sebepsiz yere gitmedin ki sen
boşluğa beni koydun bilmeden
yüzüme vuran boğaz rüzgarı
hiç soğuk değil sensizliğinden
kendini görmek ne acı
yok olmuş hayallerin çıkmazı
anlamak çok zor değil
farkı yok aslında sonların
bana bana hep bana
ayrılıklar hep bana
gidenlerin ardından
bakakalmak hep bana
bakakalmak hep bana
korkumdan değil güçsüzlüğümden
kaçtım her zaman geri dönmekten
kısacık yolun ne kadar uzun
dalgalarda ben şimdi sarhoşum
kaybeden bir tek ben miyim
yok olan inancımı neyleyim
son bir kez ağla bana
gözyaşın sulara karışsın
bana bana hep bana
ayrılıklar hep bana
gidenlerin ardından
bakakalmak hep bana
o bir gün, giderse, gene seni, gene seni üzerse
o bir gün, giderse, gene seni, gene seni üzerse
(ha ha ha ha ha... ha ha...)
bir ömür böyle geçmez, ayrılık yar olursa
bana bana (olur mu?), bana bana (olur mu?)
bana bunu, bana bunu, bana bana (olur mu?)
bana bana (olur mu?), bana bana (olur mu?)
bana bunu, bana bunu, bana bana (olur mu?)
yapamazsın, ay ay ay ay ay...
yapamazsın, ay ay ay...
ya bir gün giderse, gene seni, gene seni üzerse
ya bir gün giderse, gene seni, gene seni üzerse
(ha ha ha ha ha... ha ha...)
bu sefer aldanmam ben, ayrılıktan korkmam ben
bana bana (olur mu?), bana bana (olur mu?)
bana bunu, bana bunu, bana bana (olur mu?)
bana bana (olur mu?), bana bana (olur mu?)
bana bunu, bana bunu, bana bana (olur mu?)
yapamazsın, ay ay ay ay ay...
yapamazsın, ay ay ay...
bana bana (olur mu?), bana bana (olur mu?)
bana bunu, bana bunu, bana bana (olur mu?)
bana bana (olur mu?), bana bana (olur mu?)
bana bunu, bana bunu, bana bana (olur mu?)
yapamazsın, ay ay ay ay ay...
yapamazsın, ay ay ay...
bana bana (olur mu?), bana bana (olur mu?)
bana bunu, bana bunu, bana bana (olur mu?)
bana bana (olur mu?), bana bana (olur mu?)
bana bunu, bana bunu, bana bana (olur mu?)
bana bana (olur mu?), bana bana (olur mu?)
bana bunu, bana bunu, bana bana (olur mu?)
bana bana (olur mu?), bana bana (olur mu?)
bana bunu, bana bunu, bana bana (olur mu?)
bana bana (olur mu?), bana bana (olur mu?)
bana bunu, bana bunu, bana bana
yarışmayı sunan arkadaş şarkının başında ve sonunda timur selçuk ve şarkıyı acaip övmüştür. ama sonunda feci göt olmuştur zira sondan ikinci olmuştuk yamulmuyorsam. yalnız timur selçuk çok fena coşmuştur, çok tatlıdır yav.
çeşitli söylentiler vardır bu şarkıyla ilgili. bir orkestra hatasının sonucu olarak, şarkı çok hızlı bir tempoda girmiş ve solistler hiç kimse bozuntuya vermeden, tempoya ayak uydururak, arkasından at koştururcasına hızlı bir şekilde söylemişler şarkıyı. belki de 21. olmayı hazmedemeyen bünyelerin uydurduğu bir şeydir, bilemiyoruz. yalnız ilginç bir şekilde kendisini dinlettiren bir şarkıdır. bu haliyle de çok kötü sayılmaz. hazal selçuk ve arzu ece'nin dışında, sarper semiz ve vedat sakman da vardır grupta.
eurovision perfonmansında şarkı başladığında timur selçuk'un ani tepkisinin izlenilesi olduğu ve bana göre en güzel eurovision şarkılarımızdan biri olan şarkıdır.
bir çok seslilik şaheseridir. şarkının sözleri ingilizce olsa idi çok iyi bir derece alacağını düşünüyorum. o zaman jüri oylaması olduğu için sözler çok itici gelmiş olabilir. onun dışında on numara şarkıdır. eurovizyonun çok ilerisinde bir şarkıdır. hem müziği ile hem uçuk kaçık bir havada söylenmesi ile. yüksek sadakat ile eurovizyon'da eski günlerimize döndüğümüz, bir nevi nostalji yaşadığımız şu günlerde bu eşsiz şarkıyı hatırlamamak olmazdı.
muhteşemötesi timur selçuk eseri. sözler armonik yapıya çok uygundur, inişli çıkışlı müziğin ritmi, timur selçuk'un enerji yüklü ruh uçurucu yönetimiyle iki kadın'ın iki erkeğe karşı aşkı tüm şiddetiyle yaşattığı harika bir performansa dönüşür. gerçekten eurovision'ın çok ötesinde çok güzel bir eserdir. ayrıca vedat sakman'ı o sahnede görmek de harika bir duygudur.
geceyi aydınlatan ziyafettir.