göremiyorum, duyamıyorum artık dokunamıyorum çocuk!
hep bir şey eksik gibi ve hep bir şey yarım ve hep bir şey yok artık sanki.
anlatamıyorum anlatamıyorum artık ağlayamıyorum çocuk!
ne bir ışık var, ne de bir şarkı artık sokaklarında bu kaybetmiş şehrin.
inanmıyorum inanmıyorum artık inanamıyorum çocuk!
ne bir isim var duvarlarında, ne de okunabilen bir cümle.
bilmiyorum bilmiyorum artık sevemiyorum çocuk!
Gözlerimdeki nemli bulutlar
Denizlere musallat olmuş
Avuçlarıma dökülüyor kiraz çiçekleri
Söylesene yar ne yaptın bana
Ve hangi gecenin çalıntı aydınlığında
Mor salkımlara salınıyorum
Gel deseydin gelirdim oysa
Biliyorsun
Bugün de aynama
Merhabamı astım
Yanlızlıklar bilet keserken
Çaldığın yaşamıma
Bilemezsin ne muhteşemdir
Güneşe durmak
Esmer hasretin olmasa
Her saat tıkırtısında çat kapı
Karşımda durma
Nedir bu günahın bedeli
Hain ellerin bedenimin üzerinde
Sallanıyorum hüzzamın boşluğuna
Sökülüyor acemi dikiş gibi
Yırtıklarından gökyüzü
Dünkü zamanlarımdaydı
Sana ait düşüncelerim
Söylesene yar ne yaptın bana
Üstüme seller iniyor
Gözlerime gün batımı
Çekip gidiyorsun her seferinde
Ben aynı durakta aşk kırmızısı
Kalanların üstüne deviriyorum geceleri
Ateşle kor arası
Acıma savaşı veriyor gülüşlerim
Yangınla kül arası
Adın efkarımda en çığırtkanlığıyla
Ne desem yok faydası
Damlama kirpiklerimden artık yeter
Kaldır üstüme örtüklerinin siyahını
Neden hep dudak kıvrılmalarımdasın
Söylesene yar bana ne yaptın
Ah bana ne yaptın.
Beni duyduğum anda ağlatabilen.Aşık olunan kişinin yüzüne bana ne yaptın diye haykırılası şarkı.
Tüm maviler kirli şimdi ve tüm beyazlar utanç içinde ve sadece uyumak,uyumak istiyorum.
cem adrian'ın iç kanırtan şaheseri. bir hikaye dinler gibi, tekrar ve tekrar dinletir kendini. bilhassa "bitmedi bitmedi bitmedi çocuk, bitemedi çocuk" kısmındaki çift t'li vurgularına hastayım. bitemedi değil bitttemedi yani. birhan keskin şiirlerindeki gibi.
cem adrian'ın ne kadar güzel işler yapabildiğinin kanıtıdır. ama çok ağırdır bu şarkı, yerde kıvranın insana son darbeyi vurandır. çok acımasız, yani uzak durulması gereken türden bir şarkı.
--spoiler--
bugün günlerden hiç.
benim adım yok.
kanatlanıyor içimden binlerce siyah kelebek.
savruluyor rüzgarda yaprak gibi,
kalbim,
uzaklarda bir yerde.
kalbim,
kayıp.
sessiz, yorgun, ağır, gözkapaklarım kapanıyor yine,
yine,
karanlığa dokunabiliyor sanki ellerim.
yıkık, dökük, bu şehrin duvarları birer birer üstüme yıkılıyor yine,
sadece sesler duyuyorum.
yine,
ayak sesleri uzaklardan.
kuş sürüleri terk ederken bu şehri, ardında yoksul ve kimsesiz çocuk gibi bırakıyor yine,
susuyorum.
yine,
sessizlik keskin.
ve sonbahar sinsice yaklaşarak peşinde köpek gibi bir yalnızlığı üstüme sürüklüyor yine,
bekliyorum.
yine,
beklemek keskin.
sözler hep yalan! yeminleri unut!
bir veda bir sebepsiz tokat gibi çarpıyor yine,
burdan gitmem gerek.
yüzüme,
şarkılar yalan! duyduklarını unut!
bir hikaye rüzgarın ellerinde savruluyor yine,
herşeyi unutmam gerek.
yine!
kestim! akıttım! damarlarımdaki kanımda akan o kirli siyah yalanları!
acımıyor bileklerim.
olmadı!
acımıyor hiç!
sildim! çıkardım! yüzümden kazıdım yüzüme çizdiğin o siyah derin yazıları!
acımıyor ellerim, avuçlarım.
olmadı!
acıtmıyor hiçbir şey.
kustum! tükürdüm içimde senden kalan o keskin o acıtan hatıraları!
acımıyor tenim ve acımıyor.
olmadı!
dokunduğun yerler.
söktün!
defalarca diktim o küçük ellerinle açtığın ve sızlayan bütün yaralarımı!
acımıyor artık kalbim.
olmadı!
kalbim.
bana ne yaptın,
ne yaptın,
ne yaptın,
ne yaptın çocuk!
sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ellerimin izlerini.
bana ne yaptın,
ne yaptın,
ne yaptın,
ne yaptın çocuk!
sadece sessizce durup öylece izlemek istedim bir meleğin ellerindeki kalbimi.
niye yaptın,
niye yaptın,
niye yaptın ah, çocuk!
sadece öylece durup sessizce izlemeyi istedim, sadece bir meleği sevmeyi.
göremiyorum, duyamıyorum artık dokunamıyorum çocuk!
hep bir şey eksik gibi ve hep bir şey yarım ve hep bir şey yok artık sanki.
anlatamıyorum anlatamıyorum artık ağlayamıyorum çocuk!
ne bir ışık var, ne de bir şarkı artık sokaklarında bu kaybetmiş şehrin.
inanmıyorum inanmıyorum artık inanamıyorum çocuk!
ne bir isim var duvarlarında, ne de okunabilen bir cümle.
bilmiyorum bilmiyorum artık sevemiyorum çocuk!
sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ölümümü.
ne yağmur ne kar ne yüzüme vuran rüzgar, canımı yakan acıtan sonbahar daha dinmedi çocuk!
öyle beyaz ve öyle..
seni silmedi çocuk!
öyle maviydi ki.
alev alev yanan kirpiklerinden saçılan kıvılcımlarınla başlayan
bu yangın daha sönmedi çocuk!
öyle güzeldi ki ve öyle,
sönemedi çocuk!
öyle masum ama.
bu viran şehirde, bu viran hikaye henüz bitmedi! bitmedi bitmedi bitmedi çocuk!
öyle yanlış öyle,
bitemedi çocuk!
öyle yanlış ki ve öyle..
bu aciz şarkılar, bu aciz dualar seni geri getirmedi getirmedi getirmedi çocuk!
ve öyle çocuk.
dönmedin çocuk!
kalbim.
bana ne yaptın,
ne yaptın,
ne yaptın,
ne yaptın çocuk!
tüm maviler kirli şimdi ve tüm beyazlar utanç içinde ve sadece uyumak,
bunu niye yaptın,
niye yaptın,
niye yaptın,
niye yaptın çocuk.
uyumak istiyorum.
--spoiler--
Vurucu cem adrian şarkısı. Durup dururken, keyfimiz yerindeyken, aniden aklımıza gelir, içimizden biri "tüm maviler kirli şimdi , tüm beyazlar utanç içinde ve sadece uyumak istiyorum.." der. Dayanamaz açar dinleriz hemen. Ağlamayız ama gülemeyiz de... Dağıtır insanı..
Bu başlığı arattığımda niyetim, şarkının sözlerini şarkıyı bir kez daha dinleyip tadını çıkararak buraya yazmaktı. Fakat tabi ki bu zevke benden önce intikal edenler olmuş. Ellerine sağlık.
dinlenerek eskitilemeyendir. Ruhun nirvanasıdır bir bakıma.
"kestim, akıttım, damarlarımdaki kanımda akan o kirli siyah yalanları! olmadı!
sildim, çıkardım, yüzümden kazıdım yüzüme çizdiğin o siyah derin yazıları! olmadı!
kustum, tükürdüm içimde senden kalan o keskin o acıtan hatıraları! olmadı!
söktün,defalarca diktim o küçük ellerinle açtığın ve sızlayan bütün yaralarımı! olmadı!
bana ne yaptın, ne yaptın çocuk?
bunu niye yaptın, niye yaptın çocuk?"