hristiyanlık aleminin ayaklarının altındaki halının çekilmesine sebep olacak gerçekleri gözler önüne seren, bu yüzden de aydoğan vatandaş önderliğinde bir heyetin muhsin yazıcıoğlu ile görüşüp sinema filmi haline getirilmesi istenen, o günlerde akp cenahından kültür bakanı atila koç un girişte yazmış olduğum cümle ile hristiyanlık alemini karşısına almak istemeyen hükumetin kaçtığı günlerde muhsin yazıcıoğlunun film yapımı için sponsor arama girişimlerine denk gelen günlerde sonu kutlu adalı cinayetinde olduğu gibi şehadetine sebep olan gizemli incil.
--spoiler--
1981 yılında Şırnakın Uludere ilçesindeki bir mağarada avdan dönen köylüler bir kitap buldu
Kitabı alan Babat Aşireti Lideri Korucubaşı Hazım Babat`ın babası Ferhan Babat kime götürse kitapta ne yazıldığını çözemedi.
Kitabın papirüse yazılı iki sayfası Aramice uzmanı Hamza Hocagile götürüldü. Hocagil, kitabın Süryani alfabesiyle Aramice, yani Hz. isanın dilinde yazıldığını söyledi. Kitapın Barnabas incili olduğunu anlayan Hocagil, ilk cümleleri tercüme etti:Ben Kıbrıslı Barnabius... Tespihe layık âlemlerin Rabbinden bir bütün olarak, Ruhul Kudüsle Meşahaya vahyolunanı tıpkı isadan duyduğum gibi, sadakatle, 48 gök yılları sonunda, dördüncü nüsha olarak aynen yazıyorum.
Barnabas incili`nin hikâyesi avdan dönen köylülerin Uludere yakınlarında bir mağaraya girmeleriyle başlıyor. Köpekleri mağarada kaybolan köylüler, köpeklerini aramaya başlıyor. Köpeğin sesi çok derinlerden geliyor; mağaranın içindeki bir kuyudan. Bir urgan alıp, kuyunun içine giriyorlar. Karşılaştıkları manzara ise tüyleri diken diken etmeye yetiyor. Köylüler, taştan yontma bir oda içerisinde bir lahit ve bazı eşyalarla karşılaşıyorlar.
Önce Hz. isaya ait bir madalyonu çıkarıyorlar. Lahitin kapağını açıyorlar; bir ceset ve üzerinde bir kitap. Buldukları kitap Babat Aşireti Lideri Korucubaşı Hazım Babatın babası Ferhan Babatın eline geçiyor. Ferhan Babatın kitabın tarihi değerini anlaması uzun sürmüyor ancak kime götürdüyse kitapta yazılanları çözemiyor. Papazlar dahil kimse kitabın hangi dilde yazıldığını anlamıyor.
Bu kez Babat, kitabı satmak için girişimlerde bulunuyor. Dönemin Malatya Milletvekili ismail Hakkı Şengülere bahsediyor kitaptan. Şengüler kitabı inceliyor ve kitabın önemini anlamak için iki sayfasını filolog Hamza Hocagile götürüyor...
Kayıp kitapla ilk temas
Hamza Hocagil, Aramice uzmanıydı. Aramice, Hz. isanın ilk öğütlerini verdiği dildi. Hamza Hocagil, Türkiyede bu dile vakıf birkaç kişiden biriydi. Hâlbuki Hıristiyan aleminin kabul ettiği dört incilden hiçbirinin Aramice orijinali yoktu. Tümü Grekçeden yapılan tercümelerden oluşuyordu. En eskisi de dördüncü yüzyıla aitti.
Hocagil, papirüs üzerine yazılan sayfaları inceledikten sonra, yazının Arami dilinde ve Süryani alfabesiyle kaleme alındığını tespit ediyor. Ve kitabın ilk sayfasını tercüme ediyor: Ben Kıbrıslı Barnabius... Tespihe layık âlemlerin Rabbinden bir bütün olarak, Ruhul Kudüsle Meşahaya vahyolunanı tıpkı isadan duyduğum gibi, sadakatle, 48 gök yılları sonunda, dördüncü nüsha olarak aynen yazıyorum.
Peki bundan sonra ne oluyor? işte Hollywood filmlerine taş çıkartacak hikâye asıl buradan sonra başlıyor. Kitabın yazarı Aydoğan Vatandaş, Hamza Hocagille görüşüyor ve sır perdesini aralıyor. Hamza Hocagil yaşananları şöyle anlatıyor:Ferhan Babatla anlaşmaya varılmıştı. Diyarbakır Milletvekili ihsan Arslanın babası Mehmet Ali Arslan ile birlikte incili teslim almaya gittik. Ancak o sırada beklenmedik bir şey oldu. incil bize teslim edilemeden jandarmanın eline geçti. iki yıl boyunca jandarma karargâhında saklı tutuldu. Daha sonra Kemal Başer Paşadan alınarak Genelkurmay Özel Harp Dairesinin eline geçti.
Hamza Hocagil, her şeye rağmen Barnabas incilinin peşini bırakmamıştı. Hocagil, dönemin başbakanı ve hemşehrisi Turgut Özala 1996 yılında konuyu açtığını söylüyor: Konuyu kendisine anlattıktan sonra beni Özel Harpçi Orgeneral Sami Karamısır Paşaya gönderdi. Önce beni epey sorguladılar, amacımın ne olduğunu anlamak istiyorlardı. Ben kitabın sadece tercüme boyutuyla ilgilendiğimi söyledim. Ardından istanbul Balmumcuda bulunan Özel Harp Karargâhında Sami Karamısır Paşa ve MiT Müsteşarlığı da yapmış olan ve hâlen hayatta olan Hayri Ündül Paşanın görevlendirmesiyle tercüme çalışmasına başladım.
Bu görevlendirmenin ardından Hamza Hocagil Ankarada bulunan, o zamanki adıyla Özel Harp Dairesi Başkanlığına gidiyor: Kitabı ilk orada gördüm. Birkaç demir kapıyı aştıktan sonra ulaşılan bir yerdeydi. Kitap, 1987 yılında Sami Karamısır Paşa ve Hayri Ündül Paşanın bilgisi dahilinde istanbul Balmumcuda bulunan Özel Harp Karargâhında tercüme etmem için bana verildi. Ben burada her gün tercüme çalışmalarını yapıyordum. Tercüme parası da bana Harp Akademileri Komutanı Nahit Şenoğul Paşa tarafından veriliyordu. Nahit Paşa daha sonra bana Harp Akademilerinde Koruyucu Envanter dersleri de verdirtti. Bu süre içerisinde incilin 19 sayfasını Özel Harp Dairesine bağlı subayların kontrolünde inceledim
On Emir`in yerini bildiriyor
Hocagil, Barnabas incilinde nelerin yazdığıyla ilgili de şunları söylüyor:Tevhitten başka bir şey yoktu. Zikrullah vardı. ibadet etmenin önemi, Allaha eş koşmama, bu arada komşulara yardımcı olma, Lut Kavmi ile ilgili bazı uyarıcı bilgiler ile ilgili ibret alınmasını öğütleyen bir kıssa vardı. Dikkatimi çeken bir şey daha vardı. Ayette,Bir peygamber gelecek, ona tabi olanlar, dolgun başaklar gibi olacak(!)diyordu.
Hocagil, Hz. Davutun Sarayında bulunan incili de tercüme ettiğini söylüyor: Bu tercümeyi Almanca ve ingilizce olarak Yunanistandaki Markos Yayıncılık için yaptım. Genelkurmaydaki incille israilde bulduğumuzun tek farkı tefsirli oluşuydu. Barnabas, Uluderede bulunan incile bazı şerhler düşmüştü. Tercüme parası olarak 15 bin dolara anlaşmıştım.
DÜNYAYI SARSACAK KiTAP: Apokrifal - Kayıp Kitap
Bu kitap hem Türkiyeyi hem de Hıristiyan dünyasını sarsacak: iNCiLin orjinali bulundu. israil Cumhurbaşkanı isak Rabin`in torunu Viktoria Rabin bu vesile ile müslüman oldu ve katledildi!
1981 yılında Hakkari`de köylüler tarafından bir mağarada lahit içerisinde eski bir elyazması bir kitap bulunur. Aramice uzmanı Doç. Dr. Hamza Hocagil kısa süre sonra söz konusu metnin Arami dilinde fakat Süryani alfabesiyle yazılmış bir incil metni olduğunu anlar.
Birinci yüzyıla ait otantik incilin ortaya çıkması tüm dinleri ilgilendiren bir konudur. Gerek Hz. isanın tarihselliğinin, gerekse de incilin Kuranla ne denli uyumlu olduğunun kanıtlanması çeşitli çevreleri rahatsız etmektedir. Hocagil 1983 yılında Özalın girişimleri ve Özel Harp Dairesinin kontrolünde incil`i tercüme etmeye başlar. Ancak tercüme süreci bir süre sonra durdurulur.
Ancak incilin son sayfasında Aziz Barnabasın söz konusu incili dört nüsha olarak yazdığını fark eden Hocagil, Nahit Şenoğul Paşanın yardımlarıyla bu kez diğer 3 incil`in peşine düşer. Ardından biri hariç diğer 2 incil de bulunur. Uluslar arası istihbarat örgütlerinin müdahil olduğu bu inanılmaz olaylar dizisinde olaya karışan bazı isimler hayatını kaybeder.
incillerden biri israilde bulunur. israil nüshasını bir Alman firmasının sponsorluğunda, israil Cumhurbaşkanı isak Rabinin torunu Viktoria Rabin ile birlikte çıkarır. Viktoria Rabin, incilin gerçek nüshalarını okuduğunda Müslüman olur. Fakat yaptığı kazı çalışmalarında 10 Emir ve Zeburun izini sürerken, Etiyopyalı bir zenci tarafından öldürülür. israilde bulunan incil önce Vatikana satılmak istenir. Vatikan adına incil ile igili görüşmelerde bulunan Kardinal Mario,açıklanamayan bir sebeple` hayatını kaybeder. Olaylar, gizli bir örgütün planlaması ile çok farklı boyutlar kazanır.
incil bu kez, bir yayınevi üzerinden Yunanistan`a satılır.
Olay, Kıbrısta bulunan güvenlik güçlerinin 1996 yılında Kıbrısta Aziz Barnabasın mezarını soydukları iddiası ile farklı bir boyut kazanır. Askerler mezardan ne almışlardır? KKTCde soygunu araştıran Gazeteci Kutlu Adalı, aldığı tehditlerden kısa bir süre sonra öldürülür. Kutlu Adalının eşi ilkay Adalı cinayeti Avrupa insan Hakları mahkemesine götürür ve Türkiye olayın aydınlanması için gereken özeni göstermediği gerekçesiyle mahkum olur. Adalı öldürülmeden kısa süre önce, Abdullah Çatlının Kıbrısa geldiği tespit edilir. Adalı Davasında projektörlerin çevrildiği isimlerden en ilginci de, Türk Silahlı Kuvvetleri adına iki Ergenekon zanlısını ziyaret eden Korgeneral Galip Mendidir. Şu anda Korgeneral rütbesinde olan Mendi, o sırada KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanıdır.
Bugün, Aramice Uzmanı Hamza Hocagilin Genelkurmay Başkanlığı Özel Harp Dairesinde özel güvenlikli bir bölümde saklandığını iddia ettiği nüshalar açıklanırsa, dinler tarihi başta olmak üzere, tarih yeniden yazılacaktır.
Aramice uzmanı Hamza Hocagilin Barnabas incillinden yaptığı tercümenin dinler tarihini değiştirecek nitelikte olduğunu duyuyor, Kültür eski Bakanı Atilla Koçun (sevmesem de söylediği sözün hakkını vermek gerekir) kendisinden projesi için destek isteyen Aydoğan Vatandaşa "Sen Hristiyan dünyasının ayağının altındaki halıyı çekmeye çalışıyorsun. Biz bu işte olmayız" mealindeki sözlerini dikkatle okuyorsunuz.
Ayrıca köylüler tarafından bulunan mezardaki mumyanın da çok iyi korunmuş olması dikkatinizi çekiyor.
Gerçek incili anlatan bir eser olmaktan öte bilgi, belge ve açılımlar içeren kitap, malümatfuruş bir yapıya bürünmekten de imtina ile korunmuş.
inciller ile alakalı önemli bir literatüre de vakıf oluyorsunuz. Manuscript ile Versiyon arasındaki farkları algılıyor, incil`in tarih sürecinde ne tür tercüme çalışmalarına dahil edildiğini müşahede ediyorsunuz.
Vatikan bir kardinalini Viktorya'ya gönderir. incil'i 350 bin euro karşılığında satın almak istediklerini bildirir. Viktorya buna razı olmaz. Bunun üzerine ABD'de tanıştıkları Yunanlı bir yayınevi sahibi ile (Markos Yayıncılık) yayınlanmak şartı ile daha düşük bir fiyata anlaşırlar.
Hamza Bektaş Türkiye'ye döner. Kitap o gün bugün hala yayınlanmamıştır.Bir süre sonra Viktoria Rabin öldürülür.Bektaş israil gizli servisinin kendisini tehdit ettiğini söyler ama bu tehditlerden bir şey çıkmaz. Aziz Barnabas incili'nin üç nüshasını da gören Bektaş'a bir süre sonra kanser teşhisi konur. Bektaş hikayesini gazeteci Aydoğan Vatandaş'a anlatır.Bu hikaye Timaş yayınlarından APOKRiFAL adıyla Eylül 2008 tarihinde yayınlanır.
Anlatılanlar Genelkurmay Başkanlığı tarafından hala yalanlanmamıştır…
--spoiler--
eğer bir gün bulunup da ortaya çıkacaksa dahi, hazreti isa nın gerçek bir islam peygamberi olduğunu tüm dünyaya kanıtlamak gibi bir amaca hizmet etmekten başka bir amaca edemeyeceğinden müslümanları değil, hıristiyanları daha çok ilgilendirmekte olan kitap.
yani biz zaten o kitapta geçtiği iddia edilen şeye inanıyoruz, bizim için değişen bir şey yok.
bulunmuş olması veya olmaması hiç önemli olmayan kitap. ne olursa olsun bulunduğu en güvenilir makamlar tarafından söylense dahi iman etmenin küfürden başka bir şey olmadığı kitap.
bu yüzden müslümanları hiç mi hiç ilgilendirmez.
ayrıca semavi dinler diye bir şey kesinlikle yoktur. allah katında tek din islamdır.
neden silahlı kuvvetlerimizin elinde olduğunu ve hristiyan dünyasının neden bu incili ele geçirmek için çaba göstermediğini merak ettiren incil nüshalarıdır.
son zamanlarda malum darbe iddiaları * ile hortlamıştır. genelkurmaylıkta saklandığına dair iddialar ortaya atılmışsa da , her defasında iddianın reddedilmesiyle sonuçlanmış.
hristiyan dünyasını tedirgin eden incil. havarilerden kıbrıslı yusuf'un , uluderede bir mağarada bulunan aramice'yi bugün çevirebilecek yegane türk dil bilimci hamza hocagil tarafından ancak birkaç sayfası çevirilebilen , bugün genelkurmay tarafından saklandığı iddia edilen incili. ortaçağda italyanca yazılan barnaba'ya atfedilen incil'den farkı is.1 y.y. ait olması , nüshalarının ancak 4 tane olduğunun bildirilmiş olması ve fetih suresi 29.ayette kullanılan tabirlerin , yusuf'un incilinde de olduğu iddasıdır. ayrıca kanonik incillerin konsil tarafından ilanından sonra , çıkarılan yasaklı inciller listesinde de yusuf'un incilinin adının geçmesi , böyle bir incil yoktur diyenlere tarihin verdiği bir cevap niteliğindedir. isa'nın tanrı'nın kulu ve elçisi olduğundan tevhid inancı ile ilgili isa'nın verdiği vaazlardan bahseder. ve kendisinden sonra gelecek "ahmed " adlı bir peygamberden.
kuran-ı kerim'de bahsi geçen ehli kitabın küfre batmamış secde eden keşişlerinin bu kitapa iman ettiği söylenir.
benim inancım odur ki, bu incil er ya da geç ortaya tamamiyle çıkarılacaktır. yatsı yaklaşmak üzeredir ve mum sönecektir. işte o zaman ishak rabin'in torunu dahil bu incilin peşine düşen insanların başına gelen trajedilerin de iç yüzünü öğrenebileceğiz.
"barnabas incili'nin müslümanlar tarafından yazılmadığının bir delili de şudur: hz. peygamber'in dünyaya gelişinden 75 yıl önce (m.s. 496), papa i.gelasius döneminde 'yanlış ve dînî düşüncelere aykırı kitaplar' adı altında hazırlanan listede (-decretum gelasianum-), barnabas incili'nin adı geçmektedir. ayrıca 7'inci yüzyıl öncesinden günümüze gelen ikinci ve farklı bir belgede yasaklanan 60 kitap içinde (-list of the sixty books-) barnabas incili de yer almaktadır. barnabas incili'nin tarih boyunca aslında var olmadığı şeklindeki iddialara değinen avustralyalı bilim adamı(-la trobe universitesi bendigo-) dr. rodney blackhirst, bir bilimsel makalesinde yukarıdaki iki listeye dikkat çekerek, şöyle demektedir:
«bazıları, ortaçağın sonlarında barnabas incili isimli yazıma rastlanılması öncesi süreçte, böyle bir incilin tarihsel olarak var olmadığını kesin bir güvenle iddia ediyorlar. oysa farklı yüzyıllardan, iki ayrı liste bunun tersini kanıtlıyor. iki listede de aynı yanlışın olması, aslında olmayan bir şeyin yanlışlıkla iki ayrı listede de "barnabas incili" adıyla yer alması mümkün müdür? "60 kitap listesi" sadece bu tek konuda yanlış olabilir mi? barnabas incili'nin hiç var olmadığı iddiası kimilerinde, bu incil'den bugüne hiç bir parçanın gelmediği iddiasına yerini bırakıyor. fakat o zaman "60 kitap listesi"nde yer alan kitaplardan sadece barnabas incili'nin bir iz bırakmadan kaybolması gibi bir sonuç akla yatkın olacak mıdır?»
barnabas inciline getirilen bu yasaklamalar, o çağlarda, bu incil'i yazacak bir müslümanın var olamayacağını açıkça gösteriyor. çünkü o zaman daha hz. muhammed (doğumu 571) bile doğmamıştı.
ayrıca yukarıdaki delillere ek olarak şunu vurgulamak yerinde olacaktır: allah ve bir peygamberi hakkında yalan söylemek demek olacak böyle bir sahtekarlık; yani bir incil uydurma eylemi; yalancılık ve sahtekarlığa karşı duruşu ve doğruluk ve dürüstlük ahlakını hz. peygamber ve kuran'dan alan bir müslümandan beklenemez. böyle bir şeyi iddia edebilenler, bazı değişiklikler ve tahrifler yaşadığı spinoza, goethe ve daha nice batılı entelektüeller tarafından ifade edilen 4 incilin dışında ve 2000 sene önceki orijinal halinde veya orijinal haline yakın bir incil'den güçlü yansımalar bulunan bir metinle karşılaşmanın şok ve şaşkınlığı ile bunu yapıyor olmalılardır."
aydoğan vatandaş'ın "apokrifal : kayıp kitap" kitabında hakkında çok önemli bilgiler sunduğu, hz. isa'nın şakirdi aziz barnabas ( joseph) tarafından yazılan incil.
hakkında son dönem de sıkça haber çıkan kitap. http://www.bizhaber.com/h...73868.htm?ref=f5haber.com
ne olur ne olmaz sözlüğe de yazıyım daha doğrusu yapıştırıyım;
KKTC polisi 29 Ocak'ta otobüs terminalinde düzenlediği bir operasyonda, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Sercan Çankaya ve Hilmi Höner'in çantasında Süryani alfabesiyle yazılı tarihi bir incil ele geçirdi.
KKTC Eski Eserler inceleme ve Değerlendirme Komisyonu'nun ön incelemesinde 3 milyon TL değer biçtiği incil'in, iki bin yıllık olduğu tahmini yapıldı ve kaybolan dördüncü St. Barnabas incil'i olabileceği belirtildi.
Operasyonun devamında Ali Rıza Arıoğlu, Ömer Akın, Kenan Arslan, Barış Can, Özgür Uzundal, Uğur Özgürlü, Ali Çoban da gözaltına alındı. Operasyonda Ali Çoban'ın garajında, 25 bin TL değerinde ana tanrıça ve 3 bin TL değerinde Hz. isa kabartmalı kilit taşı da bulundu. Şüpheliler, yurt dışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı.
Barnabas incil'i Hıristiyanlığın en tartışmalı konularından biri olarak kabul ediliyor. Hz. isa döneminde yazılan tek incil olduğuna inanılan ve 'Beşinci incil' de denilen Barnabas incil'inde iddiaya göre, Hz. isa'nın, "Tanrı'nın oğlu değil peygamber olduğu" yazıyor ve Hz. Muhammed'i müjdelediğine inanılıyor. Yazar Aydoğan Vatandaş, bir süre önce "Apokrifal" adlı kitabında dört Barnabas incili'nden birinin Kıbrıs'tan çalındığını ve Genelkurmay Başkanlığı'nın elinde olduğuna dair iddialara yer vermiş, konu bazı gazete ve televizyonlarda haber olmuştu.