daha 3 hafta önce başıma gelen olaydır. bankamatik kartımı yuttu, güvenliğe gidip durumu anlattım. "nasıl yaptınız efendim" dedi. "düğmeleri öptüm, para veren yeri falan okşadım amk" dedim, o da garip garip yüzüme baktı. ulan kartı taktım yuttu işte, ne demek nasıl yaptınız?
geçenlerde başıma gelen durumdur. ancak şerefsiz atm sadece kartımı yutmakla kalmadı, karta yatıracağım parayı da yuttu. ardından güvenliği çağırdım ve "geri verin lan paramı dağ başı mı burası!" diyemesem de, "paramı geri verebilir misiniz, ayrıca dağ başını duman almış, doğru mu?" gibi bir çıkış yaptım. güvenlik şaşırdı, yüzüme bön bön baktıktan sonra "ben sizi içerdeki arkadaşlara yönlendireyim" dedi. silahını işaret edip gözlerimi belerterek "şeytan öldürür" dedim. kanı dondu. sonra içeri geçtim. bankacı kızın yanına giderek "paramı ve kartımı yarın saat iki'de taksim meydanı'na getir, çocuğu al" dedim. "ne çocuğu ya" diye sordu. "ne çocuğu olucak, or.spu çocuğu" dedim. oğlunu kaçırdığıma inandı. "sesini duymak istiyorum" dedi. telefonumdan "anne, sen de mi or.spu oldun ha" şeklinde olan ünlü emrah repliğini açtım. onun da kanı dondu. akşam evine gidip çocuğunu gördüğünden, ertesi gün taksim'de saatlerce bekledim. gelmedi. ve dolayısıyla para mı da kartımı da alamadım. sonraki gün sinirli bir şekilde nalburdan aldığım üç liralık hortumla bankayı bastım ve tüm paraları hortumladım. hortumladım dediysem, suyla ıslattım yani. ne bana yar oldu o banknotlar ne de onlara. işte böyle fırlama bir adamım. ehe ehe..
işin aslı:
geçenlerde başıma gelen durumdur. ancak şerefsiz atm sadece kartımı yutmakla kalmadı, karta yatıracağım parayı da yuttu. bankanın devlet bankası olması sebebiyle benle hiç ilgilenmediler. güvenliği çağırdım. "öyle olmaması lazım yea" dedi. sonra bana bir dilekçe verdi. "parana el konduğuna dair bir dilekçe yaz" dedi. yazdım. bankada oturacak yer yoktu. saatlerce ayakta bekledim. benimle birlikte para almayı bekleyen onlarca insan vardı. ve şansıma en az para benim olduğu için beni en sona attılar. iki saat boyunca para bekledim. daha sonra piç bekçi "senin para hazır galiba git bak bi yea" dedi. gittim. bankacı kız "bu sefer bankamatikten yatırmayacağımız için ek ücretin iki katını ödeyeceksiniz" dedi. çaresiz kabul ettim. şerefsiz bekçi yavşak gibi gülüyordu. "devlet bankası işte, ne bekliyorsun ki amk" dedim, ama içimden. bütün günümün içine edildi. tek karım o iki saat boyunca bankada içtiğim bedava sulardı. ancak o kadar suyu aç karnına içtiğimden ishal* oldum. böyle de şanssız bir adamım. ühü ühü..
Bir ara gece saat 2 civarı yutmuştu. Bankamatiğin önünde nöbet tuttum amk. Sabah halkbank açılınca güvenliğe söyledim. işi hallettik sonuçta ama 2-9 nöbeti tutmama sebep olan bu olay aklıma geldikçe halkbanka söverim.
Başka bir ülkede, havaalanına giderken binilen otobüse vermek için para çekmek üzereyken kartı yutarsa işte o zaman sıkıntı. Yok hayır bu olmuş olamaz diyip ceplerden bozuklukları birleştirip yol parası yaparsın.
bankamatiğin para yutması durumu vardır daha zordur.
para yatırmak üzere bankamatiğe gidersin.parayı sıkıştırır yarım saat müşteri hizmetlerine dert anlatırsın.ortalama üç gün içinde hesabına yatırırlar sıkışıp yutulan paranı.
bi de utanmadan sıkışan para diye hesap açıklaması yazarlar. ****