Ankara'da Türkiye Bamlar Birliği'nde bir araya gelen izmir, Manisa, Balıkesir, Muğla, Aydın, Denizli, Zonguldak Baroları adına izmir Barosu Başkanı Av. Nevzat Erdemir, 1 Mayıs 2007 tarihinde ortak açıklamada rejim uyarısı yaptı.
Türkiye'nin dinsel temele dayalı kurallarla yönetilmesini isteyen Anayasa'nın değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin kaldırılmasını talep eden, "Türkiye'de Cumhuriyetin sonu geldi. Kesinlikle laik sistemi değiştirmek istiyoruz" diyen ve hakkında sahteclik suçundan fezleke düzenlenen ve Türkiye Kalkınma Bankasının parasını kişisel işlerinde kullanmaktan sanık Abdullah Gül. Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmiştir.
AKP'nin istanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın parasal kaynaklarının paravan şirketler aracılığı ile aktarılarak kurulduğu, bu partinin anayasa ve laiklik karşıtı eylem ve işlemlerin odağı haline geldiği yolunda çok ciddi kanıtlar vardır.
Din ya da dince kutsal sayılan değerler AKP tarafından istismar edilmekte ve Türkiye aleyhine kullanılmaktadır. Türkiye bir yandan adım adım rejim değişikliğine doğru sürüklenirken, öbür yandan yurttaşlarımız dinler arası diyalog adı altında, din değiştirmeye zorlanmaktadır. Dış güdümlü iktidar ve Fethullah Gülen cemaati Anadolu'da misyonerlik faaliyetlerinin önünü açmakta ve her geçen gün yeni bir kilise açılışının altına imza atılmaktadır. Din adına, dindarlık adına Türkiye'nin ulusal, kültürel ve dinsel yapı ve kimliği her geçen gün biraz daha tahrip edilmektedir. Böylece din adına dindarlık adına bu değerlere en büyük zarar verilmektedir.
Belediye Başkanı Muzaffer Eryilmaz; göreve geldiği tarihte Çankaya'da iki olan kilise sayısının şu anda 7'ye yükseldiğini, kilisede Pazar ayinine katılan Türk yurttaşlarına imza karşılığı 250 $ para verildiğini, yurttaşların para karşılığı din değiştirmeye özendirildiğini ifade etmiştir.
BOP veya GOP adı altında 24 ülkenin . sınırları ve rejimi değiştirilmek istenmektedir. Bunlar arasında Türkiye de vardır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi ülkesini parçalayacak projenin eş başkanlığı görevini üstlenmesi, Abdullah Gül'ün benzeri açıklama yapması rastlantı sayılamaz.
Türkiye'deki seçim sistemi azınlığın çoğunluğu yönetmesine ve giderek tahakküm kurmasına olanak verecek niteliktedir. Öyle olduğu içindir ki AKP, ABD ve AB'nin desteği ile toplam seçmenin 1/4 'ünün oyunu atmış ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 2/3'nü azınlık oylarıyla ele geçirmiştir. AKP sivil darbedir. Rejim Karşıtları (Darbeciler) Başbakanlığı, Meclis başkanlığı ile devletin çoğu kurum ve kuruluşunu ele geçirmişlerdir.
çoğu kurumlara, rejime, anayasa, Atatürk devrim ve ilkelerine karşı olan kimseler egemen olmuşlardır. Sıra demokratik ve laik Cumhuriyetin son kalesi olan Çankaya'yı (Cumhurbaşkanlığı Makamını) teslim almaya gelmiştir. Çankaya'da düştükten sonra sivil darbe hedefine ulaşacak Türkiye'deki düzen yerini ıhmlı islam adı altında şeriat düzenine terk edecek Türkiye ABD güdümtü Fettullah Gülen tarikatına ve diğer tarikatlara teslim olacaktır. Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı'na atanması halinde sıra Bülent Arınç'ın söyleşi ile "vuslata son" dileğinin yerine getirilmesine, Fethullah Gülen'in yurt dışından getirilerek halife ilan edilmesine gelecektir. Azınlık oylarıyla AKP 1980 askeri darbesinin tam yapamadığını yerine getirmekte, Cumhuriyetin geri kalan kurumları da tahrip edilmektedir.
Recep Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç'ın kışkırtıcı beyanları ile Danıştay 2.Daire Başkan ve üyelerine yönelik irticai katliam girişiminden sonra; YÖK başkanı Erdoğan Teziç'e yönelik suikast girişimi şeriatçı ve Amerikancı sivil darbenin, bağımsız ve laik Türkiye'den yana olanlara gözdağı verme girişimidir. Durum çok ciddi ve vahimdir. Özellikle; Bülent Arınç'ın "herkes kendisini Cumhurbaşkanı'nın seçiminden sonraki döneme hazırlasın veya uyarlasın" tarzındaki demecinden sonra, bu suikast girişiminin tezgahlanması ilginçtir, dikkat çekicidir.
ABD 2000'li yıllarda GOP ya da BOP'u filen planlamış ve uygulamaya koymuştur. Emperyal güçlerin yerli uzantıları ile medya, işadamları bazı sivil toplum örgütlerinin destek katkısı ve azınlık oylarıyla AKP iktidar koltuğuna oturtulmuş ve dış odakların istekleri AKP eliyle yerine getirilmiştir. Ekonomik tesislerin ve altyapının büyük bölümü babalar gibi yabancılara satılmış, ekonomi dışarıya tam bağımlı kılınmıştır.
Şu anda sıra rejimi ılımlı islam (şeriat rejimi) haline getirmeye, Ermenistan ve Kürdistan projelerini ve eyalet fikirlerini yaşama geçirmeye gelmiştir. 14 Nisan 2007 tarihinde Ankara Tandoğan'da ve 29 Nisan 2007 tarihinde ise, istanbul Çağlayan'da toplanan milyonlarca kişi Rejim karşıtlarına (darbecilere) karşı bir araya gelmiş ve meşru müdafaa hakkını kullanmıştır.
Cumhuriyetin son kalesi olan Çankaya darbecilere teslim edilmeyecek, demokrasi görüntüsü altında demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmak isteyenlere, rejimi ABD güdümlü şeriat rejimine dönüştürmek isteyenlere geçit verilmeyecektir.
iktidar erkini elinde tutanların meşruiyetlerini korumaları Anayasa'nın kendilerine tanıdığı hak ve yetkileri Anayasa'nın temel kurallarına uygun kullanmalarına bağlıdır.
Siyasal partilerin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını ve Cumhuriyet Savcılarını meşruiyeti tartışmalı hale gelen AKP hakkında Anayasa'nın 68. maddesi uyarınca işlem yapmaya, BOP'un eşbaşkanIığı veya yürütümünde görev üstlenenler ile hazinenin kayıp trilyonu ve Türkiye Kalkınma Bankası'nın parasını zimmete geçirenler hakkında inceleme başlatmaya bir kez daha çağırıyoruz.