simdi balo olur, parti olur, mezuniyet toreni olur, efenime soyleyim, dugun olur dernek olur, sunnet olur, okulun ilk gunu olur, arkadaslarla iftar yemegi olur, olur da olur.
iste bu tur organizasyonlarda, organizasyonun en guzel kizi olmaya calismamakta fayda var.
soyle bir duyum aldim, ne kadar dogru bilemem:
bu yukarida saydigim organizasyonlarda, gecenin en guzel kizi her seferinde saat tam 00.00 da, balkabagina donusuyormus.
burdan cikartilmasi gereken ders nedir?
en guzel kizi olmaya calismayin, kendiniz olun.
edit: arkadasim eda'dan soyle bir soru geldi: en guzel kiz olunca baskasi mi oluyoruz? hayir guzelim. en guzel kiz olmaya calisinca baskasi oluyorsunuz.
bu balonun en güzel kızını, erkek arkadaşı almaya gider bir de filmlerde.
orada illa merdivenlerden inecek aga o kız! sonra çocuk "vay amına koyim ne kadar güzel olmuş" deyu iç geçirecek.
lise mezuniyetine giderken de bizim peder böyle bi şey demişti. "sevili almaya gidiyosun dimi oğlum" sorusuna "evet" cevabını verince, "merdivenlerde gördüğün ana dikkat et" dedi. "baba" dedim "seviller aksoy apartmanının 3. katında oturuyolar. ne bekliyosun anlamadım" dedim. kem küm etti.
bi gün de tafra yapmıştı "akşam yemeğinde tüm aile masada olacak demedim lan" deyu. o gün bugündür yabancı film izletmiyorum adama. bitmeyen şarkıyı, öyle bir geçer zaman ki'yi falan izliyor.*
ilginç bir anım canlandı gözümde tey tey... lise mezuniyet balosu. mevzubahis güzel olan şahıs çok samimi olmamakla beraber arkadaşımdır. velhasıl ağır müzikler eşliğinde insanlar dans ederler. ben pek anlamasam da şansımı denemek isterim. nasıl olsa arkadaşım reddetmez diyerek o balonun güzel kızına yönelirim. tahmin ettiğim gibi reddedilmem. elimi beline atarım. o da boynuma doğru... tam sallanmaya başlarken adeta beni beklemişcesine pezevenk piyanist şantörümüz oyun havasına döner. iki dakika kadar bozuntuya vermemek için oynanır akabinde götüne baka baka masaya dönülür... hayatım da böyle. piyanist şantörler hiç eksik olmuyor. bi siktirin çıkın hayatımdan ulan!
