Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve ticaret, sanayi, ekonomi alanlarında çeşitli etkinliklerde bulunan kuruluş şeklinde tanımı olan kelime.
Ohhh bu da iş bankası'na girsin! Atm'ye gitmeye üşenip hesaplarım arası her geçişte 6,5 tl ödettiği için çok kızgındım onlara. Daha bu bitmedi, bir ara da kredi kartımın hesap işletim ücretlerinin iadesini alacağım. Yok öyle öğrencinin parasını yemek. Güzel bir gün bugün.
bank/banka "finans kurumu" [ (1850 yılından önce) ]
banker "bankacı" [ Terakki (gazete) (1869) ]
banknot "kâğıt para" [ Ahmet Mithat Ef. (1881) ]
bankamatik [ m (1982) : Türkiye iş Bankası yeni ve çağdaş bir hizmet daha sunuyor: Otomatik Para ödeme makinası Bankamatik. ]
bankerzede [ m (1982) : bankerzedeleri daha fazla bunaltmak, hükümetin kazazedelere yardım kararıyla çelişmektedir ]
bakın bi şey anlatıcam belki mantıklı belki değil bilmiyorum.
üniversiteye başladığım yıl 2-3 tanesi hariç her bankadan hesap açtırıp, banka kartı çıkartmıştım. onun dışında kullandığım 1 bankada hesap vardı. bunun amacı ise yediğim boklar ekstrede gözükmesin diye parayı biriktirip diğer hesaplardan harcayıp anneme yakalanmamaktı. işte beeyle.
ülkemizde genel olarak tefeci, hırsız vs. bir yığın aptal ithamla suçlanılan ticarethane. bankalara tefeci diyen insanların genel olarak kkb puani yerlerdedir. faize ortak oluyorlar diyenlerde genellikle bizim hesaba yuzde kaç faiz verdin bu ay pangaci bey diye gelenler oluyor.
eğer amacınız işimi genişleteyim, sermaye yaratarak istihdam sağlayayım ise banka sizin için babanızdan daha baba arkadaşınızdan daha arkadaştır. ama amaç kredi çekem pavyona gidem konsta yavşayam ise banka hırsızda olur tefecide.
atmleri borcunuzu öderken "bozuğum yok hacıt yea 4 liran bende kalsa olur di mi? *" deyip cebine atan, ama borcunuzu bir gün geciktirdiğinizde "bir daha geciktirme bak iptal ederim kartını ha" diyen, scumbag kurumlar zinciri.