erkeklerin rüyası olduğu söylenen kadın. mesleğinden midir yoksa tamamen cinselliğindenmidir bilinmezdir.
kadına sorsan yorgundur. günde kırk kişiye laf anlatır. genellkle sağlıklı ilişki yürütemez. çünkü vakti yoktur. sabah 9 akşam 9 çalışır. eve gel duş al yatttır hayatı. dışardan mutlu gözükür ama hergün ağlar kimseler bilmez. onu bu kadar çekici yapan nedir bilinmez.
evlendiğinde evine çok vakit ayıramayacak, eğer erkek çocuğu olursa 8 yaşında kahvaltı hazırlamayı, 10 yaşında patates kızartmayı, makarna yapmayı, 12 yaşında tost hazırlamayı, çay demlemeyi, 15 yaşında her çeşit pilav türünü yapabilmeyi, 18 yaşında ise nohut, patlıcan, kuru fasulye, her türlü et yemeği yapmayı öğrenecektir. speciali ise yıl başlarında hindi doldurmak olacaktır.
nereden mi biliiyorum biliyorum işte sözlük.
bence onları en güzel özetleyen cümledir:''bankada çalışan kadınların neden bu kadar güzel ve bakımlı olmaları gerektiğini yavaş yavaş çözüyordu. para güzel kadınlara çok daha rahat emanet ediliyordu. hiçbir milyarderin karısı çirkin değildi mesela. erkek parasını güzel kadınlara harcayabildiğinde mutlu oluyordu. bu yüzden para her zaman çirkin kalacaktı.'' Hayalperest-Ali Cem Özdemir
az önce kredi kartı vermek için yalvardı bana. bildiğin yalvardı. kulun köpein olayım nolur al şu kartı der gibi konuştu benle. kanmadım tabiki münasip bi dille reddettim.
kıskanılası, imrenilesi hatunlardır. çok az maaş almalarına rağmen, gayet şık ve bakımlı gezerler. ayrıca dikkatimi çekti, benim sürekli gittiğim bankadaki kadının masasında oyuncak ayı vardı! evet. sanırım biraz da çocuk ruhlu oluyorlar.
ıı şey, evet bende de var ama, o kadın baya yaşlıydı ya.
şehvetli dudaklarında kaybolunup hergün işlem yapan ve para alıp dekont veren ojeli ellerinden öpülüp bellerinden çatallarına doğru sıcak şarap dökünüp yalanası emekçi hatunlardır.
bizden uzak allah'a yakın olsun kadınları. aslına bakarsanız erkekleri için de böyle düşünebiliriz.
ünlü bir konya atasözü derki: "oğlum asla ve katta bankacı kız alma"..bu atasözü için doğru kelimesi manayı betimlemede yetersiz kalır. bankacı kız alınmaz. zaten çoğu insan bu gerçeğin farkında olduğundan dolayı bankacı kızlarımız genelde 30 yaşını aşmış ve parmakları bomboşdur. o yüzden kendilerini dans kurslarına falan verirler, çoğu 30'undan sonra koca bulma üzerine eğitim veren kurumların kapısını çalarlar. mba denen kurum sırf evde kalmış bankacılar sayesinde varlığını devam ettirebilmektedir.
çoğu ekonomi, politika falan bilmez. tek bildikleri "iyi günler, merhaba, mevduat ve lütfen" kelimelerinin kombinasyonlarından ibarettir.