Bir tanesi de çıkmadı ki yarışmayı kaybetmeyi göze alıp verilen 800 tl ile eve erzak alışverişi yapsın. öyle bir yarışmacı olsa biraz heyecan katsa yarışmaya fena mı olur?
özgüven patlama zirvesi.
yıldız tilbe'den hallice kavruk hatunların bana çuval getirin o bile yakışır diyebildiği yarışma.
ablam benim yaaaa giydiğin herşey üzerinde ağlıyor sen bu vasatlıkla nasıl bir farkla aynaya bakıyorsun?
iri gözlüyüm(patlak) diye kendini çok güzel zannetmek.
ben ettim sizler etmeyin, ben yandım sizler yanmayın abilerim ablalarım. bu zehrin kanınıza girmenize izin vermeyin.
bir süredir işsiz olmamdan kaynaklanan uzatılmış tatilimin keyfini çıkartıyorum. annem işten öğlen vaktinde gelip 'sosyolojik tespit'ler yapmak için bu programı açıyor. 'bakalım salak kızlarım bugün ne yapıyor' diyor bunu izliyor da izliyor.
ilk başta bir kereden bir şey olmaz şöyle bir göz ucuyla izleyeyim dedim. üçüncü gün kendimi annemle kombinler üzerine konuşurken buldum. babam bugün bizimle alay etti sen işsizlikten annenle anne-kız gibi olmuşsun dedi o da şöyle bir göz ucuyla seyrederken programın ortalarına doğru kıyafet yorumu yapmaya başladı. onunla da yetinmedi 'ay ben şu kızın kazanmasını istiyorum' dedi. tamam ay lafını ben bekledim. baba eğer bunu okuyorsan seni yumuşamış gibi göstermemi sineye çek lütfen. evet ne diyorduk?
işin şakası bir yana insanların ne kadar rahat birbirlerinin arkasından atıp tutabileceğinin, insani ilişkilerin ne kadar yapmacıklaştığının kanıtı bu program.
yarışmacılardan bir tanesinin cam kapıya bodoslama daldığı program. herkes dalga geçiyor ama ben çok üzüldüm sözlük o kadına. canı nasıl yanmıştır hem kamera karşısında rezil olmakta kolay atlatılacak bir şey değil.
-bence o şort senin altına gitm...
+az susar mısın bir şey söyleyeceğim.
-ben konuşuyorum ama!
+sen çok konuştun ahaha. sus biraz.
-konuşacam ya sanane.
+ya bi sus.
valla az daha devam etselerdi sanane, saman ye gibi diyaloglara şahit olacam diye korktum.
her sabah ah kapitalizm bu kadınları ne hale getirdi böyle diye yana yakıla izlediğim program. aslında bunu izlediğimi sözlük yazarlarının itirafları başlığına da yazabilirdim. lakin çevremde kimsenin bu durumdan haberdar olmasını istemem. aman ha.
yapacağım feminist devrimle bu kadınları birbirini böylesine rakip, kendilerini de böylesine sadece giyimden ibaret görmelerine son vereceğim dedirten program.
sosyolojik tespitler yapmak amacıyla bugün izlediğim programdır. 21.yy insan profilinin çok iyi yansıltıldığı bu program... böyle kaliteli yapımlar sayesinde...
ay şaka tabi be. işsiz güçsüzüm ben bu aralar. ama emin olun dostlarım şu an şu pek hürmetli yarışmayı izlemektense sanayi devrimi sonrası günde 20 saat çalışan fakir ama gururlu bir işçi olmayı tercih ederdim...
çay falan demlediğim için başlarını kaçırdım ne yazık ki.ama keşke tam o çayı demlerken annem bağıra bağıra 'çayı çok koy yengenler, amcanlar, dayınlar, teyzenler, kuzenler, komşular, komşu olmayanlar herkes bize bugün misafirliğe gelecek ' deseydi... belki o zaman kazanlarla çay demleyeceğim için bu yarışmayı kaçırırdım.
ne yazık ki olmadı. aldım bir fincan çayımı (fincan ne ya bildiğin tencere gibi bir kupa) , geçtim televizyonun karşısına hemen kanal d açıldı. baktım rihannanın bir şarkısı çalıyor arka fonda, az da hareketli kıpır kıpır oldum sabah sabah. sonra kalın bir erkek sesi duydum
'bıdıbıdı hanım bütçenizi aşar mısınız sizce? aman ha sürenizi unutmayınız, şimdi de bilmem ne desenli puantiyenin cırtlısı modelli bir elbiseyle çıkıyor karşımıza bıdı bıdı hanım'
töbe bismillah ne oluyor? adama ne kadının ne giydiğinden... ama sonra annem ufak bir bilgi verdi meğerse bu bir yarışmaymış belli bir para veriyorlar bu hanımlara, gidin bunla kıçınızı başınızı açacak elbiseler alıp gelin sizleri eleştircez diyorlarmış. sonra da birinciyi seçip para ödülü veriyorlarmış.
yarışma kısaca bu. izlediğim hanıma da 850 tl vermişler boğazda yemek mi ne yiyeceklermiş. onun için uygun bir kombin yapacak. girdiği mağazalarda çeşit çeşit elbiseler deniyor! bir mağazada tam 5 elbise denedi! inanabiliyor musunuz a dostlar! tam 5 elbise! ben sırf iş çıkmasın diye kıyafetlere bakıp göz kararıyla bu bana olur derken o hanım abla sadece bir mağazada 5 elbise denedi. ah sadece elbiseyle iş bitse ! bir de ayakkabi varmış, bizim apartman kadar yüksek topuklu ayakkabılar deniyor , o ayakkabılarla hopluyor, zıplıyor , arada fiyatlarını soruyor, sonra da 'ayyhh çok uygunmooşşş ' diyor. uygun dediği ayakkabı da yüz tl. . ayakkabıdan sonra takıcıları geziyor orda da gözlerine bir şeyler kestiriyor. sonra da beğendiği kombini yapmak için en başa geri dönüyor. elbsesini alıyor evet işte can alıcı noktaya geliyorum... elbiseye tam 500 tl veriyor. * bir elbiseye nasıl 500 tl verirlir ya? nerde yaşıyorsunuz olm siz? bir ay boyunca it gibi çalışıp bin tl kazanan biri için 500 tl ne demektir siz bilir misiniz? ben çok iyi bilirim. muhtemelen siz de çok iyi bilirsiniz. babalarınızdan, annelerinizden...
ondan sonra kapadım zaten. 500 tlyi acımadan bir elbiseye verdiği için de içimden ufak bir hakaret savurdum kedi canına. sonra düşündüm de bunlara talep olmasaydı bu hale gelmezlerdi. bu kadar boş beleş yaşamazlardı. yazık cidden yazık.
sonra bir daha düşündüm ; oğlum ben hem çok fakirim hem de çok çirkin , bu cillop gibi kızlara da çirkeflik yapıyorum. napayım çok güzellerdi lan kıskandım .*