masal anlatacak bir babanızın olmaması durumunda gözyaşlarınızın akmasına engel olamayacağınız ; son dönemde kalitesi yerlerde sürünmenin eşiğine gelmiş türk müziğinin nadide eserlerinden biri olan şarkı...
bu şarkı ile ilk kez benden bir sokak çalgıcısı para alabilmiştir. ben vermedim resmen bunu çalıp zorla aldı kaltak!
şöyleki soğuk bir kış günü işten çıkmış, metroma binmiş, bahçelievler istasyonunda inmişim. adeta içim üşüyor. yukarı çıkacağım yürüyen merdivene yönelmişim. tam o esnada köşede zayıf çıtı pıtı bir abla elinde üflemeli bir çalıgı bir şeyler tıngırdatıyor. içimden "bir siktir git çay koy, bir işe gir çalış amına koyyim ebemle türlü fanteziler yapılmış zaten birde sana para mı vereceğim lan" diyorum. merdivene gidip yukarı çıkmaya başlarken tanıdık bir melodi duyuyorum. "oda nesi anski! süper babanın müziği değil mi lan o? evet evet bu o" diyorum. üşüyen içimi bir sıcaklık kaplıyor. yüzümde gereksiz, mal bir tebessüm var. "lan" diyorum "bu çıtır benim yüzümü iki üflemeyle güldürebildiyse bu yorucu günün sonunda hak etmiştir üç beş bir şey" ve önce yukarı çıkıyorum, sonra tekrar bir hızla aşağı inip ablaya teşekkür edip cebimde bozuk ne varsa veriyorum. bahçelievler metrodaki yürüyen merdivenlerin uzunluğunu da bilen bilir hani nası bir mutlu olduysam koşarak aşağı indim.
bu arada çıtı pıtı çalgıcı abla kusura bakma yukarda kaltak dedim, tam net hatırlamamıştım o an şimdi baya hatırladım alttan şarkıyıda açınca baya sevindim.
kısaca çıtı pıtı çalgıcı ablanın fülütünden dökülen eşsiz nağmelerdir.
yeni türkü'nün mükemmel şarkısıdır. kanal d'de çalıyorlar bugün babalar günü jeneriğinde. gözlerim doluyor. bu kadar duygu yüklü şarkı az bulunur. babamın bir faydası olmasa da şu an bana hayalimdeki babam için gözyaşı döktüm dün.
hani tüm hayatının gözünün önünden film şeridi gibi geçtiği anlar olur ya, o sırada kafamda arkada çalmasıyla zihnime nasıl kazındığının göstergesi çocukluğumun müziği.
kaç yaşında olursanız olun içinizi bir tuhaf yapan, sizi birden geçmişinizie çocukluğunuza götüren, içinde hep bir hüzün barındıran harika bir şarkıdır.
+bana bir masal anlat baba.
-anlatayım yavrum. bir varmış...
+baba, babaaaaaa nerdesin. bari bir yokmuşu da söyleyip öyle gitseydin baba. hem masallar hiç bu kadar kısa olmaz ki..
koşa koşa, sevinçle kalkardım, babamın kucağında izlerdim, bu şarkı çalmaya başlardı sonunda...
hani televizyonun sağ alt köşesinde sıradaki program yazar ya? o yazı çıkardı, bilmezdim ne olduğunu. babam derdi ki,
"oğlum bak, iyi geceler çocuklar yazıyor. şimdi biticek derdi. inanmazdım, biticene, gerçekten de biterdi biraz sonra. babam alırdı beni kucağına, yarı uykuluyum, götürürdü yatağıma, yatırırdı, uzanırdı yanıma, beni koklardı, mis gibi rakı kokardı, hiç unutmuyorum, ufacıktım, öpe koklaya uyuturdu beni.
bilirdim, sabah gelip uyandırıcak beni, kahvaltımı hazırlicak, annem babam ve ben kahvaltımızı yapıcaz.
süper baba dizisinin hüzünlü şarkısı. ne zaman dinlesem o küçük çocuk olasım geliyor. annemin televizyonu açması, süper baba'nın başlaması, güneşin hafiften batması. sonra bir anahtar tıkırtısı, baba işten dönmüştür işte. şimdi o anahtar bende... gün bitti mi kapımı da kendim açıyorum, televizyonumu da...
babam bana hiç masal anlatmadı.
geceleri gelip de hiç okşamadı saçlarımı.
"benim kızım başarır"la başlayan cümleler kurmadı.
ne yazık ki biz annesi ve babası beraber yaşlanan o şanslı çocuklardan olamadık.
annem evde yalnız kalırsa diye düşünmeyen, okula giderken aklı evde kalmayan, ampül patladığında "babam halleder" diyebilen.
ne yazık ki biz annesi ve babası beraber yaşlanan o şanslı çocuklardan olamadık.
oya-bora'nın söylediği harika şarkı. şu an öyle bir ruh haline sürükledi ki beni anlatması güç. gerçek dünya, insanlar, hayat, yaşama amacım her şey boş geliyor. sanki her şey masallarda güzel sadece, sanki ben masallar ülkesine gittim şimdi..
masallar ülkesi cidden güzel. hayallerimin hepsi gerçek olmuş durumda. gerçek hayatı bırakıp masallar diyarında mı yaşasak?