bana bir senaryo yaz dediydin mesela papalina

    1.
  1. Son Dönem çağdaş şiirin temsilcilerinden Seyyit Nezir'in Ağustos 1993'te Broy Yayınları'ndan çıkan aynı isimli kitabına da adını veren şiir:
    Bir çocuk düşü bu, son fotoğraflarda.
    Huysuzca dalıyor uykumun en koyu rengine
    -Hiç istemediğin bir şey- o en dipteki
    Soluk bir kilim serili sedirin üstünde
    Bir kötülükten geçiyorum işte, sedef taneleriyle
    Taşan, o çaresiz kötülükten
    Yürekten bir kavalı üflediğimiz o kır kahvesinde.
    -Seni kırıyorum yine- o gök büyüklüğündveki yaprak
    Eski bir şarkının tozlarını alıyor,
    O antika ağaç masanın üzerinde
    Açık duran avcuna damlayarak.
    Kent bir Sinatra şarkısına dönüyor işte.
    Ay da - elimde değil, acemiysem de
    Tiryakisiyim beyaz yalanların- ve bir anda
    Avucumdan ortalığa ceviz kokan bir kolonya.
    -Limon değil, zambak dersem inanma.
    Ceviz diyorum bak-ölü bir sevgilinin
    Nişan yüzüğünü andıran şark çıbanıyla
    Garson da yanımızda bitiyro ansızın;
    Ağzının sol kıyısında bıyıklarını
    bir siverekli'ye yakışmayacak kadar kestiren
    O şark çıbanı nasıl da istanbul'da bir tane.
    Ama bir tek kara türkü dinlemedik ondan Kürtçe.
    -Bunu bile yapamadık seninle!
    Demekte hakkın var: Hiçbir sözümüze
    Konuştuğumuz anda yetişemedik nedense,
    Önüm sıra hep ufacık göğüsten
    Fırlayacak gibi kanayan o taze sesten
    Bir çocuk tülbendine sarılı yaralar. Niye peki?
    Bunu kim soracak, ama herkese
    Önce bana sorulsun, buna varım
    Niye peki çılgın bir ıslık tutturduğunda
    Yani içinden atlayan bir tutku
    Yüzüme vurduğunda, niye hep
    Tek sana bakan bir ayla parlasa gece
    ince bir sızıyla seğiren ağzının yaktığı tat
    Boşalır ceplerinden binlerce kağıt kırıştığında?
    Yalnız senin olan ve sana gömülü
    Önü ve sonu ikimize sürgülü
    Bir öpüşmedir yaşasak: Halk artık çok geride
    Unutulmuş bir dostun kırgın yüzü olarak
    Mı kalır? -Yakalandın! işte şimdi yakalandın
    Siverekli garson hiç yakalanmadı
    Yakalanmaz da biliyor musun ?
    Haftasında mutlaka mektup alırdı kerata
    içinde parlak sarı bir tutam tütün
    Senin için. Kıvır kıvır ve sert
    -Yaşam çok sert abla! Gündüz fabrikada
    Gece burda. Bir de hasret!- sıkılırdın artık,
    Aya esneyerek baktığında hemen
    Değişirdi kaset: Zülfü'den bir istek parça: Ada
    Zifiri kararırdı gece
    Böylece kalır bu dünya
    -Hani benim öfkem, alanlarım nerde
    Kim götürdü pankardımı ölüleri örtsün diye!
    Öldün işte. Şimdi öldün.
    Nasıl da unuttun, dün
    Kalemi usulca kaldırdın ilk satırdan sonra
    Asi üniversiteli çocuklar koydun, sayfanın
    Yani vilayetin tam önüne
    Bin dokuz yüz elli üç okur için
    Büyük kitle!
    -Küselim en iyisi. Had hangi dizeydi o,
    Tamam, Pembe Ay ya da Bayan Pasta
    Hadi onlara. Küselim kim var kim yoksa
    Yüzleri bir pankart ölüsünden farksız
    işte bulvarı korkunun ayaklarıyla geçip
    SEs geçirmez bir cam kabuktan içeri
    Geçtiler sessizce, geçtiler bugünü de.
    Küselim önümüze çıkan ilk
    Ve ceketi en terli adama.
    Karışma
    insanlara.
    Hep aynı ve hem bambaşka insanlara.
    Hemen de Valide Camii'nin dibinde
    Bitiverirdi o boyacı çocuk: Parlatalım abi!
    Hey anlasana, `arika güzellik bu.
    Hey allah, deli bir düş işte, eski fotoğraflarda
    Sesini aratıyor bana, tashihli bir satır olarak
    Dokuz punto ita.
    Düzeltiyorsun sevinçle, bir ok çıkarıp yanına
    Öğrenemedim gitti:-Harika!
    iyi de hani bunun setsaytı, acemi
    Harfleri daraltmazsan sığar mı eski kadrata?
    Aşk yani, sıkışmak zorundaysa yeni bir imgeyle
    ESki bir hayata
    En iyi editör ne yapabilir kendi şiirlerine
    Kürtajdan başka. Nazarlık, muska
    Kurşun döktürsün en iyisi!
    En iyisi şöyle yapsın, ama ben
    Sesini ararım bir çocuk düşüyle eski fotoğraflarda
    Kötülük dolu bir filme ilk kareler.
    Sahi bir senaryo yaz dediydin bana
    SEsini buldum işte, orda
    Bir balıkçı teknesinin ay ışığı mutfağında
    Sesini buldum: - Ne olmalıyım
    Bil bunu, ne olmalıyım senin ağzında?
    -Islık değil, kötü şair, mesela Papalina!
    Bir çocuk düşü bu, kAn içinde bir imge
    Ve düşük bir şiir, ıslıksız yürüyen, karanlıkta.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük