en azından benim için öyledir.çocukken programlarını izleyemedim belki ama şu koca yaşımda hala onu dinlerken bir gülümse belirir suratımda. ingilizce yorumladığı şehrazat şarkısını dinlerken masaldan masala koşarım. şarkıları sizi pek çok yere götürür ve sesi size bir çok duyguyu aynı anda yaşama fırsatı verir. o benim kahramanımdır. uzun saçlarıyla barışçıl ve özgür kişiliğiyle bir numaradır benim için. bunlara size masal kahramanlarından başka kim yaptırabilir ki zaten?
farklı kişiliğinden kaynaklanan durumdur. kimse çocukları kaale almazken, o birer büyük davranırdı çocuklara, sadece aşk, dram, temalı şarkılara inat, öğretici, düşündürücü, bilmece gibi şarkıları çınlardı kulağımız da, herkes elalem ne der diye düşünürken, uzun saçları ve yüzükleriyle kabullendirdi kendisini, ailelerimize.
o dönemin çocukları olarak hâlâ içimizden çıkaramamızın nedeni budur, onun gibi bir sanatçıyı yada abiyi göremedik, o yüzden çok özlüyoruz kendisini. aziz nesin'in, dediği gibi "hepinizi kendi çocuklarımmışsınız gibi seviyorum, bütün sevgilerde olduğu gibi bu sevgide de bencilliğimiz var. çünkü, biz yaşı ilerlemiş olanlar, sizlerde yaşayacağımızı, süreceğimizi sanıyoruz, buna inanıyoruz." çocuklara hiç alamadıkları değeri verenler, her zaman yaşayacaklardır. o dönemin bir çocuğu olarak, içimde çocukluğumu yaşattıkça barış abiyi de, yaşatacağım.
doğrudur. gerçek olduğuna inanası gelmiyor insanın. en merak ettiğim şey de onu görmeyen çocukların bizim onu sevdiğimiz kadar sevip sevmeyeceği. umarım onun şarkılarıyla büyürler. yeni gelecek her neslin de barış abisidir o.