her akşam teleyizon karşısına geçip en acı haberleri bile büyük bir huşu içinde izlememizi sağlayan anchorwoman.
kendisi son derece güzel ve bir o kadar da karizmatikdir. tabi ki soğuk, ciddi ve hatta sert yüz ifadesinin kendisinin bu kadar karizmatik ve çekici olmasındaki rolü yadsınamaz .*
olmaz böyle bir güzellik kişisi. yüzün orantıları dudak ve göz kombinasyonu, siyah saçın çekiciliği ve bakışlardaki mükemmellik yok böyle de anlatamadım. bir daha ki sefere inşallah.
okuldaşım olan spikerdir kendisi.* oldukça güzel ve zeki olduğunu düşünürdüm eskiden, şimdi güzelliği baki kaldı tabi de ya zekası sandığım kadar parlak değilmiş,ya da tv haberciliğinin hızına ve akıcılığına yetişemediği için veya hazırcevap olmadığı için de bu böyle görünüyor olabilir, emin değilim.
ama zekayı salla,fazlası lazım değil.bu nedenle ideal insan gibi birşeydir kendisi,tebrikler.*
amerika'dan dün gelmiş gibi aksanlı bir türkçe, aralardaki eee'ler yerine uzun aaa'lar, insanın içine içine bakmalar, fazlaca ben kaliteliyim iddiası. velhasıl zorlamaya lüzum yok.
ntv yönetiminin kastı olsa gerek, gece haberlerinden sonra ana haber, seçim özel programları derken, bugün de enteresan bir uçak kaçırma hadisesi üzerine yaklaşık beş saatlik bir "son dakika" yayını yaptı banu güven. eminim ki, azımsanmayacak bir kitle en az uçak kaçırma eyleminin sonucu kadar banu güven'in yapabileceklerini bilmenin kaygısıyla bekledi ekran karşısında. neyse ki korkulan olmadı. eylem kayıpsız bitti. banu güven, kendisine "iyi yayınlar" diyen uçak yolcusu-canlı bağlantı kişisine "iyi yayınlar" diye karşılık vererek; birkaç isim şaşırması, vurgu ve tonlama yanlışı ve birkaç sonu gelmeyen cümle deneyerek yayını tamamladı. bu kadar riskli bir yayında hiç takılmadan kurduğu en az on cümlesi var ayrıca. neresinden bakılsa başarılıydı yani.
ama ntv yönetiminin bu konuda hassas olması gerek. banu güven öyle bir istisna, öyle bir el üstünde tutulup, gözbebeğinde saklanası bir televizyon figürü ki şu ekran kirliliğinde. sıradan bir haber spikeri olarak değerlendirmemek lazım. ki, sadece spiker olmadığı izleyici kitlesi tarafından anlaşılmış durumda zaten. başka biri, haber sunarken bu kadar hata yapmış olsa maymun olurdu zira. banu güven ise hiçbir şey kaybetmiyor. tersine her geçen gün biraz daha seviliyor.
güzelliği çok önemli bir faktör. ama bu güzellik sıradan ve simetrik bir yüz güzelliği değil. gözleri, kısık bakışkarı, anlık gülümseyişleri, biraz soğuk-çokça sakin tavırları, o ciddiyet, asalet... de değil. bütün bunlardan oluşan ve bunları tamamlayan bir karakteri var. eğitimin, görgüsünün, mesleğine olan sevgisinin, bütün hayat birikiminin, her daim korumaya çalıştığı o uzaklığın-mesafenin... işte karizma denen, aura denen şeyi oluşturan ne varsa hepsinin ekrandan hissedilme durumu var.
anlatmak zor farkındayım. ama şunu bil ey okur, ey, banu güven hata yaparken ekran karşısında mahçup olan, yüzü kızaran izleyici: yalnız değilsin!
kekeş mi desem kekeme mi desem bilemediğim spikerimsi. sayesinde en çok saygı duyduğum kanallardan biri olan ntv'yi bu nev-i şahsına kekeş baayanı ekranda gördüğüm an izleyemiyordum... hala haber sunamamaya ve röportaj katlediciliğine devam ediyor mu bilmiyorum zira sayesinde geceleri ntv'yi hiç açmıyorum. bünyemde ntvfobia yaratmayı başarmıştır kendileri.
saat 23 sularında gecemize ay gibi doğan güzellik. özellikle bazı geceler karşımda monica belluci yi gördüğümü sanmama neden olan ntvnin başarılı spikeri.
iki buçuk milyon kişinin girip yalnızca on sekiz bin kişinin çıktığı bir kuradan çıkıp çok uzun yıllar sonra verdikleri londra konserinde led zeppelin'i (evet evet yanlış okumadınız,bildiğiniz led zeppelin) canlı dinlemeye vakıf olmuş melekimsi spiker.
hakkinda yazilanlari gordukce, dur bakim bir daha, belki bende sorun diyerek, televizyona bakip, bakip anlayamadigim bir guzelligin sahibi. boyle azcicik, duz saclari var fena halde komur karasina boyadigi. sonra yuzunde hicbir renk yok, sanki az beslenmis kimsesiz kiz cocugu gibi solgun, yazik. canli yayindaki konuklarina sordugu sorulara ve sorus bicimine bakiyorum belki cok entellektuel biri diye o da degil. valla bilemedim ben, var bir sihri de ne?
bugünkü 24+'da kazım koyuncu ile ilgili bir belgesel yapan ümit kıvanc'ı konuk etmiş ve programın sonlarına dogru ''keşke onu kendi programımda ağırlayabilseydim'' diyerek gözyaşlarına hakim olamamış programcıdır.