Evet pek alışılagelmiş bir durum değildir bankada çalışanların işimi seviyorum demesi. Şahsen benim de ciddi şüphelerim vardı. Bankacılıkla ilgili hemen hemen tüm alanlarda çalışma fırsatım oldu 4 yillik surede. Bundan 3 ay önce türkiye'nin önde gelen firmalarına çalışıyordum. Onlara kredi falan veriyorduk. Buyuk paralar 50 milyon eur 100 milyon usd gibi.
lakin 3 ay önce başta sebebini anlamadığım bir şekilde oldukça küçük bir şubeye tayinim çıktı. Başta bunun bir tür ceza olduğunu düşünmüştüm. Moralim bozulmuştu. Her ne kadar maaşım değişmese de türk hava yollarıyla değilde 10 ineği olan idris abiyle uğraşacak olmak bana bir tür prestij kaybı gibi gelmişti. Daha sonra durumun farklı olduğunu gördüm. Şubede ticari kredilerle ilgili büyük bir potansiyel olmasına ragmen performans oldukca dusuktu. Bende bu bankada 2 yillik olmama ragmen ticari kredi bilgime duyulan guven sonucu buraya bir misyonla gönderildigimi farkettim. Zaten sonradan bunu açıkca da ifade ettiler.
Ben gelir gelmez yeni şubeme büyük kredilerin peşinde koşmaya başladım. Fakat birde şube gerçeği var. 1800 tane çiftçi sürekli yeni taleplerle şubeye geliyor. Ve ilgilenmek durumundasınız. 20 buyuk firmayla calisiyordum ben 1800 musteri ilk basta baya bi dengemi bozdu. Şubede mudurden sonraki adam 25 yildir bankada calisan bi yere varamamis boş beleş öküzün teki. O kadar bıkmış ki artık kovuyor ayagina gelen işi. Yazik bizim saf köylümüz işimizi görüyoe diye ona saygılı davranırken o milleti azarlayıp agzina sicip gönderiyor falan. Bende tam tersi bir tavır takınınca muşteriler kısa surede alıştı sevdi beni. Tabi bu arada o deyyus yetkili de kin güdüyor feci şekilde. Hemen hemen her gün tartışıyoruz.
neyse..
Bugün sabah bir müşteriden sonra, büyük firmalara krediler satıp gönüllerini etmeye calışmaktansa vatandaşa yardımcı olmanın aslında cok daha keyifli ve manevi bir haz veren bir eylem olduğunu farkettim.
odamın kapısında bir kadın. Kadın 24-25 yaşlarında olmalı. Gariban görüntüsünün altında aslında kainat güzeli olabilecek bir potansiyel var. Yorgun bezgin bakıyor. O kadar korkmuş ki bişeylerden gelip derdini anlatamıyor. Kapının orda dolanıyor. Gel dedim.
-ben hesal açtırcaktım dedi. Maaş almak için burdan hesap istediler.
kimligini aldım ve o an dumura ugradım. 24 yaşında falan sandığım kadın 33 yaşındaymış.
+nasıl ya sen 82 doğumlu musun?
Utana sıkıla cevap verdi:
-evet 2 tane cocuk var. Cocuklar yaşlandırıyor.
+ben genç görünüyorsun anlamında dedim ne yaşlısı?
Gözlerini kacırıp gülümsedi.
+hmm senin hesabın var zaten bizde.
-hadi ya var mıymış ne zaman acılmış?
+2014 te hatta icinde para da var.
bi an gözleri parladı.
-kaç para var ne parası?
+290 lira var. Çeyiz yardımı olarak yatmış.
..
kadının önce gözleri doldu. Sonra aglamaya basladi:
-ya ben bu sabah evden 2 lirayla ciktim. Kocam calismiyor evde yatip duruyor. Sen cocuklara bak ben iş bulacam dedim çıktım evden. Kac gundur dua ediyorum bi yerden bi para ciksa diye eve ekmek alamiyorum iki cocugum var. Cok sukur allah sesimi duydu yarabbim tesekkur ederim.
mutlu mu olayım duygulanayım mı bilemedim. Hic bisey demedim. Kadin aglamaya devam ediyordu.
-bu ceyiz yardimi bir daha yatmaz dimi?
+bi daha evlenirsen neden olmasın? Dedim.
kadın gülmeye başladı. Bi yandan gözlerinden yaşlar akmaya devam ediyor.
-allah senden bin kere razi olsun. Bugün evden ölürüm artık diye ciktim is buldum sende güzel haber verdin allah razi olsun bir daha gulmem diyordum yuzumu guldurdun.
+olur mu oyle sey ya su guzelligine yazik. Caliskan kadinsin sen halledersin sorunlarini.. parani asagidan cekebilirsin.
-tamam tekrar tesekkur ederim allah razi olsun. Dedi gitti.
hayata kusmus olumune yollara dusmus hayatinin baharinda olması gereken bir anne.
odama vazgecmis olarak geldi. Biraz olsun morali duzelmis dayanma gucu bulmuş olarak çıktı.
bu kadar kotu durumda olmasa da bir cok bunalmis insan geliyor odama. Bende onlara iyi niyet ve saygi sunuyorum. Onlarin sorunlari cozuluyor. Bende boyle mutlu oluyorum.