Banker Bilo filmindeki çiğ köfte rakı diyaloğu da unutulmazdır...
Maho: Ulan Bilo naapirsın?
Bilo: Buyur Maho, bir iş mi vardır?
Maho: Yok ulan, bu gün iş miş yok... sattarım anasını bu dünyanın vallaha...
Bilo: Buyur yemek ye...
Maho: Çiğ köfte yiyecez ulan kaldır şu süprüntüleri aç şu rakıyı allah allaah..
Bilo: Rakı mı içecez?
Maho: içecez tabi lan... hem de çi köfteyle... Cenabet karı. Yok ebenin, eve çiğ köfte sokmazmış. her yer et kokarmış. pohh ye. ula bak mis gibi ne var bunda? hihi...
Bilo: Hadi içek Maho.
Maho: Şerefe içek kurban...Ulan çiğ köfte sevmeyen karıya karı mı derim ben be...?
Bilo: Valla ben de demem...
kara mizah türündeki yerli filmlerin belkide en başarılı örneklerinden.
filmin her sahnesi ayrı bi komiktir ancak dillerimize pelesenk olan bana göre en komik sahneleri;
*şener şen meral zeren ile oynaşırken karısı ahu tuğba ansızın gelir ve mahhmuuutt diye çığırır ve ne yapıyorusunuz diye sorar, kopartan cevap şener şen'den gelir;
-heeç normal.
*bilo el arabası ile karpuz satmaya başlar, karpuzu aldığı adam karpuzların hepsi olgun kelek çıkarsa bileklerimi keserim gibi laflar eder, zavallı bilo sağol kurban senin gibi insanlarda olmasa diye laflar eder.
karpuzları satarken türk filmlerinde ara rollerde görülen acayip köse adam müşteri olarak gelir.bir karpuz keser kelek, ikincisi iğrenç karpuzdan soğursun derken adam "sen benle dalga mı geçiyorsun" deyip gider.
bilo ellerini tezgahın iki yanına yaslayıp "ula bu memlekette heç mi namuslu adam kalmamış"der.komiktir.
-bilo ile arkadaşı bi gözü acayip ibo en sonunda oranın istanbul olduğunu anlayıp o şokla o zaman topkapıda olan otogarda iyice dellenip birbirlerini kaybederler. ibo hala o zamandan beri istanbulun bitmeyen yol-kaldırım-yeşil alanımsı inşaat halinde bi yere çömelip "kardaş, ibo,kardaşş,maho bizi dolandırdı, bura minih değel istanbul" diye ağlar.
arkada karmakarışık araba sesleri,insanlar ve şarkılar çalar.vurucu bi sahnedir.
-bilo o günden sonra kaybettiği bi gözü acayip arkadaşo iboyu bulur.ancak ibo kendi kaçak sigara alım-satım ve bilumum illegal işler krallığını ilan etmiştir.bu sahnede bombadır.ibo beyin evini bulur ve ibo krallığından takılmaktadır.biloya buyur otur der,bilo şok etkisiyle sivrisinek gibi bir "savvvvoull"der.burası da çok komiktir.
-bilo ve diğer dolandırılanlar şener şen'in kamyonunda sözde minihe dogru yolculuk yaparken bilo2nun syledigi turku
"kayfe yemenden gelir" özellikle araç ile keyifli yolculuklarda söylemek için birebirdir.
üfff canım çok seyretmek istedi be.
bilonun nişanlısıyla basılınca '' kahrolası maho sevemez mi!? '' diye yakınırken gülme krizine sokan filmdir. candır . izleyin izlettirin. eski istanbul a da şöyle bir hasretle bakının efem!
Köy kahvesinde Maho'nun "madem ki Münih şehrinde bir kral işçisin, eee ne bok yemeye bu kıçı kırık köye geldin" sözüne Münir Özkul'un "dogru, ne bok yemeye geldin? replikleriye gülmekten osurtan bir film.
Yalnız bir hatası hep kafamı kurcalar. Bilo hapisten çıkınca Münir Özkulun gecekonduya gider. Orda Haso "başına gelenleri duyduk" der. Sonra komisyon karşılığı çalıştığı fabrikaya işe sokmaya götürür. Hatta patronun kapısına kadar götürüp Bilo yu sekretere emanet eder. iyi de içerideki patron Maho. Yani Haso nun köylüsü Maho ve Münir Ozkul da bunu biliyor. E neden Bilo ya bahsetmiyor bizim patron Maho diye. Üstelik Bilonun hapse girme hikayesini de biliyorken. Neyse siktir edin. Mahonun içeride mülakat sahnesi de yardırmaktadır: "Ula ben de Haso'nun köylüsüyüm, sen kimlerdensin? - Adıgüzellerden:)))Müthiş filmdir.
1980 yapimi, orneklerinin en iyilerinden birisi olan, once sener sen in sonra da ilyas salman in mukemmel oyunculuklariyla surukledigi, ahrika ertem egilmez filmi.
insanin ilginc bir ayrinti olarak gormus oldugu nokta ise, sener sen in, asil babasi ali sen ile karsilikli dokturdugu sahnelerdir. herkes icin mumkun olmasa gerektir, boyle sahnelerde baba ile oynayabilmek. repliklerinden tutun da, oyunculuklarina kadar mukemmel bir filmdir.
zamanin senaryo boslugunu olusturan konusu da, iyilik - kaziklanma, saflik ve de hemsehrilik yonlerinin taslanmasi ile, alamanci tayfasina komik bir ironi gondermesidir. ayrica tefeci ya da banker olundu mu, babanin ya da evladin gozunun yasina bile bakmamak gerektigini de, gostermistir filmin senaryosu; bir de iligimi ceken, ilyas salman in apartmanin kapiciligini yaptigi sirada, diger apartmanlarin avantaci kapicilarinin yaptigi bir diyalog vardir ki,
- it gibi aksama kadar kosturiyi ! ( o arada ilyas salman tup tasimaktadir.) simdi bu herifi goren ev sahaplari ayni seyi bizden de isteycek...
+ öylaa..
- kotu ornek oluyor pezevenk.
kapiciligin filmin senaryosunda tembel insanimiz icin kullanilmis sadece bir sembol meslek oldugunu dusunursek, aslinda daha gunumuzun cok oncelerinde, rahatina uygun meslek pesinde kosan insanlar olduumuzu da, iyinin aslinda, dostu olmadigini, bir sekilde yolunu buldu mu, iyi oldugu zaman, kotu yerine de gecmesi gerektigini gozumuze sokan senaryosu mukemmeldir bu filmin.
ayriyetten, ilyas salman in sigara satmaya basladiktan sonra, maho nun sigara almaya kalkmasi, daha sonradan bilo ya denk gelmesi, ve girdikleri tursucu tarzi bir yerde, bilo yu yine kaziklamaya calisirken, daha dogrusu niye kazikladigini, sol kulagini sag eliyle kasiyarak anlatmaya calisirkenki el kol hareketleri de, sener sen in bir esinin benzerinin daha olmadigini gosterir. kisacasi, defalarca izlenmis olmasina ragmen, bir kere daha izlenesi, replikleri izlenesi mukemmel bir filmdir banker bilo.