ismen bildiğim, lakin hiç kulak kabartmadığım bir gruptu. 22 nisan'da marmara göztepe kampüsündeydiler. konser zamanı sadece müziklerini dinlemek için alana gittiğimde havada uçuşan soda şişelerini gördüm ve sloganları duydum. hoş olmayan görüntülerdi. kendi açımdan bakıyorum, sadece farklı kıtalardan farklı ruhlarla yapılmış bestelere türkçe "devrim" tabanlı sözler yazan bu grubu dinlemek istemiştim sadece. sanmıyorumki konser için alana doluşanlar da çok farklı fikirler içerisinde olsunlar. eğlenmek için, belki biraz ruhlarındaki o coşkunluğu yaşamak için orada olanlar soda şişeleriyle saldırıya uğradılar. bir arkadaşımın da yaptığı ilginç yorum gibi, bir yanda sanat vardı, bir yanda satır. okul bünyesiyse zaten epey gerilimli. belki hiçbir medya kuruluşuna yansımadı ama bu, bu hafta yaşanan ikinci gerilimli olay göztepe'de. zira aynı hafta faşiğin biri simit'te kendisine şerefsiz denildiğini söyleyip tavana 4 el ateş etti. bu silahlar o kampüse nasıl giriyor, o kişi özgüveni bulup nasıl silahı ateşliyor bunlar tabii hep sormamızın istenmediği sorular.
marmara üniversitesinde verdikleri konser, iki ayaklı faşistler tarafından basılan, yüreklerinin tınısını notalara döken kent ozanlarının oluşturduğu, ''babalar neredeyseniz, oradayız'' şiarını sonuna kadar hakeden müzik emekçileri...
ve yaklaşık 6 ay sonra bana ilk entrymi yazdıran gözlerinden öpülesi güzel çocuklardır.
Bu gece odtü film festivali kapsamında sahne alarak, amfiyi bayram alanına çevirmiş eylem bandosu. Mutlaka, şiddetle, kafanıza vura vura tavsiye ediyorum ki canlı dinleyin.''dans etmeden yapılan devrim, devrim değildir'' felsefesine itaatle gençleri dünyayı kurtaracak en asil ideolojilerin çemberinde birleştirmeyi böylesi iyi beceren tayfa'nın önünde saygı ile eğiliyorum. Herkes herşeyleşmeden bugüne vuracak yarını kurup sınıfları kaldıracak, barikatları yıkıp, güneşi doğuracak dostların arasındaydık. Bizim hikayemizi anlattılar. Teşekkürler.
kimseyenot: konser bitimi yüzüne ebleh ebleh bakıp, nasılsın sorusuna karşılık saçmaladığım özhan önder, bana çocukken yanımdan ayırmadığım şans trolünü hatırlatıyorsun, hep böyle güzel gül, kedi canını yediğim.
maya diye de bir şarkıları vardır. O şarkıda dans etmek ayrı güzeldir. Yan babilonu dinleyen insan ise şarkı bittikten sonra bile evin içinde "yan yan yan!!" diye dolaşmıştır.
bir bu grup bir de bunun gibi gevende var. dinledikçe deliriyorum. dinledikçe demek yanlış tabi, birkaç şarkısını böyle acı çekerek falan dinledim biraz. yaptıkları müziğe bir şey demiyorum, beni ilgilendirmez. ama o ses tonu, o neşeli müzik. öyle orada burada sevmediği şeylere bok atan, eleştiren bir insan olmadım hiç. zaten sevmezsen sevme, ne yani. e niye yazıyorum öyleyse. çünkü çok garip bir şekilde, şu adamlara olan sıkıntımı bir şekilde anlatmak istiyorum evrene. last fm de skroplanmış 2-3 parçasını falan sildim arşivimden, o derece rahatsızım. uzaktan melodisini duymak değil, düşünmek bile baş ağrısı yapıyor. nefretim öyle böyle değil.
sırf benim annem cumartesi diye bir şarkı yaptıkları için bile, bundan sonra yapacakları herhangi bir rezillikle dahi asla gözümden düşmeyecek olan grup.
harika grup. yeni dönem protest müziğe soluk getirenler. özellikle yan babilon, benim annem cumartesi, maya, beton millet sakarya ve aim en iyi parçalarıdır
öğrenci prostetoları sonrası ceberut ve zalimane polisini azarlayacağına kollayan başbakan dan ötürü onun da bulanacağı ahmet kaya yı anma gecesi programından çekilen militan ruhlarına hayran olunası devrimci müzik grubu.