yaptığınız herhangı bır hatayı sıcılınızle beraber ölene kdr hatta mezara bıle götüreceğiniz meslek. hemen atlamamak ıyı dusunmek lazımdır. az para çok adam , ve az adam ama cok iş bakış açısının hüküm sürdüğü rüyalarızı yerınden hoplatan meslek.
hiç tanımayıp sadece sözlükten araştırıp ne olduklarını öğrenmeye çalışan biri, aşağılık sünepe dilenci karaktersiz yalancı şerefsiz hırsız tipler diye düşünecek. bazen eleştiri yapmayı da beceremiyoruz galiba, kantarın topuzu hep kaçıyor. hemen hemen herkesin ailesinde vardır ya abisidir ya babasıdır ya kuzenidir ya dayısıdır; hiç hiç yoksa dostu arkadaşıdır. bir tanıdığı vardır elbet herkesin.
öyle bir bAhsedilmiş ki it, uğursuz gibi..
en çok istihdamı bankaların sağlaması nedeniyle, diğer istihdam alanlarında özellikle de reel sektörde bankaya oranla çok çok çok daha büyük bir kölelik düzeni olması nedeniyle nispeten kurumsal, yediği içtiği sigortası maaşı olanakları belirli olan bankalara yöneliyor insanlar. ne yapsınlar?
ha o dilenciymiş, orospuymuş gibi tanımları yapan tipler de, genelde cahil ve hizmet sektöründe çalışanı hizmetçisi, bankada 3 kuruşu varsa kendini çalışanların "sahibi" sanan gelişmemiş zavallılardır. maalesef esas acınması gerekenler de onlardır, ekmeğinin peşindekiler değil.
bankacılığı eleştirmek için bankacılığı bilmek gerekir. ancak her zamanki gibi bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan yazarlar gene yapacaklarını yapmışlar.
-ssk sı aldığı maaş üzerinden yatar.
-her ay maaşını aynı gün alır, yarın öbür gün ödeme yapıcaz diye bir patron yok yani.
-özel sağlık sigortası, özel emeklilik gibi yan hakları vardır.
-maaş zam döneminde illaki zammını alır.
-yıllık izinleri ssk kanunun belirttiği şekildedir. kimse size izne çıkamazsınız diyemez.
-resmi tatil günlerinde çalışmaz. haftasonu çalışmaz. (çağrı merkezi çalışanları hariç)
-genel müdürlük çalışanları için servis, şube ve bölge çalışanları için yol yardım parası vardır.
-genel müdürlük çalışanları öğle yemeklerini yemekhaneden, şube ve bölge çalışanları için günlük yaklaşık 12tl'lik yemek kartları verilir.
-kariyer yolu açıktır.
banka ile çalışan bankaya borçlu değilse banka mükemmeldir, ama eğer borcunuz varsa, ve tüzük dışı bir talebiniz varsa çatışma yaşarsınız. insanlar çatışma yaşadıkları herkesi karalarlar.
en kolay yoldur.
imzalamadan önce herşeyi okuyun en küçük yazısından en büyük yazısına kadar.
krediyi kendi isteğiniz ile çekiyorsunuz ve yasal prosedüre uyacağınıza dair imzalı beyanda bulunuyorsunuz. yani faizi yasal süreler sonunda olacak tüm durumları en baştan kabul ediyorsunuz. bankaya faize para yatırdığınızda dilenci demiyorsunuz da faizle borç verildiğinde mi dilenci diyorsunuz?
bankalar olmazsa ekonomik yapı diye bir şey olmaz. herkes şu an üzerindekilere baksın. eminim ki kredi kartı ile alınmıştır. siz, bankaların verdiği olanakları doğru kullanmaz, borç üstüne borç yaparsanız tabiki takibe uğrarsınız. ve buna da kredi kartı maduruyum dersiniz.
bu sözlükte bilgisiz, kültürsüz kara cahil o kadar çok yazar var ki hepsine doğruyu gösterebilmenin imkanı yok. 16-17 yaşında bankacıları eleştiriyor. önce o okuduğun liseyi bitir. sonra istikamet üniversite. adam gibi git oku 4 yıl, bitir. sonra iş bulma sürecine dahil ol, o sınav senin bu sınav benim koştur. iş görüşmeleri, sürekli mülakatlar, ardından iş bul. çalış adam gibi... 1 ayın sonunda emeğinin karşılığını al. ondan sonra tartışmaya gel.
müşterilerle olan ilişkilerine bakınca peygamber sabrına sahip olduklarını düşündüğüm kişilerdir. muhtemelen iş dışında aynı olayla karşılaşsalar kafa göz dalarlar.
her meslek grubunda olduğu gibi ekmeğinin derdinde olan adamdır. iyisi de vardır kötüsü de vardır. Lakin bankacılık sisteminden yola çıkarak tek düze bakış açısı ile yaptığı işten dolayı adamı dilenci, sünepe, yapışkan, uğursuz, kişiliksiz adletmek düpedüz ahmaklıktır.
Bankacılık sektörü rekabetin getirdiği etki ile çalışanlarına özellikle son yıllarda aşırı pazarlama baskısı uygulamış, yoğun iş yüküne maruz bırakmış, çalışanına özellikle psikolojik tatmin sağlamayan bir sektör olarak bilinir, doğrudur da. Ne var ki bünyesindeki çoğu bankanın kurumsal yapıda olması, sağladığı olanaklar bakımından halen Türkiye şartlarında geçerli meslek gruplarındandır.
Sistemin insanları köleleştirdiği doğrudur ama bu eleştiri sadece bankacılık sektörü için değil tüm kapitalist sistemdeki ücretli çalışanlar için yapılması gereken bir eleştiridir. Kimse ekmeğini kazandığı ve gayrı ahlaki bir harekette bulunmadığı bir meslek için bu denli ağır laflarla küçültülmeyi hak etmez.
dış görünüşleri ile eğitimli , genel kültür sahibi ve zeki insan imajı bırakan bir tür illüzyondur.
Bankacılık sektöründe çalıştığım bir dönem benden hayli kıdemli ve bir o kadar havalı bir arkadaş (ki kendisi Müdür adayı olma konumuna gelmiştir ismi lazım olmayan bankada) ile aramızda şu diyalog geçer.
-sen şimdi Antropoloji mezunuydun değil mi ?
-evet, aslında insan kaynakları departmanı benim ilgi alanım ıhh işte o yüzden hede hüde..
-haaa o zaman sen Bankacılık jargonunu hemen çözersin ne de olsa Filoloji bizim mesleğimizle çok alakalı.
- HI ???
iki cümle arasında 7 saniye falan geçmişti.
o an anladım ne zeki olduklarını. Ben zaman içinde çözdüm o jargonu hatta çözmekle kalmayıp üstümden de söküp attım ama , sen nasıl çözeceksin aldığın her nefesin oksijen israfı olduğunu bilmem.
yalanı en kolay söyleten meslektir bir kere. ha birde şubeciyseniz, sidik kokanından şarap kokanına, bankayı saatinde kapatmanıza rağmen, kapatıyorsunuz diye belden aşağı küfür edene, dolandırıcısından, metresiyle gelip karısının kandırarak üstüne geçirdiği mevduatını çekenine,ayrıcaaaa ölmüş olan babasının maaşını hemen ertesi gün çeken evladın anasına rastlayacağınız, hayat okulu benzeri, kölelikten bozma tuhaf bir iş.
Gün içinde kodamanına da yetimine de hizmet ederekten, oturduğu yerden her türlü yurt insanını görme şansı yakalayan meslek erbabıdır. aşırı güler yüzlü, güzel ya da yakışıklı, kendinizi özel hissetmenize sebep olanları olduğu gibi, devlet temeli olan bankalarda çalışmaktan bezip para yatırmaya gelen müşteriye dahi her an dövecekmiş gibi davranan versiyonları da mevcuttur.
bankacı nüfusunun %80'i için ; kariyerlerinin ilk 5 senesi çok sıkıntılı geçer.
en çok çalışıp, en az maaşı alan çalışan grubundadırlar. çoğu asgari ücretle çalışır, maaşları ikramiyelerle birlikte en fazla 1,5 x asgari ücret olmaktadır.
5. seneden sonra ünvan kesinleşmiş, maaş artmış yapılan iş ile alınan sorumluluk yer değiştirmiştir. yetkin olanları, 10. yılından sonra hayat standartını yükseltir, 15. senesinde ihya olur.
20 yaşında bankaya giren bir çalışan, 30-35 yaşında en az güzel bir semtte ev sahibi, piyasadaki üst düzey olanlardan bir sıfır araba, güney sahilinde 5 yıldızlı otelde 15 gün tatil imkanına çok rahat sahiptir.
çoğunluğunu üniversitelerin iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunlarının oluşturduğu meslektir. son zamanlarda bazı pozisyonları için bölüm ayırt edilmemeye başlanmıştır ki iş zaten işte öğrenildiği için çok büyük sorun değildir.
dışarıdan iyi giyimli, bakımlı olarak görülürler. bankada çalışan personel için banka imajına uygun giyinmek esastır.
bu meslek kadınlarının giydiği diz üstü etekler oturup bacak bacak üstüne atılınca nasıl oluyorda mini etek oluyor diye düşünmeme sebep olur, ayrıca genel merkezlerde kadınların bibiri ile yarışırcasına giyim kuşam cilveli halleride takdir edilmesi gereklidir.
bayan çalışanlarını makyaj yapmaya zorlayan ve genelde mini etek giyinmesini isteyen kuruluşlardır.
Aklınızda kalsın gidince bakının bir etrafa ulan fedai diyeceksiniz.