Bir insanı düşüncesiz bir şekilde eleştirmek kolaydır.
Hele gidenin arkasından çok daha kolaydır. Sen ne dersen, ya da derseniz diyin.
Biz barış Manço'nun şarkılarından çok, o sempatikliğini ve sıcak kanlı oluşunu sevdik.
Tabi siz bilemezsiniz. Çünkü o sırada Antalya'dan iç Anadolu'ya doğru sevkiyattaydınız.
türkiye'dir efendim. barış manço denilen şahıs, Yüksek öğrenimini Belçika Kraliyet Akademisi'nde resim, grafik ve iç mimari eğitimi alarak bitirmiştir. bu da demek oluyor ki sadece şarkıcı ve besteci değildir. dönemin tüm popçularını arkasına alarak ''müsadenizle çocuklar, sıra bana geldi çocuklar'' diyerek, kendisine olan saygı ve sevgiyi bir kere daha gösterebilmiştir bizlere.
sözlüğün durumuna gelince; sanat ve sanatçıdan anlamayanlarında eleştiri yapabilecekleri bir platform olarak, kafalarda soru işareti bırakmaya devam edecektir.
"sayıldığı" demek hakarettir. büyük sanatçı olduğunu kabul eden ülkelere olması gerekir başlığın aslı.
sanatın ne demek olduğunu bilen tüm ülkelerce kabul edilmesi gerekir.
barış manço, arada böyle düşünen dingillerin çıkacağını tahmin etmiş, bilmiş ki zamanında ''sanatçı olduğumu iddia etmiyorum. ben öldükten sonra torunlarım ansiklopedilerde barış manço'yu -sanatçı- diye okurlarsa, galiba sanatçı olduğum da tescil edilmiş olacak. geleceğe ne bıraktığınız önemli. yoksa insan yaşarken kendi kendine 'ben sanatçıyım' dememeli'' gibi bir cümle kullanmış kendisine yakışan şekilde.
Şimdi buraya sinan akçıl gibi götleri dinleyip ya da en azından pop müzik dinleyip barış mançoyu eleştirenler o kadar acizsiniz ki küfür etsem küfüründe bir saygısı var.
işte burasıdır. kendini dikkat çekmek için bazı yazarların saçmalıklarana maruz kalsada işte burada baya sanatçı sayılıyor. hemde devlet başkanıyla sarılıp birlikte dans edicek kadar. 2.22'den sonrası zaten kapak için yeterlidir. başka söze gerek yoktur.
Değişik bir evliliği olan Türkiye'yi bilinçlendirmek adına programlar yapmış olan, eğitimi için ne şartlar altında (Sanat okulu için kamyoncu muavini olarak bir yere kadar oradan da otostop ile Paris'e kadargitmiştir) yurt dışına gitmiş olan ve daha bunun çeyreğini yapamamış beyinler tarafından büyük sanatçı sayıldığı ülke söylemlerine maruz kalan büyük sanatçının yaşadığı ülke.
bir kaç vasat şarkısı dışında tahammül edilebilecek bir şarkısı olmadığı halde, tuhaf bir şekilde büyük sanatçı olarak addedilmesidir.
türkiye deki sanat anlayışının, estetik olgusunun düştüğü içler acısı durumu özetleyen binlerce örnekten biridir aynı zamanda.