hadi bir de ben yazayım. okul servisinde* servis şöförünün domates biber patlıcan, dağlar dağlar ve halil ibrahim sofrası şarkılarını dinlemektir. seneler sonra bu şarkıların neler anlatmaya çalıştığını uzun uzun ders işler gibi irdelemektir.
sadece barış manço'ya değil yitip giden her sanatçıya duyulan özlemdir. onun tv'de program yaptığı dönemlerde çocuk olanların daha fazla duyduğu özlemdir ayrıca.
barış manço gerçekten farklı bir sanatçıydı. bize bıraktığı zevkle dinlenen onlarca şarkısı var. kültürel ve toplumsal olaylara da duyarlı bir insandı. farklı olmasının en büyük nedeni buydu zaten. bir sanatçıyı sanatçı yapan eserleri olabilir ama onu unutulmaz kılan toplumuna karşı gösterdiği duyarlılıktır çoğu zaman.
barış manço'nun türk insanındaki yeri bellidir. nerede adı geçse rahmetle anılır. bir kuşağa da ismini vermiştir. japonlar bile kendisini sevmiştir. bize sevmemek düşer mi hiç?
saçlarımı okşamıştı bir kulis kapısında. ya 15 ya da 16 yaşımdaydım hatırlamıyorum. sonra öldü dediler barış ağabey... levent camii'nde tabutu başındaydım. çok soğuktu.
yine şubat, yine soğuk. ama artık ne o saçlarım var okşadığın, ne de ellerin var doyamadığım...
onu ucundan kıyısından bile olsa yakalayabilmişlerin yaşayacağı duygudur. zaten onu tanıyabilmek, onun şimdi olmamasını düşününce deli gibi özlemekle sonuçlanır.
çocuktuk o zamanlar. 6 yaşında vardım. hep onun programını beklerdim , hafta sonu tekrarları vardı , 10 dakka öncesinden kurulur televizyona bir ümit başlaması için beklerdim. sonra o güzel arkadaşım eşşek şarkısını söylerdi , işte benim 3.dedem derdim bu adam ! çocuktuk , büyüdük , genç olduk , ama değişmeyen tek şey sensin barış abi.. huzur içinde yat, mekanın cennet zaten , dilemeye ne hacep ..
kaybolan değerleri anan, onları önbemseyen şarkıları, 7' den 77' ye herkese değer veren insanlığıyla, büyük usta barış manço' ya özlem duymak.
sözünde durmayan birini görünce ' sarı çizmeli mehmet ağa' yı, diploma ve para kazanımıyla nereden geldiğini unutmuş insanlara gönderme yaptığı ' halil ibrahim sofrası ' nı, unutulmayan ayrılıkları akla getirdiği ' kol düğmesi ' ni mırıldanırken tebessüm ederek, ' keşke yaşasa, söylemeye devam etseydi ' demek.
Hiçbir şarkının ' Kol Düğmeleri' ile aynı tadı vermemesinden sonra kaçınılmaz olan durum.
Gül Pembe, Unutamadım, Kara Sevda, Domates Biber Patlıcan...
Seni çok özlüyoruz, mekanın cennet olsun.
Hiçbir şarkının ' Kol Düğmeleri' ile aynı tadı vermemesinden sonra kaçınılmaz olan durum.
Gül Pembe, Unutamadım, Kara Sevda, Domates Biber Patlıcan...
Seni çok özlüyoruz, mekanın cennet olsun.