atatürk, 16 mayıs 1919'da istanbul'dan bandırma vapuru ile hareket etti ve 19 mayıs 1919'da samsun'a ayak basarak kurtuluş savaşı'nı başlattı...
bandırma vapuru...
herkes onu bilir, 19 mayıslarda adını anar.
tarihimizde böyle önemli bir yere sahip olan bu kahraman gemi hakkında bildiklerimiz bunlarla sınırlıdır...
teferruatı merak etmeyiz nedense.
bandırma vapuru, iskoçya'nın glasgow şehrindeki mac. ıntyre paisley – huston and cardett gemi tezgahlarında 21 sıra numarası ile üretilen 279 grostonluk yük ve yolcu gemisidir.
1878'de suya indirilen bu geminin ilk adı da "torocaderto"'dur.
bandırma, yani torocaderto ilerleyen yıllarda bir yunan armatöre satılmış ve "kymi" adını almıştır.
bir süre akdeniz'de işletilen gemi, daha sonra bir kez daha el değiştirmiş, lakin bu yeni sahibi ona pek uğurlu gelmemiş, ya da o yeni sahibine uğur getirmemiş, bir fırtına esnasında batmıştır.
filhakika kader bu ya, batan gemi bir süre sonra uzun uğraşlar ve epey bir para harcanarak yeniden yüzdürülmüş ve iyice bir elden geçirilerek yenilenmiş.
yenilendikten sonra da istanbul'da faaliyet gösteren bir komprador şirketi olan "istanbul rama derasimo” firmasına satılmış ve istanbul limanına kaydedilmiştir.
istanbul limanına kaydedilen, lakin battığı için kötü bir şöhrete sahip olan bu gemi, kompradorların bürokrasi ile olan iyi ilişkileri neticesinde devlet-i ali osmani'ye büyük bir meblağ karşılığında kakalanmıştır.
yani glasgow'da 1878'de suya indirilen 279 grostonluk bu gemi, aslında osmanlı'nın son dönemlerinde dönen bir yolsuzluk hikayesinin kahramanıdır.
o zamanki denizcilik işletmeleri olan "idare-i mahsusa" firmasında 19. yüzyılın sonlarında işe başlayan bu "batık gemi", yeniden batmasından korkulduğu için, diğer denizlere nazaran pek de vahşi olmayan marmara'nın "ılıman" sularında çalıştırılmıştır.
daha sonra da bir süre "posta vapuru" olarak hizmet veren gemi adeta bir tarihe tanıklık etmiştir.
girit'in elden çıkması ile, girit'teki türklerin anavatana getirilmesi için kullanılmak istenmişse de, bu "batık gemi" imajı yüzünden ege'ye açılmasına sıcak bakılmamış, girit'teki türkleri anavatana getirme kahramanlığı mertebesine ulaşamamıştır.
zaten 5000 gros tonluk akdeniz ve gülcemal adlı "mübadele gemileri" yanında pek bir cılız kalıyordu bu gemi...
tabi bizim kötü şöhretli batık gemimiz girit dışında trablusgarp ve balkan savaşlarını da görmüş, büyük harp'te de kullanılmıştır.
istanbul'dan çanakkale cephesine asker taşımış, çanakkale'den istanbul'a dönerken de beraberinde pek çok kolsuz, bacaksız, gözsüz, kulaksız ama hepsi de birbirinden şanlı ve mağrur gazilerimizi taşımıştır.
tabi büyük harpten sonra istanbul'a gelen ingilizler, bizim bu kötü şöhretli gemiyi de kontrole gelmişler, niyetleri her şeye olduğu gibi buna da el koymakmış, ama ufak bir tetkikten sonra bu geminin "el koymaya değmeyecek bir mal olduğu" fikir birliğine varıp bizim kötü şöhretli gemiden uzaklaşmışlar, onu osmanlı'ya bırakma nezaketi göstermişlerdir.
eh, kazalar, batmalar, savaşlar, işgaller derken bizimkinin de yaşı "kemal"e ermiş bir şekilde.
bir sefere çıkma durumu hasıl olmuş, ama bu sefer marmara'nın dışına çıkması gerekmekteymiş.
işte bu marmara dışına yapılacak sefer öncesi kaptan ismail hakkı bey bunları düşünüyor, yardımcısı üsküdarlı tahsin kaptan ile gemisinin mazisini konuşuyordu.
o gemi koca bir milletin, türk milleti'nin umudunu taşıyan gemiydi artık.
"panderma..." yani bandırma gemisi...
rıhtımda o'nu gördüklerinde anlamışlardı "bir millete umut olacak, bir millete ışık olacak büyük bir kumandan ve o'nun yanındaki 18 kahramanı" taşıyacaklarını.
karadeniz vız gelirdi artık.
vira bismillah dediler...
çıktılar boğazdan bırakarak peşi sıra kara dumanları.
kara dumanlar geride kalırken önlerinde masmavi ve parlak bir aydınlık vardı...
onlar bu seferlerinde koca bir milletin umudunu, milletin bağrından çıkmış sarı saçlı mavi gözlü mustafa kemal'ini taşıyordu.
onlar ama bilerek, ama bilmeyerek o gün kurtuluş savaşımızı başlatmışlardı.
onların hepsi en az mustafa kemal kadar kahramandı.
1)gemi süvarisi ismail hakkı durusu
2)ikinci kaptan üsküdarlı tahsin kaptan
3)çarkçı başı hacı süleyman
4)gemi katibi ismail
5)lostromo hasan reis
6)serdümen göreleli ali oğlu basri
7)ambarcı rizeli süleyman oğlu mahmut
8)ambarcı silivrili hasan oğlu mehmet
9)tayfa süleyman oğlu cemil
10)tayfa hüseyin oğlu rahmi
11)tayfa mesut oğlu temel
12)kamarot muharrera oğlu hacı tevfik (ulusu)
13)kamarot ibrahim oğlu mehmet
14)kamarot yamağı mustafa oğlu halit
15)ateşçi koyunhisarlı yusuf oğlu halit
16)ateşçi rizeli arif oğlu mansur
17)ateşçi osman oğlu hacı hamdi
18)kömürcü hasan oğlu mehmet
19)kömürcü mehmet ali oğlu ömer faik
20)vinçci ismail hakkı
21)vinçci ali oğlu galip
ruhları şad, mekanları cennet olsun.
bandırma vapuru'nun, o kahraman gemimizin kısaca tarihçesini anlatmaya çalıştım sizlere.
umarım bundan böyle, "bandırma vapuru" denildiğinde alelade bir gemi gelmez aklınıza.
bu sözlükte atatürk e laf atan yazarların, kendi kurtaracılarına laf atabilecek kadar özgür olmalarını sağlayan adamı taşıyan, atatürk ü taşıyan vapur.
Bugün 19 Mayıs... Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının, Kurtuluş Savaşı' yla başlayıp, cumhuriyetin kurulmasına dek uzanacak zorlu yolculuklarına çıktıkları günün tam doksan üçüncü yıldönümü...
Şimdi aşağıdaki isimleri okuyun:
Üçüncü Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet.
Kurmay Başkanı Albay Kazım Beyefendi. (General Kazım Dirik, 1880-1941)
Sağlık Müfettişi Albay ibrahim Tali. (Milletvekili ve elçi, tıp doktoru. 1875-1952)
Kurmay Binbaşı Arif Bey. (Ayıcı Arif Bey, 1882-1926)
Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey. (Asker ve Büyükelçi Hüsrev Gerede, 1886-1962)
Topçu Müfettişi Binbaşı Kemal Bey. (Korgeneral Kemal Doğan, 1879-1951)
Sıhhiye Müfettiş Muavini Binbaşı Refik Bey. (Başbakan Dr. Refik Saydam, 1881-1942)
Yaver Piyade Yüzbaşı Cevad Efendi. (Atatürk' ün yaveri ve milletvekili. Cevad Abbas Gürer,1887-1943)
Yaver Piyade Yüzbaşı Mustafa Efendi. (Tokat Milletvekili Mustafa Sabri Süsoy, 1876-1934)
Piyade Yüzbaşı Ali Şevket Efendi. (Gümüşhane Milletvekili Ali Şevket Öndersev, 1884-1940)
Piyade Yüzbaşı Mümtaz Efendi. (Yüzbaşı Ali Mümtaz Tünay 1886-1946)
Piyade Yüzbaşı ismail Hakkı Efendi. (Başbakanlık Özel Kalem Müdürü ismail Hakkı Ede, 1886-1943)
Tabib Yüzbaşı Behçet Efendi.
Piyade Asteğmen Hayati Efendi. (Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hayati Bey, 1892-1926)
Piyade Asteğmen Arif Hikmet Efendi. (Tümgeneral Arif Hikmet Gerçekçi, 1894-1970)
Yaver Topçu Üsteğmen Muzaffer Efendi. (Atatürk' ün emir subayı ve Giresun Milletvekili)
Muzaffer Kılıç. (1897-1959)
Asteğmen Abdullah Efendi.
Adli müşavir Ali Rıza Bey.
Tabur hesap memuru Rahmi Efendi.
Tabur hesap memuru Ahmed Nuri Efendi.
Katip Faik Efendi. (Sağlık Bakanlığı memuru Faik Aybars, 1880-1945)
Yedek subay Tahir Efendi.
Katip Memduh Efendi. (Cumhurbaşkanlığı memuru Memduh Atasev 1895-1930)
Kaçını tanıyorsunuz?
En fazla üçünü, belki dördünü. Eminim ki çoğunun adını ilk kez okuyorsunuz! Bu isimlerin tamamı, Mustafa Kemal' in, 16 Mayıs 1919' da Kızkulesi önünde bindiği ve 19 19 Mayıs' ta Samsun' da indiği Bandırma gemisinin diğer yolcuları...
O yolculuğun yapıldığı geminin mürettebatını da hatırlayalım:
* ismail Hakkı (Durusu), Süvari.
* Üsküdarlı Tahsin, ikinci kaptan.
* Hacı Süleyman, Başçarkçı.
* ismail, Katip.
* Hasan Reis, Lostromo.
* Göreleli Şükrü oğlu Temel, Serdümen.
* Ali oğlu Basri, Serdümen.
* Süleyman oğlu Mahmut, ambarcı.
* Hasan oğlu Ahmet, ambarcı.
* Süleyman oğlu Cemil, tayfa.
* Hüseyin oğlu Rahmi, tayfa.
* Mesut oğlu Temel, tayfa.
* Muharrem oğlu Hacı Tevfik (Ulusu), Birinci Kamarot.
* ibrahim oğlu Mehmet, Kamarot.
* Mustafa oğlu Hamit, kamarot yamağı.
* Yusuf oğlu Halit, ateşçi.
* Arif oğlu Mansur, ateşçi.
* Osman oğlu Hamdi, aşçı.
* Hasan oğlu Mehmet, kömürcü.
* Mehmet Ali oğlu Ömer Faik, kömürcü.
* ismail Hakkı, vinççi.
* Ali oğlu Galip, vinççi.
Bu 46 kişi, idamı göze alarak çıktı o yola...
Ve karşılığında hiçbir çıkar beklemediler...
O kadar beklemediler ki, Atatürk 1 Temmuz 1927' de ilk kez istanbul' a ayak bastığında Bandırma Vapuru' nun kaptanı ismail Hakkı Bey' i Dolmabahçe Sarayı' na davet etti. Ancak ismail Hakkı Bey, bu davete gitmedi. Sonra yine davet edildi; yine gitmedi!
Neden biliyor musunuz?
Hizmetine karşılık para ya da makam verilebileceğinden endişe duyduğu için... O memleket sevdası dolu yolculuğa gölge düşmesini istemedi!
bir dizi ümmetçi şaklaban tarafından atatürk'ün anadolu devrimini gölgelemek amaçlı sistematik bir şekilde başka aidiyetler yüklenmeye çalışılan kahraman gemi...
karadeniz'in hırçın dalgalarıyla boğuştuğu 4 gün zarfında, sönmüş ocaklara umut aşılayan, anadolu devrimini ateşleyen demirden kahraman...
yıllardır öğrettikleri sonucunda tahayyül dünyamızda yıkık, harap, bitap bir osmanlı teşkilatı gemisi.
atatürk bununla çok ama çok büyük tehlikeler atlatarak samsun'a çıkmış ve ülkeyi kurtarmıştır. giderken gemi o kadar bitah bir durumdaymış ki, atatürk ve heyeti ölümlerden dönmüşler. o kadar güçlük aşıp kurtarmışlar yani ülkeyi. osmanlı'ya ait olan ve sevmediğim tek nesnedir aynı zamanda. bu gemi osmanlı imparatorluğu'na ait olup osmanlı'nın sonuna vesile olan bir gemidir. o yüzden, forza ada vapuru
Gemi 1878 yılında iskoçya'nın Glasgow kentinde yolcu ve yük gemisi olarak inşa edilmiştir. 1894 yılında o zamanki Deniz Yolları işletmesi anlamına gelen idare-i Mahsusa'ya nakledilmiş ve Türk bayrağı çekilerek, adı Panderma olarak değiştirilmiştir. Marmara Denizi kıyılarında, Tekirdağ, Mürefte, Şarköy, Karabiga, Erdek arasında yük ve yolcu seferleri yapmıştır.idare-i Mahsusanın statü değiştirerek 28 Ekim 1910 yılında Osmanlı Seyrüsefain idaresi olunca geminin adı Bandırma olarak değiştirilerek posta vapuru haline getirilmiştir.
19 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk ve Silah Arkadaşlarını Samsun'a getirdikten sonra yine posta hizmetlerine devam etmiştir. 1924 yılında Türkiye Seyrüsefain idaresi tarafından hizmet dışı bırakılmıştır. 1925 yılında gemi Bozmacı ilhami isimli Türk armatöre satılmış, ve aynı armatör tarafından 4 ay içinde hurda olarak parçalanmıştır. diyor kaynaklar.
orjinal projesine sadık kalınarak yeniden inşa edilmiş ve 2003 yılında recep tayyip erdoğan tarafından hizmete açılsa da aslı saklanmalıydı diyedüşünüyorum.
parçalanması için şunu söyleyebilirim ki daha o senelerden tarihimize sahip çıkmak yerine onu derinlere gömmek için uğraşanlar varmış, tıpkı şimdilerde aramızda dolaşanlar gibi. yazık olmuş koskoca bir ülkenin kurtuluş savaşını önderlik eden koca gemiye.
Tarihlerimize "BAndırma" olarak geçen gemi, denizcilik alanında dünyanın en güçlü sigorta şirketi Lloyds'un arşivindeki kayıtlara göre, 1878'de iskoçya'nın Paisley bölgesindeki MacIntyre şirketi tarafından Hutson and Cardett tezgahlarında 21 sıra numarasıyla yolcu ve yük vapuru olarak inşa edildi.
279 grostondu, demir uskurluydu, hem yelken hem buhar donanımlıydı, uzunluğu 48 metre 90 santim, genişliği 6 metre idi.
Gemiye denize indirildiği sırada verilen isim "Trocadero" idi. ilk sahibi Dousey and Robinson şirketi, Trocadero'yu beş sene kullandıktan sonra 1883'te Yunanlı armatör Psicha'ya sattı. psicha, geminin o zamana kadar Londra'da olan kaydını Yunanistan'ın Pire Limanına nakletti, iki sene sonra da adını değiştirdi ve "kymi" yaptı. "Kymi", Yunanca'da "dalga" demekti.
Psicha, "Dalga"yı sadece beş sene kullandı ve 1890'da Andreadis isminde bir başka Yunanlı armatöre ait olan "Rama P. Derasimo - istanbul" şirketine sattı. "Dalga"nın Pire limanındaki kayıt ve el değiştirme maceraları 1894'te nihayet buldu: O zamanların Türk Denizyolları işletmesi olan "idare-i Mahsusa" gemiyi satın alıp istanbul'a getirdi, Pire'deki kaydını da istanbul limanına nakletti, ismi yeniden değiştirildi ve "Kymi" "Panderma" yapıldı. idare-i Mahsusa'nın adı 1910'da "Osmanlı seyrüsefain idaresi" yani "osmanlı Denizcilik işletmesi" olunca "Panderma" da "bandırma" ya çevrildi ve posta vapuru haline getirildi.
Gemi bütün bu sahip ve isim değişiklikleri sırasında bir kaç defa batma tehlikesi geçirdi. 1891'in 12 Aralık'ında Erdek'te seyrederken kayalara çarptı ve güç bela yüzdürüldü. 1915 Mayıs'ında Mürefte - Şarköy açıklarında bu defa E-11 modeli bir ingiliz Denizaltısına çattı; yediği torpil yüzünden tekrar bir batma tehlikesi geçirdi. Bandırma 1919'daki Samsun seferinden sonra eski görevi olan posta hizmetine döndü. Ama artık iyice yaşlanmıştı ve motoru 1925 yılında büyük bir arıza yaptı. Bir kaç ay boyunca tamirine çalışıldı ama astarının yüzünden pahalıya geleceğini gören zamanın Denizyolları idaresi, gemiyi hurda fiyatına elden çıkarttı. Bandırma, o devrin en meşhur gemi sökücüsü ilhami Bey'e satıldı. Sonraları "Söker" soyadını alacak olan ilhami Bey gemiyi Haliç'teki söküm tezgahına çekti ve tam dört ayda söktü. (Habertürk - Murat Bardakçı)