuz yok iken penguen okurdum, uykusuz çıkınca penguen ile her hafta her sayıyı kaçırmadan aldım. fakat ilk kez bu sayıda dikkatimi çekti köşesi. hani komik olmasına gerek. mizah dergisinde köşen olunca "sözleşmeli komiklik" diye de bi kanın yok.
en azından gündemdeki sıkıntılar üzerine parmak basan, irdeleyen ve yarayı açık bırakıp köşesine çekilip yorumu size sunar. hiçte kötü bir strateji değil, aksine tebriklik.
uykusuzda ki "akıl fikir ofisi" adlı köşesinde komik bi şeyler yazma çabasıyla bazen yersizleşen, haddi olmayan şeylere dil uzatan ve böylece antipatikliğini tavan yaptıran yazar kimsedir. uykusuz dergisinin genel mizah seviyesini düşüren kişilerdendir. gerçi bu tip yazarlar da olmalı ki kaliteli yazarların kıymetini bilelim di mi?
yazıları komik olmayan sadece kendine güvenerek yazan yazar. alpay erdem'den bir üstünlüğü olmadığı gibi ondan aşağıda kalmaz, ikisi de ne akar ne kokar senelerce vasata kalem sallayabilirler. ille de elleri boş durmasın diyorsanız: (bkz: umut sarıkaya)
bu adam uykusuz izmir imza gününün tartışmasız en sempatiğiydi. korn t şörtümü görünce oky' e dönüp arkadaş metalci demesi zaten düşüp bayılmama neden olacaktı. süper biridir en azından maillerime cevap verendir kendisi...
kafa karışıklığı nedenidir. uykusuz alındığı an; fırat mı, sandık içi mi yoksa akıl fikir ofisi mi okuyacağız bilemedim... güzel yazıyor, iyi noktalara değiniyor ama en önemlisi de göbekli, purolu sıkıcı köşe yazarı havasından çok daha başka yerlerde seyreyliyor. takipçisiyiz.
uykusuz'la ismini duyuran yeni kan. Uzun zamandır asla kasmadan %100 samimi bir biçimde komik olan ve bunu harika bir üslupla bu kadar iyi beceren bir alpay erdem vardı piyasada.
özellikle son sayıda yazdığı aslan yürekli richard hakkındaki paragraf içeceğinizi burnunuzdan çıkartmak konusunda korkunç iyi iş çıkarıyor.