çocukluğumun kahramanı, 'adam olacak çocuk' programıyla yıllarca beni ve benim gibi veletleri ekran başına bağlamış, arabanın arka koltuğunda oturmayı, dişleri fırçalamayı ve ıspanak yemeyi ısrarla öğretmiş*, yaptığı programlarla dünyayı gezmiş ve tanıtmış **, yaptığı müzik ve sempatisiyle japonların da beğenisi kazanmış, ölümüne gerçekten çok üzüldüğüm iki sanatçıdan biri * olan ve 'sanatçı' kelimesinin sözlükteki anlamıdır kendisi. yaptığı müziği, yazdığı sözleri, sesindeki o vurguyu, içtenliği, melodilerdeki yaşanmışlığı yani onun sanatçı yönünü anlatmaya ise ben dahil kimsenin kelimelerinin yeteceğini düşünmüyorum. *
küçükken tv karşısına geçip adam olucak o çocuklar arasında onun yanında olmayı hayal ederk hayranlıkla izlerdim onu. eski sanatçılar hep başkaydı derler ya büyüklerimiz o gerçekten başkaydı. güzel bi örnekti. sevgi dolu, insancıl, milliyetçiydi. bu gün o devrin çocukları ıspanak yiyip, dişlerini fırçalıyorsa onun sayesindedir hep. allah mekanını cennet etsin...bir barış manço bi daha gelir mi o da bilinmez.....
yatılı okul zamanlarımda piyasadaki 16 yasal albümünden 13'ünü aldığım * iyi müzik ve güzel ahlak insanı merhum üstad. ayrıca yaptığı müzik akademik bir çalışmanın konusu olmalıdır zannımca; zira, ne pop, ne de hafif müzik dahilindedir; onunla başlayıp onunla bitmiştir bu olumlu mesaj kaygılı ilginç tür... cennetmekan olsun...
müziğinin en önemli etkenlerinden biri synthesizerlardi. Hem Barış Manço hem Cem Karaca nın çok iyi klavyecileri vardı. Kılıç Danışman, Uğur Dikmen gibi iki önemli multi-keyboard 'ist yıllarca batılı anlamda müzikler yaptılar. Ama Barış Manço'nun söz açısından biraz daha önde olduğunu düşünüyorum, en azından daha özgün bir tarzı var ve genellikle şarkı sözlerini kendisi yazıyordu.
Hollanda da geçirdiği trafik kazası sonucu dudağının üzerinde yara izi kalmis ve onu kapamak için meşhur bıyıklarını bırakmistir. Saçlarını da uzatınca, vatani görevi haricinde, ölümüne dek sürecek klasik Barış Manço imajı ortaya çıkmıştır.
Adam olacak çocuk programı ile çocuklara arka koltukta oturmayı ve ıspanak yeme alışkanlığını kazandırmıştır. Dünya'yı Acun Firar etmeden önce onunla gezmişizdir. Uzun saçları, bıyığı ve yüzükleri kendisinin ile bütünleşmişti. Şarkıları gönlümüzü fethetmiştir, kendisini rahmetle anıyoruz.
ölümüyle bir çok insanı ailesinden birisinin ölmesi kadar derinden üzebilen, milyonlarca insanı ağlatabilen,türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından biridir.aynı zamanda türkiyen'in barış elçisi olarakda bilinir. hele bir de gesi bağları adlı türküyü öyle bir yorumlamıştır ki insan saatlerce üstüste dinleyebilir.küçükken arabanın ön koltuğuna oturma sevdam onun sayesinde sona ermiştir. dış fırçasını çocuklara o sevimli bir şekilde yansıtmıştır. Japonya'da defalarca konserler vermiştir.siyasi açıdan farklı görüşlere sahip olsalarda yıllarca kurtalan express'le birlikçe çalışarak dostluğun siyasetten daha önce geldiğini çok güzel bir şekilde göstermiştir. Türk müziğindeki eksikliği hala hissedilmektedir.
mutlaka dinlenmesi gereken eserlerinden biri "cacık"
Sözüm meclisten dışarı dostlar
Bugünlerde kendimi hıyar gibi hissediyorum
Hani dilim dilim doğrasalar beni
Marmara Ege Karadeniz ve hatta Akdeniz cacık olur diyorum
Derdim öylesine büyük ki dostlar
Kırka yarıp yine kırka bölseler
Ve kırk bostana gübre diye serpseler
Kırkbin tane ot biter de kırkbin derde deva olur diyorum
Ne oldu bana böyle durup dururken
Oğlan aldı başını gitti kız zaten lafımı dinlemezdi
Düğmem kopuk paçam sökük oramda buramda çengelli iğneler
Bir de çengelli iğne nazar bozar derler
Hanımın çorabı kaçık başında bigudiler
Karabaş bile, karabaş bile suratıma bakıp bakıp havlıyor
Öğünmek gibi olmasın ama dostlar
Kendimi hıyar gibi hissediyorum
Hani ince kıyım doğrasalar beni Akdeniz cacık olur diyorum
Ve hatta Atlas okyanusu ve hatta Hint okyanusu
Ve hatta hatta Büyük okyanus bile cacık olur diyorum
Böyle cacığa rakı mı dayanır
Çivi çiviyi söker derler soğuktan donanı buzla ovarlar
Ben zaten yanmışım dostlar peki beni fırına mı koysalar
Zeytin suyuna kuru ekmek böyle gelmiş böyle gidecek
aşagıda yazmış oldugum olayla fransız spikere feci şekilde ayar verip, g.t etmiş muhteşem şarkı, kişilik, kültür, bilgi sahibi rahmetli sanatcımızdır.saygıyla anıyoruz.
Barış Manço Fransa da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur...
Küstah bir spiker vardır ve Barış Manço ile dalga geçmektedir...
Sürekli, "işte Türk, yani barbar, vahşi vs..." demektedir...
Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere " yanınızda kâğıt para var mı?" diye sorar!
Bu soruya spiker şaşırır ve "evet var ama ne olacak" der...
Barış Manço ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkartır...
Bu olaydan az önce Barış Manço canlı yayında "Anahtar" adlı şarkısını söylemiştir...
Bu şarkının bir bölümü şöyledir:
"Beş Akif- bir Saat Kulesi, iki Kule-bir Fatih, beş Fatih-bir Mevlana, iki Mevlana-bir Sinan"
(Barış Manço / Anahtar şarkısı / Darısı Başınıza Albümü / 1992)
Bu şarkı bir matematik sorusudur ve şarkıda adı geçen kişiler o dönemdeki
Türk parası olan banknotların arkasında fotoğrafı olan kişilerdir...
Barış Manço spikere sorar: "Bu paranızda fotoğrafı olan kişi kim?"
Spiker:
"General......." Barış Manço diğer paralardaki fotoğrafları olan
kişileri de sorar, spikerin verdiği cevaplar hep aynıdır,
"General.......", "Amiral...........", "Komutan............."
Spikerin bu "falanca General, falanca Amiral, falanca Komutan" cevabından sonra,
bu sefer de Barış Manço cebinden Türk paralarını çıkarır... Spikere der ki:
"Bu parada fotoğrafı olan kişi Mehmet Akif Ersoy dur. Şairdir...
Bu fotoğraftaki kişi Mevlana dır. Düşünürdür...
Bu paradaki fotoğrafı olan kişi Fatih Sultan Mehmet dir. Adaletin sembolüdür...
Bu paradaki kişi ise Atatürk tür. "Yurtta barış, dünyada barış" diyen kişidir...
Bizim paralarımız bunlar... Biz Türkler ince ruhlu, kibar, medeni insanlar
olduğumuz için paralarımızın arkasına "şairlerimizin",
"düşünürlerimizin","bilim adamalarımızın" fotoğraflarını bastık...
Siz Fransızlar kendiniz barbar, vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş
Adamlarının fotoğraflarını basmışsınız!" der...
Barış Manço nun bu müthiş cevabından sonra televizyon yöneticileri
Canlı yayını keserler ve spikeri oradan kovarlar, başka bir spiker yerine
gelir ve canlı yayın yeniden başlar, yeni spiker Barış Manço dan ve
Türklerden özür diler, programa böylece devam edilir...
müziği kaliteliydi, programları faydalıydı da neden trt ve atv programlarını yayından kaldırdı? Burada hayattayken programını önce gece yarısına atan, sonra yayından kaldıran, ölümünden sonra tam bir yıl bültenlerini onun şarkılarıyla bitiren ali kırca ve atv ye nefretlerimi ayrıyeten sunarım.