Gerçi hala neyin barışı olduğunu anlamadığım durum.
Ama gerçekleri yazmak gerekirse galiba gerçekten barışa doğru gidiyoruz.
şimdi kafası siyasete basmayan, düz mantık vatan millet sakarya diyen insanlar çıkacak. onlarada saygı duyuyoruzda boşuna bir taraflarını yırttıklarını gördükçede içimiz kan ağlıyor. Yok apoyla görüşülüyor, yok işte terörist başına muhtaç olduk gibi cümleler sık sık duyuyorum bu süreçte. Bunlar boş işler boş konuşmalar. ne demiş atalarımız.
Bir işi bilen yapar ,
az bilen akıl verir,
bilmeyen eleştirir.
yapamayanda çamur atar.
Bu terör belasını ülkemizden def etmek için başka bir fikri olan varsa çıksın önersin uygulasın. Muhalefet partileri desen af edersiniz bir baltaya sap olamayan insanlardan oluşmakta. biri hesap uzmanı olmuş, öteki hayallerle yaşıyor. Vay efendim apoyla görüşüyorlarmış. daha iyisini yaparım diyorsan çık yap lafla peynir gemisi yürümez.
orduyu dağa saldık askerlerimiz şehit oldu, çekiç güç, bilek güç, bok püsür güç denedik olmadı, bdp ile müzakereler yapıldı yine olmadı. Bitmiyor a.q suriye de, iranda, ırakta, ermenistanda hain yapacak tek şey kaldı oda şu an yapılıyor zaten. Herkesinde bu yapılana bir nebze katkısı olması gerekir. Bunun ak partisi, chp si , mhp si yok. bu ülke bu beladan kurtulduğu an büyüyecektir.
Eğer bir şeye muhalif oluyorsan daha iyi bir çözümün olması gerekir ki sağlam muhalefet yapmış ol. Hayaller kurarak muhalefet yapılmaz. hiç bir çözümün yoksa yapana engel olmamlısın hiç bir şey yapamıyorsan sus hiç olmazsa. Eğer bu ülkeyi seviyorsan sus, sevmeyenlerin ekmeğine yağ sürme.
öcalan, pkk, terörist, kürdistan, sehit, şehit anası, ordu kelimelerini terazinin kefelerine koyduğunuzda 30 senelik terörün bitip tarafların rahata erdiğini söyleyebiliyorsanız. bu amına koduğumun kepazeliğini barış olarak niteleyebiliyorsanız. barış ve demokrasi partisi denen şeyi ismi ile özdeşleştiriyorsanız sizi hülyalarınız ile başbaşa bırakıyoruz.
terörle pazarlık için her müptezeli muhatap al, yanlışı söyleyen faşist.
bu demokrasi süper bişey.
yok efendim biz demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten yanayız; biz liberaliz ayaklarıyla ona buna taviz verip, barış sürecinin de amına koyan başka iktidar yoktur heralde değerini bilelim.
terörle mücadelede hainler tarafından sırtından vurularak mensuplarında mücadele azmi bırakılmayan, daha doğrusu terörle mücadele etmesine izin verilmeyen bir ordunun artık halletmesine imkan kalmayan terör sorununu, sözde büyük siyasilerin teröre taviz vererek çözme sürecidir. düşünün ki, bu ordunun mensuplarına pusu kuranlar pkk'lı iken, hükümet yandaşları, bu tip olayları "derin devlet" kurmuştur diyecek kadar alçaklaşabilmişler, kozmik odalardaki hayati savunma sırları ifşa edilmiş, her rütbede sayısız terör uzmanı, sahte delillerle içeri tıkılarak bağımsız kürt devletinin önündeki engelleri kaldırma süreci devam ediyor.
teröre harcanılan para 400 milyar dolar...
tsk ya ayrılan bütçe?
bölgeye yapılan yatırım?
kaybedilen şehit sayısı 30 bin.
insanların göz yaşları van gölünü üç kere doldurur.
1980 de faliyete geçen pkk bitmiyor çünki baskı ve şiddetle hiç bir şeyi bitiremezsin.bir bok yapamadığın iktidar döneminde ki başarızlığın nedeniyle, yapılmaya çalışana çamur atan koltuk sevdalıları ciddiye alınmamalı.
önce insan dersime bakacak, 1997 yazına bakacak.
insanlık sürecidir.kişilerin insanlık seviyeleri kardeşlik seviyeleri bu durumlarda belli olur. ya kardeşlik deyip birlikte olmanın keyfini sürdüreceğiz ya da kin nefret deyip bi 30 yıl daha savaşacağız.
neye göre kime göre barış. tayyibin bize uygun gördüğü barışsa neden süriyedeki muhalifleri destekliyor. ya da amerika gibi bir ülkenin yalakası. ne kardeşliği arkadaşım. yani şurda barış süreci kardeşlikle ilgili yazı yazanların kaç tanesi doğuda yaşadı allah aşkına. şu beyinlerinizi tamamiyle iktidar yalakası olan tv kanallarından çevirin. gidin görün doğuda olanları. nevruz çok güzel geçti. bok güzel geçti. o gün şırnak cizrede yapılanları duydunuz mu? adamlar kimlik kontroli yapıp yol kestiler, ortalık savaş alanına döndü.
bebek katili denen insansı adi, yakalandığında benim annem de türk deyip sırıtacak kadar yüzsüzdü. öldürülcem diye altına ederken şimdi barış nobel ödülüne aday. bu bile barış olamayacağının tam karşılığı. bi tarafta yalancı tayyip diğer tarafta katil apo. neye göre ve kime göre barış...
Somut olarak silahların susmasıdır. Silahların sustuktan sonra her geçen saniye gelişme, büyüme, saygı, sevgi akla gelen her olumlu olgunun güçlenmesi demektir. Ama insan güdücülerin düşünceleri doğrultusunda neler olur bilinmez.
türk milletine yeterince parazit olamayan kürtlerin, artık yasal olarak elektriği suyu kaçak kullanmasıdır. gundiler daha rahat sınırda kaçakçılık yapsınlar, eroin, elektronik eşya, sigara kaçırabilsinler. onların da hakkının vermesi gereken süreç.
savaş yanlısı türkiş lerin istemedikleri süreç. ulan 15 ay askerlik bile yapamadınız, teciller, araya adam koymalar, doğuya gitmemek için yalvarmalar, gönüllü redçilikler falan. ne oldu lan şimdi barış sürecine karşı oldun. 40 yıl savaştık sizin gibi korkak ibişlerle bir pkk yı bitiremedik.
küs olmayan, ayrı olmayan, kutup olmayan iki tarafı barıştırma çabalarıdır. imralı-kandil-bdp üçgenli bir terör kanadı ile meclisin iktidar kanadı arasında yapılan sözde barış süreci, küresel politikaların orta doğu arenasındaki tahakkümünden ibarettir. yanıbaşımızda savaş, o savaşı destekleyen ve körükleyen bir iktidar ve tam bu esnada yılların teröristleri ile girişilen bir süreç.
silahlar sustu.
çok da iyi oldu çok çok güzel oldu. he. süper oldu. iktidarın dönek siyasetçileri bugünlerde ne kadar da insancıl, bütünleştirici, hak, hukuk içerikli mesajlar veriyorlar öyle. sanırsın aylar önce idam muhabbetlerini, bdpli vekillerin mahkumiyeti mavralarını bunlar yapmıyordu. ne kadar düzgün bir süreç öyle. garibim kürt insanları da süreç, barış, hak, özgürlük diye nasıl seviniyorlar öyle.
hak.
sömürünün, emperyal güdümlerin kol gezdiği bir ülkede ne hakkından bahsediyoruz acaba. sermayenin emekçi insanların anasını ağlattığı, medyanın zihinlerin ırzına geçtiği, haktan söz eden bir öğrencinin mahkumiyetinin yıllar olduğu, bankaların düşük faiz naralarıyla insanların cebini boşalttığı, madencilerin göçük altında kaldığı bir ortamda "barış" çığırtılarıyla neyi düzeltmiş sayılırız?
sömürünün türkü kürdü yok. kimse romantik solculuklar yapmasın. neymiş efendim yıllardır akan kanlar yetmedi miymiş. analar ağlamasınmış. türk kürt kucaklaşsınmış. yahu biz zaten ezelden beri sarılmışız birbirimize. kimsenin türklükle, kürtlükle bir problemi yok. genel anlamda bu böyle. cumhuriyetle hesaplaşmak isteyenlerin, orta doğu projesinin de zoruyla tutuştukları bu barış süreci ve devamında gelecek olan yeni anayasa zımbırtısı kimsenin hayrına değildir. çözüm asla değildir. bu adamların çözüm getirebileceğine inanlar, yüksek bir yanılgıdadırlar.
bugüne kadar kendilerini solcu olarak tanımlamış kürt hakları savunucuları, içinde bulunduğumuz dönem itibariyle hiçbir zaman sırt çeviremedikleri iktidarın kucağına tamamen oturmuşlardır. anti-kapitalist, anti-emperyalist bir duruş ne yazık ki hepsinin sadece dilindedir. ve dilde kalmaya devam edecektir. gülünç bir durumdur.
daha büyük bir savaşın habercisi olan süreçtir. her ne pahasına olursa olsun barış diyenler ortalıkta fink attığı, akil insan yapıldığı sürece çıkılan bu yolun sonu sadece uçurum olacaktır.
türküm demenin birilerine battığı, tc ibarelerinin kurumlardan kaldırıldığı, kürdistan diye avaz avaz bağırmanın serbest kaldığı, bir katilin mektuplarının havalarda uçuştuğu, sözde ileri demokrasiye geçtiğimiz ileri ve toptan satış sürecinin süslü adıdır barış süreci.