abdestten önce ve abdestten sonra olarak değerlendirilmesi gereken durumdur. eğer abdest alınmışsa içiniz rahattır. eğer almamışsanız abdesti boku yediniz demektir.
+ şu sırtımı ovalasa.... * noluyor lan.
( dışarı çıkılmıştır can havliyle. havluyu belden aşağısına güzelce bağlamıştır.)
+ aman yarabbi. zor kurtardık canımızı. komşu sen de neden havlu yok? *
+ anlıyorum zor tabi. can pazarı söz konusu olunca havluyu unutuyor insan. * hmm... anlıyorum. zuhal sen şöyle geç canım.
eğer abdestten önce olmuşsa o banyo ölene dek sürmelidir. Eğer ebdestten sonra olmuşsa topuklanmalıdır. Artık ne geçerse elinize belinize sarın. Kış geldi ona göre kapın bişeyler.
17 ağustos 1999 dan yaklaşık bir ay sonra okulların açıldığı ilk gün yaşadığım hadisedir. merkez üssü adapazarı 5.8 şiddetinde olduğunu sonradan öğrendiğimiz depremde, insan banyodayken normal giysili haline göre daha fazla ikilemde kalıyor. ulan öleceksek çıplak mı ölelim, yoksa bornoza sarılı mı?. Ya bir de ölmeyip, enkaz altından çırılçıplak çıkarsak. Bu sorular 5 saniye beynimi kemirdi. Çıplak çıkmamaya karar verdim o an. Şimdi geçer nasıl olsa dedim. Artçıdır artçı bu dedim içimden. * ne zaman ki banyo fayanslarının gözümün önünde bombeli bir hale gelip şişirilip patlamak üzere olan bir balon misali olduğunu farkedip, ardından annemin benim ismimle çığlık attığını duyuncaya kadar. O an annemin yanında olmalıyım dedim içimden ve bornozu 2 saniyede giyerek annemin yanına doğru koştuğumda sarsıntı kesilmişti. Bir 5 dakikalık deprem sonrası tırsmanın ardından tekrar normal yaşamımıza dönüp, vücudumun üstünde kuruyan köpükleri durulamak üzere banyonun yolunu tuttum. Döndüğümde fayanslar patlamamıştı. Peki nasıl oldu da o fayanslar bana bombeli gözüktü. Heralde illüzyon.
deprem hafif sallayıp geçtiyse ve gusül ettiysen tamamda, ama birde yıkıcı olduysa birde asılıyorsan hatta üstüne birde cenabetsen, sonuna kelime bulamıyorum.