kendini ortamın gerginliğini azaltmaya adamış gizli bir halk kahramanıdır. arkadaşlar toplanmıştır; biri tutturur bilmem hangi bara gidelim diye, biri tutturur "dışarıda çok para gidiyor, illede evde içelim." diye, biri yüzsüzlük yapar "benim param yok, siz ısmarlayın." diye, diğeri onu çekmek istemez, biri sinirlenir, diğeri bağırır. ortamı hep bu adam sakinleştirir, "bana hepsi uyar abi, siz de sakin olun. bugün birini yapalım, diğer günler de çuvala girmedi." gibi cümlelerle. ona sorsanız her şey uyuyordur ona ama aslında onun da duyguları ve istekleri var. belki canlı müzik olan bir yerde içmek istiyordur ya da belki hiç içmek bile istemiyordur o gün. ama ortamı germez, kim ne isterse ona uyar. belki cebinde son on lirası kalmıştır ama ortam bozulmasın diye ona da gider üç bira alır. biri der "benim son yirmi liram var, ben içmeyeceğim." diye; aldığı biraları bununla bölüşür.
diğer yandan sevgilisi varsa buluşmaları sıkıntılı geçer biraz, sevgilisini deli edebilir istemeden.
-yarın ne yapalım aşkım?
+bilmem, bana her şey uyar. sen nereye gitmek istiyorsan oraya gidelim.
bu tarz diyaloglar arttıkça karşı taraf fazla olan her şeyden sıkıldığı gibi her istediğinin olmasından da sıkılacaktır.
bir diğer yandan da büyük ihtimalle ailesinin istediği bölümü okuyordur.
kararlarda esnek olmak güzel şey tamam ama insan kendi kişiliğini ve isteklerini de bir köşede eritip bitirmemeli. ne demiş atalarımız; "her şeyin fazlası zarar."