gözlüğü varsa orta parmağıyla burnunun hemen yukarısına düşen gözlüğü kaldırması da muhtemel gişecidir akabinde size göz kırpıp arşiv odası kapısında size parmağıyla gel işaretini de yapabileceğini düşündüğüm hatun kişisidir.
o paralari sayarken nedensiz bir yere dudaklarınız islanir eliniz biyiğinizda svaz svaz burarsınız. o sayar siz sanki içine düsecekmiş olursunuz. ve içinizden 'ulan ben bu dunyaya 100 milyonluk banknot olarak neden gelmedim' dersiniz. sirf onu görebilmek zirt pirt bankaya gider, para saymasi daha uzun sürsün diye 5'lik banknotlardan tomarlar ile gidersiniz. (buna psikolojide hazzı uzatma denir yahutta halk dilinde cakallik denir) hadi oldu olacak gisecinin adinida söyliyeyim bari. efendim gisecinin adi francoise hardy'dir. ilerleyen günlerde samimi olup iskocyadaki şatonuzda beraber düet yapar ve petrus sarabi ile portakalli ördek yersiniz. giseci ile ilişkinizi soranlara ise 'seviyeli bir birlikteliğimiz var' dersiniz. bu işin sonu bankaya ortaklasa şaplak koyup karayiplere hicret eder bol bol ense yaparsiniz. hatta ve hatta o karayip adasinda devlet başkani olursunuz.
eski yunanistanda yasasa idi truva savasinina sebebiyet verecek olan ammavelakin simdilerde ise ekonomik krizlere sebebiyet verecek olan cleopatra tadinda gisecidir.
din dong diye sira numaram yandi. usul usul yanina giseye sordum. merhaba dedi merhaba dedim. arzunuz nedir dedi. bende bir tomar parayi atarak 'burda sorulari ben sorarim bebek dedim. kalkti hilal kaslari kim bu serseri dedi. bense gözlerinin içine baktim hiptonizma olmuştu 'sence bir mandalinanin kabugunda kactane nar var diye' sordum. sorunun cevabini bilmiyordu uzun kirpiklerini titremesinden anlamistim. 'eger' dedim 'bu sorunun cevabini bilmek istiyorsan bu gece yatima gel' dedim ve bir kartımın arkasina numarami yazdim. arkami döndüm. ' ya paralar ne olacak' dedi. bende bir sigara yakarak ve dumanlarini salarak 'kendine begendiğin mücevherleri alabilirsin mon ami' dedim. saskınlık ama gülümseme ile baktiğini gördüm 've geleceğim dedi bu aksam' dedi. cabuk ögreniyordu. gülümsedim ve bankadan disari ciktimdisarda pis bir yagmur yagiyordu.
aklı bilmem neresinde olanların rüyasında gördüğü bayandır.
gerçekte ne olur;
bankadaki herhangi bir görevliden msn ister, üstelik yalvarırsan güvenlik görevlisi tepende biter.
hayır cidden anlayamıyorum. feminist bir yaklaşımla değil gayet insani ve ahlaki yaklaşımla sorguluyorum. bu nasıl bir başlık? nasıl bir tanım? arkasından gelenler nasıl tanımlar? anlayamıyorum.
para en fazla nasıl erotik sayılabilir ki, 2.yi geldim gibi tanımlanır.
ramazan diye değil, her zaman insan olmayı deneseniz..
bazi bünyelerin bu atraksiyonlari görebilmek için yok pahasina malini mülkünü yok pahasina tiko paraya sattiği görülmüştür. ne diyelim allah akıl fikir versin.
