--spoiler--
Birbirimizi ne zaman anlamaya başlarız? Ne zaman birbirimizi dinlemeye başlarız? Ne zaman bağışlayacı oluruz ve bundan da, önce, kimi neden bağışlamamız gerektiği noktasında mantık kullanmayı öğreniriz? Ne zaman duygu ve mantık dengesini kurarız? Sözde duygusallıktan ne zaman kurtulup dengeli tavırlar sergilemeyi öğreniriz bilemiyorum. Kısacası dengeli olmayı öğrendiğimiz gün, gerçek insan olma yolunda emin bir adım atmış olacağız..
Su içmekten aciz olan fakat acziyetini, mahkumiyetini viski bardağı ve zilli kahkahalarıyla gizlemeyi bilen akıllı akılsız, yalancı yalnız insan!
insanı insan yapan ne varsa, salyalarıyla savuran zavallı yalancı yalnız insan!
inşallah bir gün, karaya çıkarsın, tökezlersin, yere kapaklanırsın ve kendini bulursun yalancı yalnız insan!
Kafanı çarpmadıkça insan olacağın yok senin yalancı yalnız insan!..
Bir gün içinizdeki o koca dünyayı paylaşmak iserseniz eğer, şimdiden dua yolculuğuna çıkın. Çıkın ki, hiç'e olan mahkumiyetiniz son bulsun.
--spoiler--
Aşk öyle masum birşey ki,
Öyle narin birşey ki kırmaya korkmalı
Kalp öyle savunmasız ki,
Öyle yorgun düşmüş ki elinden tutmalı
Aşk öyle kutsal birşey ki,
Öyle hassas birşey ki üzmeye korkmalı
Kalp öyle savunmasız ki,
Öyle yorgun düşmüş ki elinden tutmalı
Senden rica etmiştim
Bir tek bunu beklemiştim
Tatlı sözler tükensede
Aşk vadesi bitsede
Saygımız hep kalsın demiştim
Beni mahçup mu ettin
Sen kimseyi incitmezdin
Zamane aşklarıyla,
Günlük telaşlarıyla karıştırma beni demiştim
Ne oldu, ne oldu
Bazı şeyler yalan oldu
Ne oldu, ne oldu
Bizim nesile ne oldu