insanı bunalımdan bunalıma sürükleyen, dipten dibe vurduran cem adrian şarkısı.
senin yerine haykırır söyleyemediklerini. dönüp kendine bakarsın ama tanıyamazsın. çığlıklara boğulur sanki her hücren, kim bu aynada gördüğüm?
"sildim, çıkardım, yüzümden kazıdım yüzüme çizdiğin o siyah derin yazıları. acımıyor ellerim avuçlarım. acıtmıyor hiç bir şey"
(yalan! her biri yerli yerinde ve öylesine acıtıyor ki canımı)
"kustum, tükürdüm içimde senden kalan o keskin o acıtan hatıraları. acımıyor tenim, ve acımıyor dokunduğun yerler"
(yalan! hiç birini atamadım içimden, hepsi bir film sahnesi gibi gözümün önünde. ve en çok... en çok dokunduğun yerler acıyor...)
"söktün. defalarca diktim o küçük ellerinle açtığın ve sızlayan bütün yaralarımı. acımıyor artık kalbim"
(yalan! bir bir kanıyor bütün yaralarım, atmıyor artık kalbim...)
günün hangi saati olursa olsun melankoliye bağlamaz insanı,üzmez! hırs ,acı nefret büyür büyür içinde...dinlerken çaresizlikle ,hesap sorma arasında kaldığın en ince çizgiye götürür insanı...
bugün günlerden hiç benim adım yok. kanatlanıyor içimden binlerce siyah kelebek. savruluyor rüzgârda yaprak gibi..
kalbim, uzaklarda bir yerde. kalbim kayıp. karanlığa dokunabiliyor sanki ellerim.. sadece sesler duyuyorum.. ayak sesleri uzaklarda.. susuyorum, sessizlik keskin.. bekliyorum,beklemek keskin..
burdan gitmem gerek. her şeyi unutmam gerek.
acımıyor bileklerim, acımıyor hiç. acımıyor ellerim avuçlarım, acıtmıyor hiçbir şey.
acımıyor tenim, ve acımıyor dokunduğun yerler. acımıyor artık kalbim.
kalbim..
sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ellerimin izlerini.
sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki kaderimin sökülüşünü
sadece sessizce durup öylece izlemek istedim bir meleğin ellerindeki kalbimi
sadece öylece durup sessizce izlemeyi istedim, sadece bir meleği sevmeyi.
hep bir şey eksik gibi ve hep bir şey yarım ve hep bir şey yok artık sanki.
ne bir ışık var ne de bir şarkı artık sokaklarında bu kaybetmiş şehrin.. ne bir isim var duvarlarında, ahh ne de okunabilen bir cümle.
sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ölümümü.
öyle beyaz, öyle maviydi ki.. öyle güzeldi ki ve öyle.. öyle masum ama öyle yanlış öyle öyle yanlış ki ve öyle
ve öyle çocuk.
kalbim
tüm maviler kirli şimdi ve tüm beyazlar utanç içinde ve sadece uyumak..
uyumak istiyorum
dinlenerek eskitilemeyendir. Ruhun nirvanasıdır bir bakıma.
"kestim, akıttım, damarlarımdaki kanımda akan o kirli siyah yalanları! olmadı!
sildim, çıkardım, yüzümden kazıdım yüzüme çizdiğin o siyah derin yazıları! olmadı!
kustum, tükürdüm içimde senden kalan o keskin o acıtan hatıraları! olmadı!
söktün,defalarca diktim o küçük ellerinle açtığın ve sızlayan bütün yaralarımı! olmadı!
bana ne yaptın, ne yaptın çocuk?
bunu niye yaptın, niye yaptın çocuk?"
Vurucu cem adrian şarkısı. Durup dururken, keyfimiz yerindeyken, aniden aklımıza gelir, içimizden biri "tüm maviler kirli şimdi , tüm beyazlar utanç içinde ve sadece uyumak istiyorum.." der. Dayanamaz açar dinleriz hemen. Ağlamayız ama gülemeyiz de... Dağıtır insanı..
Bu başlığı arattığımda niyetim, şarkının sözlerini şarkıyı bir kez daha dinleyip tadını çıkararak buraya yazmaktı. Fakat tabi ki bu zevke benden önce intikal edenler olmuş. Ellerine sağlık.
cem adrian'ın ne kadar güzel işler yapabildiğinin kanıtıdır. ama çok ağırdır bu şarkı, yerde kıvranın insana son darbeyi vurandır. çok acımasız, yani uzak durulması gereken türden bir şarkı.
--spoiler--
bugün günlerden hiç.
benim adım yok.
kanatlanıyor içimden binlerce siyah kelebek.
savruluyor rüzgarda yaprak gibi,
kalbim,
uzaklarda bir yerde.
kalbim,
kayıp.
sessiz, yorgun, ağır, gözkapaklarım kapanıyor yine,
yine,
karanlığa dokunabiliyor sanki ellerim.
yıkık, dökük, bu şehrin duvarları birer birer üstüme yıkılıyor yine,
sadece sesler duyuyorum.
yine,
ayak sesleri uzaklardan.
kuş sürüleri terk ederken bu şehri, ardında yoksul ve kimsesiz çocuk gibi bırakıyor yine,
susuyorum.
yine,
sessizlik keskin.
ve sonbahar sinsice yaklaşarak peşinde köpek gibi bir yalnızlığı üstüme sürüklüyor yine,
bekliyorum.
yine,
beklemek keskin.
sözler hep yalan! yeminleri unut!
bir veda bir sebepsiz tokat gibi çarpıyor yine,
burdan gitmem gerek.
yüzüme,
şarkılar yalan! duyduklarını unut!
bir hikaye rüzgarın ellerinde savruluyor yine,
herşeyi unutmam gerek.
yine!
kestim! akıttım! damarlarımdaki kanımda akan o kirli siyah yalanları!
acımıyor bileklerim.
olmadı!
acımıyor hiç!
sildim! çıkardım! yüzümden kazıdım yüzüme çizdiğin o siyah derin yazıları!
acımıyor ellerim, avuçlarım.
olmadı!
acıtmıyor hiçbir şey.
kustum! tükürdüm içimde senden kalan o keskin o acıtan hatıraları!
acımıyor tenim ve acımıyor.
olmadı!
dokunduğun yerler.
söktün!
defalarca diktim o küçük ellerinle açtığın ve sızlayan bütün yaralarımı!
acımıyor artık kalbim.
olmadı!
kalbim.
bana ne yaptın,
ne yaptın,
ne yaptın,
ne yaptın çocuk!
sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ellerimin izlerini.
bana ne yaptın,
ne yaptın,
ne yaptın,
ne yaptın çocuk!
sadece sessizce durup öylece izlemek istedim bir meleğin ellerindeki kalbimi.
niye yaptın,
niye yaptın,
niye yaptın ah, çocuk!
sadece öylece durup sessizce izlemeyi istedim, sadece bir meleği sevmeyi.
göremiyorum, duyamıyorum artık dokunamıyorum çocuk!
hep bir şey eksik gibi ve hep bir şey yarım ve hep bir şey yok artık sanki.
anlatamıyorum anlatamıyorum artık ağlayamıyorum çocuk!
ne bir ışık var, ne de bir şarkı artık sokaklarında bu kaybetmiş şehrin.
inanmıyorum inanmıyorum artık inanamıyorum çocuk!
ne bir isim var duvarlarında, ne de okunabilen bir cümle.
bilmiyorum bilmiyorum artık sevemiyorum çocuk!
sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ölümümü.
ne yağmur ne kar ne yüzüme vuran rüzgar, canımı yakan acıtan sonbahar daha dinmedi çocuk!
öyle beyaz ve öyle..
seni silmedi çocuk!
öyle maviydi ki.
alev alev yanan kirpiklerinden saçılan kıvılcımlarınla başlayan
bu yangın daha sönmedi çocuk!
öyle güzeldi ki ve öyle,
sönemedi çocuk!
öyle masum ama.
bu viran şehirde, bu viran hikaye henüz bitmedi! bitmedi bitmedi bitmedi çocuk!
öyle yanlış öyle,
bitemedi çocuk!
öyle yanlış ki ve öyle..
bu aciz şarkılar, bu aciz dualar seni geri getirmedi getirmedi getirmedi çocuk!
ve öyle çocuk.
dönmedin çocuk!
kalbim.
bana ne yaptın,
ne yaptın,
ne yaptın,
ne yaptın çocuk!
tüm maviler kirli şimdi ve tüm beyazlar utanç içinde ve sadece uyumak,
bunu niye yaptın,
niye yaptın,
niye yaptın,
niye yaptın çocuk.
uyumak istiyorum.
--spoiler--
cem adrian'ın iç kanırtan şaheseri. bir hikaye dinler gibi, tekrar ve tekrar dinletir kendini. bilhassa "bitmedi bitmedi bitmedi çocuk, bitemedi çocuk" kısmındaki çift t'li vurgularına hastayım. bitemedi değil bitttemedi yani. birhan keskin şiirlerindeki gibi.
Beni duyduğum anda ağlatabilen.Aşık olunan kişinin yüzüne bana ne yaptın diye haykırılası şarkı.
Tüm maviler kirli şimdi ve tüm beyazlar utanç içinde ve sadece uyumak,uyumak istiyorum.