2-3 kişi haricindeki bütün oyuncukların vasatın altına olduğu su götürmez bir gerçek olan
özellikle ilk 15 dakikası şahane ötesi sıkıcı, bunaltıcı,
düzinelerce, ay gibi ortada olan senaryo ve devamlılık ve mantık hataları ihtiva eden,
saçma sapan felsefi repliklerin ancak bu kadar sırıtabileceği,
bomboş boru gibi bir film.
yazık.
edit: kötülenmiş. evet bok gibi bir film, bildiğin bok. zamana mı yanarsın bilet parasına mı. lan hatta dünyayı kurtaran adam'dan bile daha beter bir film bu. ohhh be.
kim ne derse desin filmin teması eşitsizliğe dayanmaktadır.sebepsiz şiddetgibi geyikler ise o içinde bulunduğumuz eşitsizliği yaratanların zırvalarından başka bir sey değildir.hiç bir şey sebepsiz değildir.toplum içinde ki eşitsizlikler yaratmıştır bu olayları.keşke hıc olmasaydı gerçekte bu olay;bu film de hiç çekilmeseydi..ama oluyor ama olacak..buna artık hayat mı dersiniz barda mı dersiniz orası size kalmış..
küçük seçimlerin hayatımızı ne denli etkileyebileceğini gösteren filmdir.
sürekli tgg*diyerek dolaşan elamanın içinde bulundukları durumu tekrar gözden geçirememesiyle birlikte başlayan olaylar bize voroşların neler yapabileceğini eğitimsiz cahil insanları ne kadardışlarsak bize o kadar yakınlaşacaklarını uyuşturucu hapların* insana neler yaptırabileceğini gösteriyor.
filmin son sahnesinde suçluların içeride öldürülmesi* beni acayip tatmin etti keşke ankarada yaşanan olayın suçlularıda bu şekilde cezalandırılsaydı.
an itibariyle seyrimin sona erdiği, psikopatlıkta sınır tanımamış bir film... ancak gazete de okuduğum gerçek öyküsüyle pek bir alakası yok. hatta hiç alakası yok. bir kere olayın gerçeği barda değil evde geçiyor.arkadaşlarını kurtaran kız değil, müzisyen olan erkek. ayrıca yine müzisyen olan erkek de tecavüze de uğruyor. yani sadece kızlara tecavüz etmiyorlar. bunun dışında çok daha pis işkenceler de yapıyorlar. eletrik veriyorlar vs, okuduğum kadarıyla filmde solda sıfır olarak yansıtılmış.
işin en pis tarafı da * ne yazıkki filmde olduğu gibi suçlular müebbet hapis falanla cezalandırılmıyorlar. 22 yıl ceza alıp, 2 yıl geçtikten sonra hepsi rahşan ın affıyla serbest bırakılıyorlar. serdar akar mesaj vermek istiyorsa böyle bir noktadan verebilirdi, bence...
filmde pek dikkat çekmeyen önemli noktalar var.
1.işkencecilerin uyuşturucu kullanıyor olmaları, yaptıklarının bir nebze farkında olmadıklarının ve içlerinde biriken nefret ve cinsellik duygularının dışavurumunu sergilediklerinin kanıtıdır.
2.izlediğinizde bu işkencecilerden nefret ediyor olabilirsiniz, onların öldürülmesini doğru buluyor olabilirsiniz ama o işkenceciler antisosyaldir, vicdan ve duygu gibi kavramlar onlara çok uzaktır. hayatında başı okşanmayan birey sevmeyi öğrenemez, kimseden merhamet görmemişse merhamet etmeyi bilemez.
3. hepsi ömür boyu hapisle cezalandırılmış olsalar da bu çözüm değildir, içerdeki diğer suçlulara yaptıklarını ballandıra ballandıra anlatıp, özendirip, farklı teknikler gösterip, azılı suçlulara çevirebilirler. doğru yaklaşım tüm suçluların psikolojik yardım alması ve insanlaştırılması olsa gerek.
türk sineması adına,emeği geçen herkesle bir sinemacılık başarısı.
izleyiciyi %100 tatmin eden ama sanat sanat içindir düstürunada sadık kalabilmiş başyapıt.
babam ve oğlum'la birlikte türk sinemasının yaptığı iyi işlerden biri. filmde ki güzel mesajlar insanı düşündürmüyor değil. savcı'nın yapabildiklerini görünce kanım dondu o ayrı ama öyle başa böyle tarak hesabı arabayı durdurup ölüm emri vermesi etkileyiciydi. ayrıca filmin verdiği bir başka mesaj madde bağımlılığın insana neler yaptırabileceğini göstermesiydi. aynı senaryo kullanılarak amerikan yapımı bir film izleseydik klasikler arasına girebilecek düzeyde bir filmdi ama türk yapımı olduğu için kaybolup gidecek kısacası emeği geçen herkeze helal olsun filmi. en etkileyici sahnesi ise pele'nin sevgiliye bakıştan sonra attığı goldür.
bunu türkler mi yaptı dedirten güzel film.filmin başındaki basit dialoglar,davranışlar filmin tat vermiyeceğini düşündürse de ilerleyen anlarda tüğleri diken diken etmeyi başarıyor.inanılmaz bi nefret hissi uyandırıyor;şahsen ben daha hiç bi filmden etkilenip de bu kadar kin duymamıştım.çok sağlam bi film olmuş,emeği geçen herkesin emeğine sağlık...
izlediğim en psikopat Türk filmi. Sabahın 6sına doğru bitirdim filmi. Nejat işler ölmüş ölmüş öyle oynamı$ filmi. tam bi psikopat karakteri canlandırıyor ve harika bi oyunculuk. Ne kadar manyak karakter warsa toplamı$lar filme. Diyaloglar ve tecavüz sahneleri psikolojik olarak insanı rahatsız ediyor.. "Ötekiler" diyebilceğimiz hayatın siktir ettiği insanların "beleşe yaşayan insanlar" üstünde kurduğu şiddet sahnesi bol bir film. Tavsiye ederim izleyin.
haftalar öncesinde elma rumuzlu yazarın zoru ile izlediğim film.. entry girmek bugüne kısmetmiş neyse..
şahsen ben bu filmde aradığım tadı bulamadım.. adam gibi bi senaryo bile yok.. senaryoyu etkileyici kılan tek tarafı gerçek bir hikayeden uyarlanmış olması.. gerisi boş.. filmde bol bol küfür var en güzellerinden.. tam bir dialog filmi.. nejat işler'in oyunculuğu için izlenebilir belki..
dikkat spoiler tehlikesi!
filmin sonu dışında oldukça iyi olduğu söylenebilir. ancak filmin sonunda oh şeklinde bir ferahlama yaratılmak istenmesinden kaynaklanan bir saçmalık söz konusu. zira filmin konusunu oluşturan olay 1997'de ankara'da gerçekleşmiş, olaydan sonra bu herifler rahşan affı sonucunda sokaklara salıverilmiştir. keşke bu da vurgulansaydı da insanlar salondan içleri rahatlamış olarak çıkmasalardı. mesela gerçekte bu adamlara cezaevinde tecavüz edilmiş, ancak iyi olan bir tanesine edilmemiştir. bu sahnelerle ve akabindeki rahşan affıyla bitseydi, hem daha gerçekçi hem de daha etkileyici bir film olabilirdi. sonuçta insan hakları diye car car bağırılan bir dönemde, hangi insanın hakkı sorusunu kendimize sormamızı sağlardı bu film. amerika'da birini öldürdü diye idam edilen adam için üzülüp abd'yi vahşetle suçluyoruz tamam da, 7 kişi evde kadın erkek çoluklu çocuklu demeden 17 saat tecavüz ve işkence ettikleri insanların duygularını hiçe sayarak 2 sene sonra bunları sokağa salıveriyorsak, biz mi çok insancılız yoksa abd mi?önce suçlunun mu hakkı yoksa mağdurun mu hakkı? adalet vicdanları rahatlatmakla yükümlü değildir diyenlerdenseniz, inşallah bir gün bu fikrinizi değiştirecek bir olay yaşamazsınız.
sonuçta bu olayları yaşayanlardan ikisinin hollanda vatandaşı olup ülkeyi terketmesi durumu yeterince izah ediyor..
kız arkadaşla gidilmesini tasvip etmiyeceğimiz film
+aşkım ben bu kadar şiddet içerikli bir film olduğunu bilmiyodum yaa...
-hadi ya beğenmediysen çıkalım canım?
+evet , hadi çıkalım
-?!?!?**
Serdar Akar'ın son filmi. Nejat işler başrolde. Nasıl bir başrolse artık hala çıkamamış sanırım, TV ekranlarında hala aynı halde görüyorum kendisini. Bence yönetmenin stop direktifini duymamış olabilir. Yoksa neden psikopat rolüne devam etsin ki?
Alo? Helsinki ? Psikopatlık, kavga, kaybedecek bişeyi olmamak, kaybedecek çok şeyi olmak üzerine senaryosu kopuk, sırf sondaki bi cümleyi en baştaki bir vakkaya ilmeklemek için çekilmiş bir film(gibi). Ama bu yazının asıl sebebi filmin kritiği değil, seyredeceklere bir uyarı: Filmin özellikle lise iki ve yukarısındaki gençlerde "+18miş, kesin gidelim olm önermesi çerçevesinde uyandırdığı "acayip erotizm, pozisyon vs. göreceğiz - yihahaha" duygusunun aslında olmadığı. Zira Serdar Akar daha evvelki gibi tecavüz sahnelerinde sadece bağyanların kolunu gösteriyor, ardından da Demir Bükey çıkıyor.
ama sırf müzikleri için bile izlenebilir, yani filmi izlenir kılan en büyük faktörlerden biri üç nokta bir in soundtrackleri, özellikle "dediler ki" * ve özge fışkın'ın "yarın" ve "yabancı" isimli parçaları..
filmin sonundaki, 've kötülük er geç hakettiği cezayı bulur' mesajının oldukça zorlama ve biçimsiz olduğunu gözardı edersem, son yıllarda gittikçe artan toplumsal şiddetin hangi boyutlara gelebildiğini, karakterlere dallanmadan ana yolda seyrederek, düzlemesine anlatıldığı sade bir film olmuş diyebilirim. yönetmen serdar akar ise kurtlar vadisi gibi belli bir kitleye ısmarlama yapılan bir dizide olduğu gibi ucuz, klişe yollara girmeden, daha bağımsız daha gerçekçi bir açıdan çekebilirmiş filmi. insan böyle bir filmi izledikten sonra sokağa çıkmaya korkuyor olmalı artık istanbulda.
--spoiler--
saat kaç?
--spoiler-- *