söykü projesi ile kalemini keşfetmekten büyük zevk aldığım yazar. adam öyle böyle yazmıyor beyler. büyük ilhamlar alıyorum kendisinin kaleminden. nitekim benim sevdiğim tarza çok uygun yazıyor.
Bugün, Türk Milletinin özgürlük ve vatanı için gerektiğinde neleri feda edebileceğini bir kez daha kanıtladığı bir dönemi simgeleyen 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günüdür. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur sözlerinde ifadesini bulan bu zafer, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüzlük anıtıdır. Milletimizin gönlünde daimi yerini alan şehitlerimiz, ülkemizin bağımsızlığının ve bölünmez bütünlüğünün korunması, huzur ve güven içinde yaşamamız, milli çıkarlarımızın savunulması ve vatanımıza hizmet etmek için canlarını feda etmişlerdir. Üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu vatanı, bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün, vatan sevgimizin, birlik ve bütünlüğümüzün simgeleri olarak, gönlümüzde yaşayan aziz şehitlerimize borçluyuz. Onların, vatan ve millet için yaptığı fedakârlığın değeri, hiçbir şeyle ölçülemeyecek kadar yüce ve büyüktür.
Türk vatanının ve milletinin ebedî varlığı ile devletimizin bölünmez bütünlüğü uğruna gözlerini kırpmadan canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, 18 Mart Şehitler Günü münasebetiyle şükran ve rahmetle anıyoruz.
ve bu yazara sevgilerimi gönderiyorum.
kelimenin tam anlamıyla beyaz troll'dür. Saldırgan, provoke edici üslubu olan ve düşündürücü daha doğrusu beyne kan gitmesini sağlayacak basıncı yaratan yazardır. siyah troll'ler gibi sol frame'nin ırzına geçme gibi bir derdi yoktur.
söykü dergisinin ilk sayısına sunduğu öyküyle beni benden alan yazar. okurken üyküden ziyade konuşmaların düşüncelerin ve diyalogların hepsinin aynı anda aynı yazarın zihninden çıkmış olması, yazarın kendi ruh halindeki ve zihnindeki karmaşıklıkları düzgün bir şekilde yansıtması etkileyici olmuş. tebrik etmek gerek. bu şekilde yazan gerçek anlamda kaç yazar var ki?
not: yanlış anlaşılmasın bu adamın yazılarını sonuna kadar okuyacak kapasitede adam olmadığından, nickaltında hakkında fazla bilgiye sahip değiliz. bu yüzdendir kalitesi hakkında ki yorumum.
basit bir düşünceyi anlatmak için konuyu dallandırıp budaklandırarak, derin gözükmeye çalışan yazarlardan biri. okunma ve dikkat çekme kaygısı güttüğü için de cinsel konulara yönelmekte. bir insan hem entel görünmek hem de okunmak isterse ne yapmalıdır sorusunun cevabını aramakta kendisi.
yazılarının altına yazdığı notlar da aslında ben burada çok derin, zeka ve anlama kapasitesi isteyen şeyler anlattım; lakin yazdıklarımı beğenmediyseniz bunun sorumlusu benim kötü bir yazar olmam değil, sorun sizin algılama anlama seviyenizin düşük olmasındadır gibi notlar düşerek, kendi kendine derin ve anlaşılmaz görünümü vermeye çalışmaktadır.
sıradan bir seks macerasının içerisine gereksiz yere izlediği bir filmden okuduğu bir kitaptan alıntı yapması da ayrıca komik.
kim bilir belki bir taşla bir kaç kuş vuruyordur. sürekli seks maceralarından bahsetmesi bir yandan cinsel açlığını tatmin etme yolu oluyor bir yandan okuduğu kitapları izlediği filmlerin bir işe yaraması için vesile olan bu sözlüğe malzeme oluyordur.
21. yüzyıl insanlarının ne kadar zavallı ve çaresiz bir şekilde kendini kanıtlama peşinde olduğunun, 'ben de bu dünyada yaşıyorum bana da değer verin beni de takdir edin bunun için ne gerekirse yaparım' düşüncesinin tipik bir örneğidir kendisi.
kullandığı ifadeler ve uyarılara bakılırsa hayatta hak ettiği yerlere gelmediğini düşünen bir 'loser' olduğunu anlamak zor değil.
"derin olduğunu bilen kimse kolay anlaşılır olmaya calışır, kalabalıkta derin görünmekten hoşlanan kimse ise anlasılmaz olmaya çalışır. kalabalık dibini göremediği herseyi derin sanır çünkü"