"II. Dünya Savaşı'nı izleyen soğuk savaş yıllarından sonra SSCB tarafından ortaya atılan, kapitalist, sosyalist sistemler arasındaki ilişkilerin savaşa yol açmadan sürdürülebileceği belirtilen doktrin.
1920'lerin başında V.i. Lenin tarafından ilk söz edilerek çerçevesi çizilen terim, farklı toplumsal sistemleri olan ülkeler arasında barışçı ilişkiler kurulmasını öngörüyordu.
Sovyetler birliği Komünist Partisi (SBKP) birinci sekreteri Nikita Kruşçev, 21 Haziran 1960'ta yaptığı bir konuşmada kapitalizm koşullarında savaşın kaçınılmaz olduğu yolundaki kuramın artık geçerli olmadığı görüşünü yineledi. Kruşçev, daha sonra da sosyalizmin başarısının anahtarının barış içinde bir arada yaşama olduğunu vurguladı. Bu kural ulusal kurtuluş savaşlarını geçersiz kılmıyordu. SSCB, sömürgesi aktif bir biçimde destekleyecekti. Gene Kruşçev'e göre barış için mücadele sloganı ile, komünizm için mücadele sloganı çatışmıyordu. Bu doktrinin ana çizgileri Ekim 1964'te Kruşçev'in yerine geçen Leonid Brejnev tarafından izlendi.
Bu yorum esas itibariyle nükleer bir savaşta her iki tarafın da yok olacağının anlaşılmaya başlanmasıyla ilgilidir. Kruşçev'e göre barış içinde birarada yaşama ilkesi, sosyalist ülkelerin kapitalist ülkelerle olan mücadelesinin daha çok ekonomik ve teknolojik alanlara kayması sonucunu doğuracaktı. "
lenin, trocki gibi liderlerin sadık kaldığı, stalin denilen adamın ise alakasının olmadığı, marxizmin son aşaması olan, sınırların kalkmasının ardından tüm dünya halklarının bir arada yaşamasının öngörüldüğü idealist doktrin. soğuk savaş yıllarında dünyadaki iki süper gücün nükleer vuruş gücüne sahip olmasıyla sığınılmış, yumuşamadan sonra iyice terk edilmiştir.