kapitalizme karşı atmadık nutuk bırakmayan, ancak kapitalizmin kalesi olan bankaların reklamında oynayan devrimcilerdir.
(bkz: rutkay aziz)
(bkz: mehmet ali alabora)
coming soon: reklam ajansı sahibi olan devrimcilerden ise ilerleyen günlerde bahsedeceğiz.
kapitalizmin, komünizmin kendisini bile pazarlayabildiği şu dünyada şaşırılmaması gereken devrimcilerdir. yıldızlı berelerden, che tişörtlerinden kaç kişi ekmek yiyor kimbilir...
--spoiler--
necip fazıl, serdengeçti ve nazım aynı koğuştadır. necip fazıl dertlidir bir ora bir bura volta atar sigara üstüne sigara yakar durur, serdengeçti gayet neşeli ve nazım ise tuttuğuna komünizmi anlatır durur. bir gün yine nazım birine komünizmi anlatırken, serdengeçti yanına yaklaşır der ki:
üstat bu komünizm nedir?
nazım kendinden gayet emin derki;
elini sol cebime at.
bizimkisi hemen atar nazım der:
ne buldun?
iki 25 kuruş der.
nazım der birini al serdengeçti alır nazım, gururla:
işte komünizm bu der.
bizimkisi alışır her gün elini nazımın cebine atar ne çıkarsa yarısını alır. bir gün nazıma 50 lira gelir bizimkisi sormadan hemen elini nazımın cebine atar ve yarısını almak ister nazım hemen müdahale eder.
hop hop ne oluyor der.
serdengeçti:
üstat yarısı benim değil miydi der. nazım:
o kadar da uzun boylu değil der serdengeçti orada taşı gediğine kor:
işte! komünizm dedikleri 25 kuruşluk bir şeymiş.
--spoiler--