Sanildiginin aksine cok azi ekonomiden ve guncel politikadan anlar. Cunku pek az pozisyon guncel takip gerektirir. O pozisyonlarda olanlar zaten pek ortalikta gozukmez, had safhada ukala olduklarindan digerleri ile pek gorunmek istemezler. Diger turlu pozisyonlarda calisanlar da isleri icin gerekli olan birkac kanun ve bankanin kendine has uygulamalari disinda pek birsey bilmez, ogrenmesi de beklenmez. Hatta o uygulamalari neden o sekilde yaptiklarini sorsaniz verebilecek bir cevaplari yoktur. Had safhada sikicidirlar.
Kurumsal kimlik denilen garabetin eseri olan, kendine has abuk kurallari olan sacma bir dunyada yasarlar. Ayni terfi icin birbirlerini yediklerinden dolayi birbirlerinden ciddi olcude nefret ederler. Buna ragmen aralarinda hic kavga olmaz, hatta ucerli beserli gruplar halinde kanka gibi gorunurler. Diger taraftan da birbirlerinin performanslarini dusuk gostermek icin yaptiklarini bozarlar. Bankada calisiyorsaniz islemi yapip bitirdikten sonra dogru yerine kaldirdiginiz dosyanin kaybedildigini gorebilirsiniz. Sizin one gecmenizden tirsan kankaniz, son islemi sizin yaptiginiz fis uzerindeki sicil numarasindan anlasilabilen bir dosyayi kelalaka bir dolaba sokusturmustur. O dosya icin bir baska islem yapmak gerektiginde geriye dogru bakilarak en son islem yapanin siz oldugunuz anlasilir ve ufak capli bir kriz yasarsiniz.
Rekabet hem is hem de ozel hayatta had safhadadir bankaci kadinlar arasinda. Arkadaslarinin uzerinde gordukleri bir kiyafet, bir mucevher ya da yaptiklari tatil onlari cileden cikarabilir. Kadin dunyasinin en igrenc cekismeleri bankaci kadinlar arasinda yasanir. Isleri yogundur, calisma saatleri uzundur, o yuzden doyurucu ve duzenli iliskiler yurutemezler. Dolayisi ile hep mutsuzdurlar, tonla bosanmis ya da evlenmek isteyip de evlenememis bankaci kadin vardir. O huzursuzluklari zaten zamana karsi yarisilan bir ortam olan banka subelerini ve genel mudurlukleri cekilmez hale getirir. Amir pozisyonundaki bir kadinin en buyuk korkusu memurunun kendininkinden daha yakisikli ya da daha zengin bir adamla birlikte olmasidir, hatta bir sevgilisinin olmasidir. Bir sevgiliniz olmaya gorsun, evde kalmis kakalak amiriniz size dunyayi dar eder. Butun fazla mesailerin abonesi olursunuz, en ufak bir yanlisinizda "kafan nerelerde"nin kibarcasina maruz kalirsiniz. Zaten en sinir bozucu olan da kimsenin soyle agiz tadiyla adam gibi kavga etmemesidir. Kimse sesini yukseltmez, kimse kimseye hakaret etmez ama kadinlara has igneleme ve itin g.tune sokma metodlari ile caniniza okurlar. Her isinizde mutlaka bir zorluk cikarir, sizi sindirmeye calisirlar.
Tecrube ile sabittir ki, zaten berbat ortami olan bankalari daha da cekilmez hale getirir bu kadinlar.
bence onları en güzel özetleyen cümledir:''bankada çalışan kadınların neden bu kadar güzel ve bakımlı olmaları gerektiğini yavaş yavaş çözüyordu. para güzel kadınlara çok daha rahat emanet ediliyordu. hiçbir milyarderin karısı çirkin değildi mesela. erkek parasını güzel kadınlara harcayabildiğinde mutlu oluyordu. bu yüzden para her zaman çirkin kalacaktı.'' Hayalperest-Ali Cem Özdemir
harç parası yatıracağım zamanlarda bana kul köle olan özellikle gişede bulunan tatlı hatunlardır.*
- ii günler harç yatıracaktım
+ peki ne kadar yatıracaksınız?
- 500 ytlcik
+ hmm çok zenginsiniz anlaşılan
- tabi kızım denizde kum bende para
+ aa ama 502 ytl yatırmanız gerekiyormuş, bozuk para verirseniz sevinirim
- yapma yaa bir saniye telefonum çaldı herhalde, -alo rıfkı 2 ytl getir lan bankaya-
sivri burun ayakkabısı her zaman vardır, o ayakkabının içine siyah naylon çorap giyerler.* makyaj düzgündür, güzel kokarlar. parmaklar uzun ince, tırnaklar ojelidir.*
evlendiğinde evine çok vakit ayıramayacak, eğer erkek çocuğu olursa 8 yaşında kahvaltı hazırlamayı, 10 yaşında patates kızartmayı, makarna yapmayı, 12 yaşında tost hazırlamayı, çay demlemeyi, 15 yaşında her çeşit pilav türünü yapabilmeyi, 18 yaşında ise nohut, patlıcan, kuru fasulye, her türlü et yemeği yapmayı öğrenecektir. speciali ise yıl başlarında hindi doldurmak olacaktır.
nereden mi biliiyorum biliyorum işte sözlük.
bizden uzak allah'a yakın olsun kadınları. aslına bakarsanız erkekleri için de böyle düşünebiliriz.
ünlü bir konya atasözü derki: "oğlum asla ve katta bankacı kız alma"..bu atasözü için doğru kelimesi manayı betimlemede yetersiz kalır. bankacı kız alınmaz. zaten çoğu insan bu gerçeğin farkında olduğundan dolayı bankacı kızlarımız genelde 30 yaşını aşmış ve parmakları bomboşdur. o yüzden kendilerini dans kurslarına falan verirler, çoğu 30'undan sonra koca bulma üzerine eğitim veren kurumların kapısını çalarlar. mba denen kurum sırf evde kalmış bankacılar sayesinde varlığını devam ettirebilmektedir.
çoğu ekonomi, politika falan bilmez. tek bildikleri "iyi günler, merhaba, mevduat ve lütfen" kelimelerinin kombinasyonlarından ibarettir.
