bana yine masal anlatır mısın baba

entry3 galeri0
    3.
  1. babasının ses tonunu bile hatırlamayanlarından yanında şanslı olan kişi söylemi.
    0 ...
  2. 2.
  3. Babamı bir farklı sevdim, kız çocukları babaya düşkün derler, belki budur sebep.
    Babamı bir farklı sevdim, çünkü çoğu konuda aynıydık, aynı düşünen, aynı duyguları paylaşan iki insan.
    ikimizde komiktik, ikimizde inatçı, ikimizde kinci ama bir o kadar duygusal.

    Bu yüzden, babamın bir bakışı yeterdi benim için, o bakış beni durdurmaya yeterdi.
    Benim ise suskunluğum çıldırtırdı onu.
    Ama aramızdaki çekim ne kadar büyük olsa da bir kere bile oturup babamla öyle günümün nasıl geçtiğinin muhabbetini yapmazdım.

    Bir gün annemle kavga etmiştim, kanlı bıçaklı.
    aldı karşısına konuştu, gözlerime baktı:

    - Kızım, annen lan o senin!
    - Beni deli ediyor, hele o mimikleri yok mu!
    - Olsun, annedir o, candır. Ben hiç aldatmadım anneni..
    - Gerçekten mi?
    - Evet, çok sevdim, 2 sene koştum peşinden. O kadar güzeldi ki...
    - Senin de altta kalır yanın yokmuş.
    - E yakışıklıydık tabi!
    - Hala öylesin.
    - Bir gün ikimizden birine bir şey olursa, bana olsun tamam mı kızım?
    - Baba, şu an saçmalıyorsun!
    - Çünkü ben size bakamam. Ben sizi bu yaşa kadar büyüttüm ettim, ama o kadının üzerinizdeki emeği benimki kadar olamaz. Üzme o kadını, ben size bakamam, beceremem ama o bakar.
    - Baba..
    - Evin direği o, benden çok o...

    Gözlerinden ilk yaşı düşürdüğü an, o andı babamın. Elimin tersi ile yaşlarını silip, baba seni çok seviyorum diye boynuna atlamak istedim, ama yapamadım. Ben hiç karşısına geçip, ona onu ne kadar çok sevdiğimi söyleyemedim, sadece sarılırdım, o anlardı. Öyle bir sarılırdım ki, içime sokacak gibi olurdu, bakardım gözlerine. O onu sevdiğimi anlardı.

    Evin direği, annemdi evet. Babamın alkole olan zaafı otoriteyi anneme vermişti uzun yıllar önce. Bir ben bilirdim, annem kanepede sızmışken, babam eve geldiği zaman, yere yığılacak gibiyken, kolunun altına girip, yatağına yatırdığımı, banyoda elini yüzünü yıkarken yere düştüğünü, o kilolu adamı sürükleyerek yatağına götürdüğümü, ben bilirdim. Babamla aramızdaki bağ farklı oldu her zaman.

    Bir gün ben çok küçükken, bir kere vurdu ablama, bir kere!
    Nasıl da oturmuştu içime, gözümdeki baba figürünü nasıl da zedelemişti, ama ruh ikizimdi sanki. Karşısına oturduğumda, gözlerini görmeliydiniz, kalbi ağlıyordu, bin parça olmuş kalbi, o sigarayı içerken elleri nasıl da titriyordu. Kolay değildi; bu devirde iki kız çocuğu yetiştirmek, hiç kolay değildi.

    Bir başka adamdı benim babam. O sert görünüşün altında şemsiyeye şemşiye diyen adamdı. Hastalandığımda başımdan ayrılmayan adam, gözlerim kapalı bilirim her saat başı kalkıp bana baktığını, ateşime bakıp, üstümü örttüğünü. işteyken günde 30 defa arayıp bir şey lazım mı diye soran ama asıl nasıl olduğumu merak eden adamdı benim babam.

    Küçükken rakının sonuna serçe parmağını batırıp bana emdiren adamdı babam, Eve geldiğinde o kazakları rakı kokardı. Hiç parfümünü bilmezdim babamın, onun parfümü rakı ve sigara kokusuydu. Ve yakışırdı tenine. Yakışırdı baba. Küçükken saçlarımı kuruturdun hatırlıyor musun baba? Önüne otururdum, sen kurutup tarardın birbirine girmiş saçlarımı.
    Ben hiç sevmezdim taramayı, sen tarardın, canım acırdı, olmaz böyle taranmalı bu saçlar derdin.
    Baba, saçlarımın arasında hala parmak izlerin...
    Ben hala taramıyorum o saçları. Küfür nedir senden öğrendim ben baba. Küfür bu kadar mı yakışır bir adamın ağzına...
    Yakışıyordu, o bıyıklarının altından çıkan o argo kelimeler gülümsetiyordu beni.
    Ben küfür etmeyi senden öğrendim baba.
    Bana da yakışıyor senin gibi bilir misin..

    yıllar geçti..
    sessiz ve sensiz hala bu şehir.
    son bir isteğim var senden..
    bana yine masal anlatır mısın baba?
    3 ...
  4. 1.
  5. büyüdüğünü bilip de kabullenmemek.
    masallarla hülyalara daldığı günleri deliler gibi özlemek.
    babanın kolunun kanadının altına sığınma, saklanma isteği...
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük