barış sürecine inanma gafleti

entry16 galeri0
    15.
  1. Barış süreci denen zımbırtı dönemlerinde orda memur olan arkadaşım " PKK şehrin içinde devletten üstün " demişti...

    Bizde böyle şeyleri duyan bilen insanlar olarak dedik ki " terör sorunu böyle çözülmez " ...

    En nihayetinde haklı çıktık.

    Şehirlere yerleştiler , işin içinden çıkılmaz bir hal aldı...

    Yani birçok şey gözümüzün içine bakıla bakıla haince yapıldı.

    Ve evet bu bir gaflettir...
    0 ...
  2. 14.
  3. hala süreçte kimsenin ölmediğini zanneden terörist seviciler var. akp seçmenin daha fazla "çomar" bir kesim varsa o da bunlardır. asker-polis kışlasından çıkmadı bu ülkede yıllarca. sizin dediğiniz föşöst dövlöt yoktu yani ortada. bitti mi? sustu mu silahlar? bu sürede tonlarca silah yığıldı her yere. bu tatlı su hümanistleri zannediyor ki devlet askeri-polisi çeksin bak sen ne güzel şeyler olacak. güllük gülistanlık olacak her yer falan. ulan devlet askeri gücünü bıraksın, 1 haftada insan hakkı falan değil yemeye ekmek bulamazsın bu topraklarda. burası norveç değil, ortadoğunun tam göbeği. devlet sıfır operasyon anlayışı ile giderken her yere silah yığanlara bir çift lafınız yok mu? çomar kelimesinin tam karşılığısınız.

    (bkz: çözüm sürecindeki şehitlerimiz sıralı eksik liste)
    1 ...
  4. 13.
  5. ben sıradan bir vatandaşım. bu ülkede 80' li yıllardan beri ekranlarda şehit cenazesi görüyorum. geçmişte ki faşist iktidarların faşist uygulamalarıyla gitgide büyüyen, silahlı mücadeleyle bitirilemeyen bir savaş yüzünden 20 yaşında ana kuzuları ölüyor.

    tek çare barışmak, uzlaşmak. ya da adına ne derseniz artık. ama bunu samimiyetle, bu konudan oy devşirmeden yapmak.

    bu süreç başladığında birçok insan gibi sevinmiştim evet. çünkü biliyordum ki en kötü barış savaştan iyidir.

    kabahat mi işledik kimse ölmesin derken?
    4 ...
  6. 12.
  7. biz siyaset uzmanı değiliz. bürokrat, asker veya devlet sırlarına vakıf önemli insanlar değiliz. bu sürecin başlangıcından sona erişine kadar tek şey söyledik: süreç, bu toprakların gördüğü en büyük ihanet projesidir.

    biz, sıradan vatandaşlar, sadece halkın nabzını bilerek, haberleri doğru okuyarak, iyi analiz ederek bu süreçte pkk terörünün şehirlere yerleştiğini, bunun açılım değil bölünme süreci olduğunu, bölgenin teröre teslim edilip askerin-polisin elinin kolunun nasıl bağlandığını, resmen bir bakanın "pkklılara operasyon yapmayacaksınız" dediğini defalarca yazdık çizdik. bu süreçte şehit gelmediği haberlerinin koskoca bir yalan olduğunu, terör eylemlerinin tam gaz devam ettiğini belgeleriyle kenar köşe internet sitelerinde yazdık. çünkü başka bir yolumuz yoktu.

    bizim gibi sıradan insanların gördüğünü; elinde asker-polis-jandarma-mit-korucular ve bilumum devlet gücü olan bu hükümetin görmemesi imkansızdır. bakın tekrar söylüyorum im-kan-sız. bunlara bilerek ve isteyerek göz yumuldu. 2000 yılında bitmiş olan pkk terörü, 2013 yılında anayasa çalışmalarına fikir beyan edecek seviyeye getirildi.

    şimdi ben burada bir şeye dikkat çekmek istiyorum. e be orrrrospuunun çocuğu seçmen, sen partiyi koruyacağım diye tüm bu olan bitene nasıl eyvallah edersin. sen o partinin genel başkanı mısın, milletvekili misin, üyesi misin, fikir babası mısın? nesin sen amını yolunu siktiğimin davarı? nesin de bu partinin her yaptığını babanı savunur gibi savunuyorsun amın oğlu. bu sürecin tüm sonuçları ayan beyan ortada. çok mu zor amına koyduğumun yerinde bu yanlıştı demek. çok mu zor bunun ihanet olduğunu söylemek. yoksa bizzat sen mi masaya koydun bu projeyi de sonucu böyle boka saplanınca çıkış yolu arıyorsun? sizin zihniyetinizin ta amına koyim ben lan.

    devran döndüğünde vatana ihanetten yargılanacak bir yığın adam var bu ülkede. bekleyin ve görün.
    3 ...
  8. 12.
  9. Uyan ey gözlerim gafletten uyan!

    Barıs sureci adı altında sınir tanimamazlık terör cenazelerine katılmalar çirkin eylemler daha çok bekleriz.
    2 ...
  10. 11.
  11. Barış sürecini baltalama en nihayetinde de ortadan kaldırma ihanetinden ve zalimane vahşetinden hallicedir.

    Konuşuyorduk ve Kimse ölmüyordu kana çok mu susamışsınız. Alın gözünüz doysun.
    2 ...
  12. 10.
  13. Barış süreci denen mesele politik bir kurgudur. Halkın hem devletle hem de birbiriyle barışması politik kurgularla olacak bir şey değil. Temel hak ve hürriyetler önemli gerisi politika.

    Adalet mülkün temelidir. Adalet sistemi adalet üretmiyor. Bu yokken bu ülkede politik kamplarda birbirimize sovmek boş bir iş.
    0 ...
  14. 9.
  15. yabancının çüküyle gerdeğe girince çocuğun senden olacağına mı inandın?
    barış kelimesinin anlamını bilmeyen adamlar bir sürece girerse gaflette olur hıyanette.
    0 ...
  16. 8.
  17. teröristle masaya oturup "aldatıldık" diyen siyasilerin eseridir.

    kör kitlesi için problem yoktur ölen çocukar onların olmadıkça.
    0 ...
  18. 7.
  19. Bu yazıda başlık ve bu cümle hariç tamamı bir jandarma subayının mektubudur.)
    “Aşağıda belirtmeye çalıştığım hususlarda bizlere tercüman olabileceğiniz ümidiyle size yazıyorum. ilginize şimdiden teşekkür ederim. Memleketimizin içinden geçtiği süreç malumunuzdur. Mevcut durumun, mücadeleye başladığımız ilk günden daha kötü ve karamsar olduğunu, işin içinden birisi olarak söyleyebilirim. Birilerinin sırf oy alma uğruna öve öve bitiremediği çözüm süreci iki kesime çok büyük zararlar verdi:
    1. Koruculara ve devlet yanlısı bölge halkına.
    2. Güvenlik güçleri; ancak daha çok askeri personel ve ailelerine.
    Koruculara neler yapıldığı, nasıl tek tek şehit edildikleri ve devletin süreç hatırına hiçbir şey yapmaması basına hep yansıdı. Devlet yanlısı halkın durumu daha da vahim durumdadır. Ne can ne de namus emniyetleri kaldı. Devletin yanında olmaktan bin pişman durumdalar. Allah, terörle mücadelenin sivil ve yöreden ayağını oluşturan bu iki gruba yardım etsin.
    Bu süreçte mağdur olan ve tamamen savunmasız kalan ikinci kesime gelince; onların durumu bölgede terör örgütünün mü, yoksa devletin mi egemen olduğunu göstermesi bakımından çok manidar. Terör örgütünün silahlı şehir yapılanmaları, malumunuz varlığını Haziran 2014’teki Lice olayları ile net bir şekilde duyurmaya çalıştı, 6-8 Ekim olayları ile ispat etti ve son olarak da Cizre olayları ile perçinledi.
    Artık bölgede ilçe ve il merkezlerinde egemen olan devletin resmi kolluk kuvveti olan polis değil, bilakis silahlı şehir teröristleri olan YDG-H’lılardır. Bu şehir teröristleri sözüm ona asayiş uygulamalarını yaparken bir yandan da askeri personelin ailelerinin evlerini tespit ediyorlar. Kapılarına işaret koyuyorlar. Sivil ve silahsız masum vatan evlatlarını sokak ortasında şehit ediyorlar. Şehir içinde yol kontrol noktalarında arama yaptıkları bayanların subay-astsubay eşi olup olmadıklarını sorguluyorlar. Çocuk okul servislerinin ve çocukların okudukları okulların keşfini yapıyorlar. Son durum itibariyle hangi askeri personelin eşi hangi kurumda çalışıyor ve hangi arabayla gelip gidiyor plakalarını tespit etmiş durumdalar. Hakeza asker çocuklarının da okulları ismen belirlenmiş. Eylem için kendilerince uygun zamanı bekliyor bu şehir teröristleri. Ama devlet, tüm bu olup bitenler karşısında kılını dahi kıpırdatmıyor.
    Oysa ki bölgede görev yapan personel çok tedirgin durumdadır. ister lojmanda otursun ister dışarıda fark etmiyor. Personelin kafası rahat değil; aklı, okula giden çocuğunda ve işe giden eşinde kalıyor. Personel son olaylardan sonra çoluğunu çocuğunu memlekete göndermeye başladı ve büyük bir şehirde ev tutup oraya yerleştirdi. Tabii personelin ve ailelerinin bu güvenlik sorunu personelin kendisinin iptidai çözümlerine bırakılacak kadar basit ve önemsiz değildir. Hocam; Diyarbakır’da eşi gözünün önünde kafasına sıkılan bir kurşun ile şehit edilen asker eşinin psikolojisini anlayabilecek bir yetkili düşünemiyorum.
    Zira başta hükümet yetkilileri buna bir çözüm bulmak durumundadır. Personelin, kafası rahat bir şekilde görev yapabilmesi için tedbirler alınmalıdır. En azından bölgenin tamamı eş götürülemeyecek garnizon olarak ilan edilmelidir. Çoğu ilde 3 veya 4 olan, bu illere ailelerin götürülmeyecek olmasından dolayı görev süreleri gözden geçirilmelidir. Aileden 4 yıl uzak olmanın etkileri göz ardı edilmemelidir.
    Kimse Pakistan’da asker çocuklarının okuduğu okula yapılan saldırının bir benzerinin Türkiye’de olamayacağı iyimserliğine kapılmasın lütfen. Saygılarımla...”

    sn.ümit özdağ'ın bugünkü yeniçağ gazetesi köşe yazisidir.
    1 ...
  20. 6.
  21. akpartinin pkk'yı çözme sürecine destek vermektir.

    artık hiç birşey pkk için eskisi gibi olmayacak.
    0 ...
  22. 5.
  23. "inanmak başarmanın yarısıdır" cümlesini düstur edinen kişi gafletidir.
    0 ...
  24. 4.
  25. apo itine söz geçiremeyen çelimsiz gerizekalı hükümet.
    0 ...
  26. 3.
  27. Barış süreci imkansız Kürtler resmen Türk karşıtlığında ileri seviyede ama hala bizim Türklerden onları savunanlar var ne hallere düştük orada senin ülkenin bayrağını yakıp indiriyorlar sen hala kürtlere saygı onlarda insan diyorsun ama kusura bakma abisi bayrağıma marşıma hakaret eden soysuza saygı duyamam...
    2 ...
  28. 2.
  29. yalnızca delalet halinde bulunanların kapilacagi durumdur. evet, boşluklar çok, yavaş ilerliyor, bazi şeyler kapali kapilar ardinda donuyor, tarafların farklı beklenti ve hedefleri var; ama 30 yillik gözlere kan bürünmüş, çetin ve cikmaza sürüklenen bir savaş vardi. bu haliyle surseydi daha mi iyi olacaktı yani.
    0 ...
  30. 1.
  31. hökümet şuan için "şehit vermeyelim gerisi möhüm değil" modunda.

    ama bizde ordu olarak boş durduğumuzu düşünmüyorum. zaten şunu anlamadım bu ülkede herkes kendi işini dört dörtlük yapsa çok daha iyi yerlerde oluruz buna inanıyorum.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük