et balık kelle, bunlar yenir elle.
elle yenir derken, arap gibi 10 parmak değil, bizim gibi lokmacılar parmaklarını ademta çatal bıçak gibi kullanır, temiz iş. elim kirlenmeden elle yediğim yemekler bilirim. nazik olursanız sorun kalmaz.
şimdi bir somon yiyorsak, palamut yiyorsak, elbette elimizle yemeye gerek yok. lakin tavada gümüşleri kızarttın, nasıl yiyeceksin çatalla bıçakla? ay fenalık gelir. zaten barnak kadar, mecbur eller göreve.
Bugüne kadar kendisine hizmette kusur etmemiş, hastalıkta sağlıkta her türlü zorluğa beraber göğüs germiş kendisini asla yarı yolda bırakmamış dostlarını, ellerini, balık gibi nadide bir nimetten geri bırakmayarak ahde vefa göstermiş insandır. adamdır.
vıcık vıcık elle o kadehe dokunulmaz, rakıya hakaret olur. ayrıca el leş gibi yağlıyken ne yemeğin tadı çıkar ne bir şeyin.
Güzelim levreğe elle dalmak, parça pinçik ederek, et parçaları tırnaklarının içine kaçarak, her lokmada ellerini parmaklarını şırılop benzeri iğrenç bir ses efektiyle ağzına götürüp emerek yemek samimidir tabi.* Maymunlar da samimi... national Geographic sözlüğü gibi oldu bura. Lan açın seyredin maymunları. Bir daha da darwin'e laf etmeyin.
Bir de tadı ancak elle yeyince çıkar diyenler var. Löp löp eti parça pinçik edince mi tadı oluyor? çatal bıçakla bütünlüğünü bozmadan güzelce ayırıp, çatalına dilediğin kadar bir lokma alıp, roka ve soğan ekleyip ağzına atınca daha keyifli oluyor gibi geldi bana. Ha sen elini balığa daldırıp darmadağın bir parça ağzına atıp, sonra soğandan ısırıp, bunları elinle roka yardımıyla boğazına iteliyorsan bilemiyorum tabi.
yemek yeme adetleri aslında sadece nezaket kuralı olarak değil, yediğinin tadını gerçekten anlamak için de üretilmiştir.
Sonuç olarak çoğunluğun balığın tadı elle çıkar mantığı çatal bıçak kullanmayı becerememesinden, bu şekilde yemeye çalışmanın onlar için işkenceye dönüşmesinden kaynaklanır. işkence çekersen tabi ki tadı çıkmaz ama alet kullanma becerisi de evrimde önemli bir aşamadır.