bildiğin götlüktür. maruz kalmışlığım vardır. inşaat halinde bir bina vardı. çoluk çocuk doluşurduk oraya. aşağıda kum yığını vardı tabii. abiler atlardı ilk katın balkonundan, biz alkışlardık. çılgınca eğlenirdik. sonra biri geldi, atla lan sen de dedi. atlamam ki, atlamam ben dedim. tepti beni beygir. düştüm kolum kırıldı, yen içinde kaldı.
götlüktür diyoruz, biliyoruz da konuşuyoruz herhalde.
kimi zaman içimden geçen bu olmuş olsa da kıyamamış, daha eğlenceli yöntemler bulmuşumdur sıklıkla kardeşim üzerinde denediğim. çok katlı bir apartmanın en üst katında oturmamız da bu işkenceye uygun bir mekan bulmamı sağlamıştır hani. şöyle ki;
balkon parmaklıkları ardından dışarı bakan kardeş bir güzel ittirilir, burnunu her yere sokmaya meraklı küçük kardeşin kafası parmaklıklar arasından geçirilir. biraz da koca kafalı olmasından mütevellit kafasını artık istese de geri çekemez. sonra sessizce içeri girilir, balkon kapısı itinayla kapanır. neyseki huysuz ama gururlu olan kardeş sesini çıkarmaz önceleri. ne zaman ki anne meraklanır, kardeş balkonda bulunur. hep birlikte gülünür diyemeyeceğim sonunda. sıkışmış olmasından sebep boynu kızaran küçük kardeş, yediği tokatla yanağı kızaran ise sıklıkla abla/ abi olur.