yeni yapılan liman avm.siyle şehirleşme yolunda önemli adımlar atmış olan balıkesirin nadide ilçelerinden biri. il olacam diye tutturması da ayrı mesele.
Malzemeler:
1 litre üzüm suyu
1/2 kg. şeker
1 çay bardağı nişasta
1 bardak ceviz içi
Hazırlanışı:
Üzüm suyu şeker ve sulandırılmış nişasta yardımıyla kaynatılarak koyu muhallebi kıvamına getirilir. Ceviz içleri ipe dizilerek bu karışımın içine batırılır. Bu esnada "Haydar, Haydar gel sana kızım (...) vereyim." diye bağırılır. Haydar diye seslendikleri rüzgârdır. Böyle bağırınca rüzgarın çıkıp bandırmayı kurutacağına inanılır. Kurutulan bandırmalar kutularda saklanarak gelen misafirlere ikram edilir.
Limanı, istanbul'dan sonra Marmara Denizi'nin en büyük ikinci, Türkiye'nin beşinci büyük limanıdır.
Limanın derinliği 12 metredir ve 20 bin grostona kadar 15 adet gemi aynı anda yükleme-boşaltma yapabilir. Bandırma'nın ihraç ürünleri madenler, piliç eti, yumurta, deniz ve su ürünlerinden oluşmaktadır. Yapılan ticaret hacmi 800 milyon $ kadardır.
aga ve sadıç, bandırma insanı tarafından hitap şekli olarak kullanılır. her cümlenin sonuna be ya eklerler.
denk mi geldi nedir bilmiyorum, genelleme yapmak istemiyorum ama tanıdığım hiç bir bandırmalıyı sevemedim. uzak durmak gerekiyor. en azından kendi açımdan böyle.
3 senemi geçirdiğim, il olma konusunda her yabancıya dert yanan garip insanlara sahip memleket. yazları nemden kışları rüzgarından durulmaz. hiç bulaşmayın.
şehir dışında bir üniversite kazanmam ile son aylarımı geçirdiğim ilçem.
şunu belirtmek isterim ki bandırma gerçekten güzel bir şehir. tabi bunda hangi şehirleri gördüğünüzün de payı çok büyük. en azından benim gördüğüm yerler arasında en iyisiydi.
her bakımdan en iyisiydi hem de. bandırma insanı balıkesir ve diğer ilçelerine göre daha geniştir. daha anlayışlıdır. en önemlisi denizi vardır. içilebilecek çok güzel mekanları da tabii ki.
denize nazır, kristal kafe'de çay keyfi.
sonrasında deniz fenerine yürüyüş.
geri dönüşte meydana gelindiğinde, camlı tezgahlarda satılan adına çocukluğumdan beri ''sokak lahmacunu'' dediğim lahmacundan yemek,
çarşıda küçük bir gezinti öncesi öztaylan'dan dondurma,
çarşı gezilir, derken acıkılır ve tabiki '' çiğ börek '' yenir...
ah bandırma ben seni nasıl anlatsam? kendi memleketimden bile çok biliyor, çok seviyorum seni.
çocukluğum, en mutlu anılarım, kayıplarım, kazançlarım her şeyimsin be ya.
bir sevdadır bandırma. alıştıysanız bir kere ayrılmak çok zor gelir. küçümseyenlere inat bandırma her zaman balıkesirden daha gelişmiş daha modern bir yer olmuştur.
içinde bir fakültesi ve Meslek yüksek okulu ile 6000'e yakın öğrencisi olmasına rağmen Banvit maçları dışında etkinliği olmayan, sanayisi gelişmiş deniz kıyısındaki ilçe.
ahh memleketim.. sürekli gelişmekte olan, feneri iç açan, denizi hoş, manzarası hoş bir ilçedir. Yakın zamanda il olacağı konusunda söyleşiler olmakla birlikte, barları ve kendimi bildim bileli var olan çiğ börekçisi ile ünlü şirincik bir yer. hoşmeri mi de unutmamak gerek .
bir balıkesirli olarak ara sıra gittiğim şehir. ben öyle rüzgar görmedim. benim gibi cüsseli bir herifi bile sendeletiyor lan. 120 km esen rüzgarın ağaçları falan köklemesine şaşırmıyorum artık zira 40 km/saatlik rüzgar beni ne hallere soktu amk. ama balıkesir'den daha moderndir haliyle daha da pahalıdır. yeni yapılan alışveriş merkeziyle balıkesir'dekine koymuştur. içi de güzeldir. yakın şehirlerde oturanlar bir haftasonu gezmeye falan gidip sahilde bir şeyler yiyip geri dönebilirler. ama şehrin içi gerçekten balıkesir'in 10 yıl önceki hali kadar berbat. yollar dar ve bozuk aynı şey kaldırımlar için de geçerli. üst geçitler toz bağlamış geçerken hiç hoş bir görüntü oluşturmuyor misal olarak. bunu da belediye başkanının uzun dönemdir chp'li olup akp hükümetinden ödenek alamamasına bağlıyorum.