bankacılığı eleştirmek için bankacılığı bilmek gerekir. ancak her zamanki gibi bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan yazarlar gene yapacaklarını yapmışlar.
-ssk sı aldığı maaş üzerinden yatar.
-her ay maaşını aynı gün alır, yarın öbür gün ödeme yapıcaz diye bir patron yok yani.
-özel sağlık sigortası, özel emeklilik gibi yan hakları vardır.
-maaş zam döneminde illaki zammını alır.
-yıllık izinleri ssk kanunun belirttiği şekildedir. kimse size izne çıkamazsınız diyemez.
-resmi tatil günlerinde çalışmaz. haftasonu çalışmaz. (çağrı merkezi çalışanları hariç)
-genel müdürlük çalışanları için servis, şube ve bölge çalışanları için yol yardım parası vardır.
-genel müdürlük çalışanları öğle yemeklerini yemekhaneden, şube ve bölge çalışanları için günlük yaklaşık 12tl'lik yemek kartları verilir.
-kariyer yolu açıktır.
banka ile çalışan bankaya borçlu değilse banka mükemmeldir, ama eğer borcunuz varsa, ve tüzük dışı bir talebiniz varsa çatışma yaşarsınız. insanlar çatışma yaşadıkları herkesi karalarlar.
en kolay yoldur.
imzalamadan önce herşeyi okuyun en küçük yazısından en büyük yazısına kadar.
krediyi kendi isteğiniz ile çekiyorsunuz ve yasal prosedüre uyacağınıza dair imzalı beyanda bulunuyorsunuz. yani faizi yasal süreler sonunda olacak tüm durumları en baştan kabul ediyorsunuz. bankaya faize para yatırdığınızda dilenci demiyorsunuz da faizle borç verildiğinde mi dilenci diyorsunuz?
bankalar olmazsa ekonomik yapı diye bir şey olmaz. herkes şu an üzerindekilere baksın. eminim ki kredi kartı ile alınmıştır. siz, bankaların verdiği olanakları doğru kullanmaz, borç üstüne borç yaparsanız tabiki takibe uğrarsınız. ve buna da kredi kartı maduruyum dersiniz.
bu sözlükte bilgisiz, kültürsüz kara cahil o kadar çok yazar var ki hepsine doğruyu gösterebilmenin imkanı yok. 16-17 yaşında bankacıları eleştiriyor. önce o okuduğun liseyi bitir. sonra istikamet üniversite. adam gibi git oku 4 yıl, bitir. sonra iş bulma sürecine dahil ol, o sınav senin bu sınav benim koştur. iş görüşmeleri, sürekli mülakatlar, ardından iş bul. çalış adam gibi... 1 ayın sonunda emeğinin karşılığını al. ondan sonra tartışmaya gel.
ücretli köleliğin , kölelik kısmının bir üst boyutu! çünkü ruhunuzu da teslim etmeniz gerekiyor! yok etmezsen bilimum çeşit psikiyatrik , psikolojik hastalıkla uğraşmak zorunda kalıyorsun...
ha zorla tutan mı var? var... 3 yaşında bir çocuk var. yaş olmuş 29! nerede iş bulacaksın bir daha!
hiç tanımayıp sadece sözlükten araştırıp ne olduklarını öğrenmeye çalışan biri, aşağılık sünepe dilenci karaktersiz yalancı şerefsiz hırsız tipler diye düşünecek. bazen eleştiri yapmayı da beceremiyoruz galiba, kantarın topuzu hep kaçıyor. hemen hemen herkesin ailesinde vardır ya abisidir ya babasıdır ya kuzenidir ya dayısıdır; hiç hiç yoksa dostu arkadaşıdır. bir tanıdığı vardır elbet herkesin.
öyle bir bAhsedilmiş ki it, uğursuz gibi..
en çok istihdamı bankaların sağlaması nedeniyle, diğer istihdam alanlarında özellikle de reel sektörde bankaya oranla çok çok çok daha büyük bir kölelik düzeni olması nedeniyle nispeten kurumsal, yediği içtiği sigortası maaşı olanakları belirli olan bankalara yöneliyor insanlar. ne yapsınlar?
ha o dilenciymiş, orospuymuş gibi tanımları yapan tipler de, genelde cahil ve hizmet sektöründe çalışanı hizmetçisi, bankada 3 kuruşu varsa kendini çalışanların "sahibi" sanan gelişmemiş zavallılardır. maalesef esas acınması gerekenler de onlardır, ekmeğinin peşindekiler değil.
iktisat okuyan öğrencilerin, okurken 'ya ne işim vr bankada' , 'işim olmaz abi ama belki müdür olurum bankaya o da andaki psikolojime bağlı' , 'yok abi almiyim, ben spk'ya girecem' şeklinde horladıkları sonra paşa paşa kabullendikleri meslek.
türkiye $artlarında iyi olarak nitelendirilebilecek mesleklerden birisidir. bugun en alt kademedeki bir bankacı an az bin ytl ye yakın maa$ almaktadır. bunun yanı sıra prim vs. gibi olaylarla maaş ortalamasını bir hayli yükseltebilmekte. banka'da özellikle satı$ kısmında çalışan bireysel müşteri temsilcileri, makro/mikro kobiciler, ticari portföy yönetmenleri uçuk sayılabilecek rakamlar almaktadırlar. bugune kadar satışcı olup geçim sıkıntısı çeken kimse görmedim desem yeridir. tabii kendi bankam için.
bir kere bankacı olursanız ömür boyu onun izlerini taşıyorsunuz.
2 yıl bankacılık yaptım sonra borsacı olduk, ekonomi danışmanlığı yaptık ama nereye gidersem gideyim beni tanıtırlarken "arkadaş da bankacı" diyorlar uyuz oluyorum..
bu nasıl meslektir yaa... üzerinize yapıştı mı çıkmıyor..
Türkiye standartlarında çok da kazanamayan meslek grubudur. Yaptırdıkları kar ile aldıkları maaş arasında direk bir ilişki olmaması bu sonucu çıkarmaktadır. işe yeni başlayan bir 4 yıllık üniversite mezunu bankacı, asgari ücretin ancak biraz üstünü kazanabilmektedir. şu an maaş artışları iyiyse de, eskiler bilirler ki, her krizde kapının önüne konma, enflasyon %98 olmuşken %15 zam alma ihtimalleri kuvvetlidir.
Uzaktan hoş bir meslek gibi görünse de, çevrenizde eğer bankacı varsa ne derece bir meslek olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Pek çoğu ay sonunu getiremez.